Bir Mersin Aşığı Nurullah Türe
“Mükemmellik miktarda değil, sistemde yatar”
Mersin için, ülkesi için kafa yoran, sürekli fikir egzersizleri yapan biridir Nurullah Türe. İsabetli tespitleri, yerinde saptamaları, sosyal medyada hayli ilgi çeker. Onun çabaları gelişigüzel değildir. Zira o bir teknik elemandır.
1976 yılında Silifke’de doğdu. Elektrik üretim-iletim-dağıtım teknikeridir. Halihazırda yüksek gerilim teknikeri olarak çalışmaktadır. Türe, teknik adam olduğu kadar, siyasi konularda da birikim sahibidir. Ülkü Ocakları’ndan yetişmedir. Milli konularda aşırı hassasiyet sahibidir.
Nurullah Türe, Mersin’i ilklerin yaşandığı, kapasitesi yüksek bir şehir olarak görür. Fakat ne yazık ki aynı şehir, gereken konumda değildir. Misal, Mersin ilk kadın muhtarı, ilk kadın belediye başkanını çıkaran şehirdir. Çok zengin doğal, tarihî, kültürel değerlere sahiptir. Kurtuluş savaşında Kuvayımilliye kuvvetleri düşmana karşı cesurca, kahramanca mücadele vermiştir. Fakat bir kahramanlık payesi almamıştır Mersin. Kontrolsüz göçlerle demografisi, doğal güzelliği bozulmuştur.
Mersin kimliksiz kalmıştır. Turizm, ticaret, tarım, lojistik, sanayi hepsinden nasiplenir ama nedense bir kimliği öne çıkamaz. Arafta kalmıştır adeta. Türe, şehrimizdeki koordinasyon eksikliğinden de bahsediyor. Müspet yaklaşma gereğinin önemini vurguluyor. Farkındalık oluşturmaktan söz ediyor. Şehri için yoğunlaştığı belli oluyor Türe’nin.
O, asla umutsuz değil. Sadece eleştirinin doğru olmadığından, çözüm önerilerinin de üretilmesinden yana. Tarihsel, kültürel süreçlerin yeterince bilinmediğini ve bunun gençlere aktarılamadığını düşünüyor. Mersin merkezindeki kültürel mekanların ve çalışmaların yetersizliğini vurguluyor.
Geçmişini bilmeyen geleceğe yön veremez. Tecrübe aktarımı bu noktada büyük önem kazanıyor.
Türe, elektrik yüksek gerilim teknikeri olarak ekonomiyle birebir iç içe. Zira elektrik, medeniyetin, ekonominin en önemli unsurudur. İş insanlarına, nokta atışlar yapmalarını ve hedeflerine öyle ulaşmalarını öneriyor. Zaman ve enerji kaybının büyük yaralar açtığını biliyor. İş insanlarının lobicilik faaliyetlerini güçlendirmeleri gerekliliğini savunuyor.
Şehirdeki arazi rantının kiralar üzerinde etki yaptığına inanıyor. Arazi imar durumunun kamu yararı gözetilerek yapılması gerekiyor. Zemin sıvılaşma riskinin bulunduğu bölgelerde dikey mimari yerine yatay mimarı kullanımı elzemdir.
Türe, siyasette holdingleşme eğiliminin baş gösterdiğini söyleyerek, katılımcı siyasetin önünün açılmasını istiyor. Ulaşımda da metro yerine, yüzeyden metrobüs projesinin uygulanmasının daha hızlı ve ekonomik gerçekleşeceğini vurguluyor. Orta refüjdeki alanın metrobüse ayrılması ve tüm doğal gaz, elektrik, altyapısının da onun altında toplanarak şehre yeni bir kimlik ve güç kazandırılmasını öneriyor.
Akkuyu Nükleer Santrali’ne olumlu yaklaşan ve enerji konusunda birçok farklı görüş ve önerileri bulunan Nurullah bey ile enerji konusunu başka yazılarda işlemek için ayrıca sözleşiyoruz. Zira enerji konusu başlı başına bir konu.
Ancak bugünkü yazımızda sadece yeni bir projeden bahsetmeden duramadık. O da Ermenek’ten Pozantı’ya kadar uzanan coğrafyada, Toros dağları boyunca, rüzgar ve güneş enerji gücünü optimum seviyede kullanarak, Türkiye elektrik üretiminin sadece bu bölgeden üç katına varan ölçüde enerji potansiyelinin varlığından söz ediyor. Hükümetin onayını alması beklenen ve özel sektör eliyle gerçekleşek proje, daha şimdiden heyecan veriyor. Türkiye’nin bu projede olumlu gelişmelerin yaşandığına, çalışmalara çok kısa sürede başlanacağına ve bunun Türkiye’nin makus talihini yeneceği anlamına geldiğine değiniyor.
Gelecek yazılarımızda Nurullah Türe ile enerji konularında kapsamlı bilgiler vermeye çalışacağız.