Başkalarının Kusurları Hakkında Konuşmamak
Wu He, Song Hanedanlığı Dönemin’nde (960-1276), annesi tarafından katı bir disiplinle yetiştirilmiş olan tanınmış bir bilgindi.
Bir gün annesi, Wu He’yi bir misafirine diğer insanların kusurları hakkında konuşurken duydu. Misafir gittikten sonra, annesi ona değnek ile yüz kamçı cezası verdi.
Bir yakını annesini sakinleştirmeye çalışarak, “Başkalarının güçlü veya zayıf yönleri hakkında konuşmak bilginler için olağan birşeydir. Bunda yanlış olan ne var? Onu bu şekilde incitmene gerek yok.” dedi.
Annesi iç çekerek, “Duydum ki, eğer bir anne ve baba, kızını gerçekten seviyorsa, ona ne söylediği hakkında çok dikkatli olan bir bilgin ile evlenmesi konusunda ısrar eder. Benim sadece bir oğlum var. Ona ahlaki standartları ve hayat prensiplerini öğretmeye çalışıyorum ve umarım ki annesinin ona, ağzından çıkan sözler hakkında çok dikkatli olması gerektiğini öğrettiğini unutmaz. Oğlumun yürümesi gereken yolu hatırlamasını sağlıyorum.” demiş. Annesi ağlamaya başlamış ve yemek yemeyi reddetmiş.
Eski ahlaki değerler bize, söylediğimiz sözler hakkında sağduyulu olmayı öğretiyor. Dikkatsizce yapılmış bir yorum, başkalarını keskin bir bıçak saplanmışcasına acıtabilir. Dahası, söylenen söz geri alınamaz. Küskünlük, intikam ve karma yaratabilir. Erdeme ve ahlaki prensiplere değer veren bir kişi, söylediklerine dikkat eder ve başkalarının kusurları hakkında onların arkalarından konuşmaz. Böyle bir kişi, karşısındakine hem kendini düzeltme hem de açık ve asil bir tavırla kendini değiştirme fırsatı verir. Bunun yanısıra, kendi içine de dönerek, böyle bir kusurun kendisinde var olup olmadığına bakar.
Wu He annesinin katı disipliniyle birlikte, ağzından çıkan kelimeler konusunda daha dikkatli ve özenli olmaya çalışarak, bundan sonra erdemli ve yüksek ahlaki standartlara sahip olma yolunda çalıştı. Kendi döneminin en onurlu bilginlerinden biri haline geldi.
İngilizce kaynak: http://www.theepochtimes.com/n2/content/view/31284/