Beyaz Saray, Çin’deki Yasadışı Organ Ticareti İle İlgili Dilekçeye Yanıt Verdi
Beyaz Saray, yaklaşık üç yıl önce “We the People” internet sitesine yollanan Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Falun Gong uygulayıcılarından canlı organ toplamasının kınanması ve konunun araştırılması çağrısında bulunan dilekçeye, 30 Ocak 2015 tarihinde bir yanıt verdi.
ÇKP rejimi 1999 yılında Falun Dafa’ya karşı ülke çapında bir zulüm başlattı. O zamandan beri ülke genelinde Falun Gong uygulayıcıları kaçırılıyor, tutuklanıyor ve işkence görüyorlar. ÇKP, asker, silahlı polis, çalışma kampları ve tıp uzmanlarını kullanarak, devlet yaptırımı ile yürütülen Falun Gong uygulayıcılarından zorla canlı organ toplama suçunu gerçekleştirmektedir. Hapsedilen Falun Gong uygulayıcılarından toplanan tıbbi veriler ile, bir organ veri ağı oluşturarak, büyük bir organ bankası kurulmuştur.
Dünya Falun Gong Zulmünü Araştırma Örgütü (WOIPFG), yaptığı araştırmalar sonucu geçtiğimiz günlerde bu eyleme katılmış 865 hastane ve 9.500 tıp uzmanının bir listesini yayınladı. Çin hastanelerinin internet sitelerinde yayınlanan ilanlara ve tıp dergilerinde yayınlanan makalelere dayanan araştırmalar sonucu, bu hastanelerin 2014 yılının Eylül ayı itibariyle, en az 176.267 böbrek, 40.170 karaciğer ve 137.294 kornea naklini tamamladığı tespit edilmiştir.
Avrupa Parlamentosu, 12 Aralık 2013 tarihinde, Çin komünist rejimine “inanç mahkumları, din ve azınlık gruplarından organ toplamayı durdurma” çağrısında bulunan bir kararı kabul etti.
Beyaz Saray’ın verdiği yanıt, “ABD hükümeti yasadışı veya etik olmayan organ toplamaya ya da insan organlarının ticaretine karşıdır. Biz idam mahkumlarından, organlarını toplamayı durdurması için Çin’e çağrıda bulunduk ve üst düzey Çinli yetkililerle bu konuyu gündeme getirdik. Çin’deki liderler, bu tür uygulamaların devam ettiğine dair raporlardan haberdar olduğumuzun farkında olmakla birlikte, idam mahkumlarından nakiller için organ toplama uygulamasını ortadan kaldırmayı taahhüt eden bir açıklama yaptılar. Biz mevcut iddiaları çok ciddi bir şekilde ele alıyoruz, dolayısıyla durumu ve Çinli yetkililerin bu taahhüdü yerine getirmek için yürüttükleri eylemleri yakından takip etmeye devam edeceğiz.
Çin hükümetinin insan hakları uygulamaları ve Falun Gong uygulayıcılarına muamelesi, endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Dışişleri Bakanlığı Çin’i 1999 yılından bu yana, Uluslararası Din Özgürlüğü Yasası altında özellikle din özgürlüğü konusundaki ciddi ihlalleri ve yapmış olduklarından dolayı “Özel Endişe Duyulan Ülke” olarak belirlemiştir. Dışişleri Bakanlığının 2013 İnsan Hakları Uygulamaları Üzerine Ülkeler Raporu ve 2013 Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu’nda bildirildiği gibi, Çin hükümetinin din özgürlüğü hakkının korunması ve saygısı kötüleşmiştir.”
ÇKP rejiminin Falun Gong’a karşı soykırım politikaları, devlet tarafından yürütülen ve kamuya duyurulmadan organları için Falun Gong uygulayıcılarının idam edilmesi ile gerçekleştirilen zorla canlı organ toplama suçunu başlatmıştır.
ÇKP rejimi, 2006 yılından bu yana uluslararası toplumun baskısı altında, organ nakillerinin idam mahkumlarından alınan organlarla gerçekleştirildiğini itiraf etmek zorunda kaldı. Ama ilan edilen ölüm cezalarının sayısında yıldan yıla gerçekleşen azalma ile 2000 yılından bu yana gerçekleştirilen organ nakillerinin katlanarak artması birbiri ile tutarlı değildir. Bu nedenle, Çin’deki organ kaçakçılığının birincil kaynağı, büyük olasılıkla organları için habersizce öldürülen Falun Gong uygulayıcılarıdır.
“We the People” internet sitesi üzerindeki dilekçe imza toplamakta ve Obama Yönetiminden ÇKP’nin Falun Gong uygulayıcıları ve diğer tutuklulardan canlı organ toplama acımasızlığını açıkça kınaması talebinde bulunmaktadır. Dilekçede, canlı organ toplamanın insanlığa karşı bir suç olduğuna dikkat çekilmektedir. Bu suç on yıldan fazla bir süredir Çin’de gerçekleşmektedir. Bu suçları ortaya çıkarmak, onları durdurmak ve faillerinin adalet önüne çıkarılmasını sağlamak, insan haklarını korumada dünya lideri olarak ABD’nin ahlaki yükümlülüğüdür.
Dilekçe, tıp etiği araştırmaları üzerine uzman Profesör Arthur Caplan, Kaliforniya’dan bir nörolog olan Doktor Alejandro Centurion ve Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörü Jianchao Xu tarafından başlatılmıştır. Şu ana kadar dilekçeyi 34.000 kişi imzalamıştır.
Kaynak: Clearwisdom websitesi