Ankara yolunda gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Binali Yıldırım, AB ile gerilen ilişkileri değerlendirdi.
“Avrupa rotasını şaşırmış durumda. Bir yandan yükselen ırkçılık, bir yandan yabancı düşmanlığı, özelinde Türk düşmanlığı… Avrupa’da seçim yılı olması nedeniyle de maalesef liderler, siyasiler gerekli tavrı koyamıyorlar.” yorumunu yapan Başbakan Binali Yıldırım, verdiği röportajda şunları söyledi;
TAMAMEN ÇİFTE STANDART
“18 Mart 2016 Geri Kabul Anlaşması; vize muafiyeti, mültecilere yardım, bire bir göçmen değişimi gibi konuları içeren bir anlaşma vardı. 30 Haziran 2016’da yürürlüğe girecekti, maalesef girmedi. Diğer maddelerde de istenilenler yapılmadı. “Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirin” dediler, 72 madde öne sürdüler. Hemen tamamı yapıldı, ancak Terörle Mücadele Kanunu’nda kafaları karışık. DEAŞ’la, FETÖ’yle, PKK’yla mücadele eden bir ülkede teröristleri cesaretlendirecek bir değişiklik düşünülemez. İstemeleri doğru değil. İlişkilerde buradan başlayan bir bozulma var. 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki tutumları bu mesafeyi biraz daha açtı.
“Darbecilere karşı çok sertsiniz” gibi abuk sabuk söylemlerle işi biraz daha olumsuz yöne taşıdılar. Geldiğimiz noktada, AB Türkiye’nin özgürlükler, demokrasi, insan hakları, fikir hürriyeti gibi konularda geri gittiğini iddia ediyor. Ama gerçek bu değil. Ne yaptıklarını görüyoruz. Bakanlarımızı ülkelerine sokmuyorlar. Vatandaşları bilgilendirecek, “Evet” kampanyası yönünde çalışacaklara yasak getiriyor, kendi medyalarında Türkçe “Hayır” kampanyası yapıyorlar. PKK’nın, FETÖ’nün bütün kaçakları boy boy resimler veriyor, propaganda yapıyor, hiçbir önlem yok. Tamamen çifte standart. “Avrupa değerleri” diyorlar, nedir bu değerler? Fikir beyan etmeye engel olmak mı? Bir bakanın kendi konsolosluğunu ziyaret etmesini, soydaşlarıyla buluşmasını engellemek mi? Avrupa rotasını şaşırmış durumda. Bir yandan yükselen ırkçılık, bir yandan yabancı düşmanlığı, özelinde Türk düşmanlığı… Avrupa’da seçim yılı olması nedeniyle de maalesef liderler, siyasiler gerekli tavrı koyamıyorlar.”
TÜRKİYE İPLERİ KOPARIYOR MU?
“Türkiye AB’ye girmiş mi ki ipleri koparmak istesin? Üç nesil geçti. İlk nesil gurbetçiler, yok oldu gitti. İkinci nesil geri döndü, üçüncü nesil oralara yerleşti… Biz hâlâ AB’ye üye olacağız. Bizden çok çok sonra başlayan bütün ülkeleri aldılar. Alınan ülkeler Türkiye’den iyi durumda mı? İspanya’yı, Yunanistan’ı, İtalya’yı aldıkları zaman, bizim durumumuz onlardan kötü değildi. Kıbrıs Rum Kesimi’ni alacaksın, Türkiye’ye naz yapacaksın. Sonra da “Kıbrıs sorununu çözelim” diyeceksin. Nasıl olacak?
AB’nin zihninin arkasında daima Türkiye’yi kapıda oyalamak var. Bugüne böyle geldik. Gümrük Birliği’ne girdik, bir sürü sorumluluk üstlendik. Şimdi güncellenecek. Ona da itirazımız yok. Hizmet, sanayi, tarım sektörü de buna dahil olacak, genişleyecek.”
KAMUOYUNUN AB’YE GÜVENİ DİBE VURDU
“İlişkileri bozalım diye gayret göstermiyoruz. AB’ye diyoruz ki, “Bize dürüst davranın, çifte standart yapmayın”. AB diyor ki, “Hiç sorgulamadan, şart öne sürmeden her şeyi kabul ederseniz, üyeliğinizi düşünürüz”. AB bizi tuzağa düşürmeye, ipleri koparmamızı sağlamaya çalışıyorsa, kaybedecek neyimiz var? Ne kazanıyoruz ki kaybedelim? Biz ne yapıyorsak, demokrasimizin standardını yükseltmek, ülkemizin zenginleşmesi, refahı için… 15 yıldır altyapı yatırımlarını yapıyoruz, sağlıkta AB’den geri tarafımız yok. Sonunda AB üyeliği diyelim ki oldu. “Haydi giriyoruz” diye girecek değiliz, yine millete soracağız. Şu an AB’nin ikircikli tutumundan dolayı Türk kamuoyunun AB’ye güveni dibe vurmuş durumda. Önce bunu düzeltmemiz lazım.”
‘BÖYLE RAPOR OLUR MU?’
Venedik Komisyonu PKK’lıların, FETÖ’cülerin ağzıyla bir rapor yazdı. Ne yani; biz yönetim sistemimizi, Anayasa’mızı değiştirmeye karar veremeyeceğiz, AB’nin telkinleriyle karar vereceğiz öyle mi? Türkiye bağımsız bir ülkedir, kendi kararlarını kendi verir. Bu verdiği kararları da milletinin onayına sunar. Bunlar ortadayken, halk oylamasını etkilemeye yönelik; hatta ileri götürüp “Erteleyin, yapmayın, bu sistem tek adam sistemidir” gibi muhalefetin söylemlerini rapora koymuşlar. Böyle rapor olur mu? Tamamen siyaset yapıyorlar.
İnsanımız bunu dayatma olarak algılar, cevabını 16 Nisan’da verir. Ondan sonra şöyle böyle yapacaklarmış; yapsınlar! Tehditlerle Türkiye’yi kimse dize getiremez. AB gelecek vizyonunu gözden geçirmeli. AB içinde olanlar da mutsuz. Halkın yüzde 58’i, birlikte olmaktan mutsuz olduğunu ifade ediyor. Ne diyorlar? “Bizim hürriyetlerimiz kısıtlandı, ülkemizin bazı konularda karar verme kabiliyeti ortadan kalktı.” İngiltere çıkıyor, belki onları başkaları da izleyecek.”
İHA