Çin Hükümeti İçin Zorla Organ Topladığı Sonucuna Varıldı
Avustralyalı Profesör Rogers yaptığı araştırmalar sonucunda Çin hükümetinin yasadışı organ nakli için zorla organ topladığı sonucuna vardı.
Nature dergisi yakın zamanda yılın en etkili on bilim insanının listesini yayınladı. Bunlardan biri Avustralya Macquarie Üniversitesi’nden Klinik Etik Profesörü Wendy Rogers’tır.
Profesör Rogers 2015 yılında İnanması Zor (Hard to Believe) adlı belgeseli izledikten sonra, organ nakli etiği konusuna ilgi duymaya başladı. Ertesi yıl, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Çin’deki Organ Naklinde Kötüye Kullanıma Son Verme (End Transplant Abuse in China-ETAC) Uluslararası Topluluğunun başkanı oldu.
Bir ekibi, Çinli organ nakli doktorları tarafından yayınlanan araştırma makalelerini incelemeye yönlendirdi. Ekibin Şubat 2019’da yayınlanan bulgularının Çin’de zorla organ naklini engelleyeceğine inanıyor.
Nature, bir grup uluslararası uzmanın Profesör Rogers ile aynı sonuca ulaştığını aktardı. Savaş suçları davalarında deneyimli bir avukat olan Sir Geoffrey Nice liderliğindeki grup tarafından yayınlanan makalede, Çin komünist rejiminin resmi organ nakil sayısı sorgulanıyor. Makalenin sonuç kısmında daha fazla sayıda inanç mahkumunun hayati organlarının zorla alındığı ve suçun çok yüksek ihtimalle devam ettiği belirtiliyor.
Çin Komünist Partisi (ÇKP), Temmuz 1999’da Parti eski genel başkanı Jiang Zemin yönetiminde, ülke çapında, Falun Gong zulmünü başlattı. Tek görevi Falun Gong’u ortadan kaldırmak olan, yasa üstü bir kurum olan 610 Ofisini kurarak, “[uygulayıcıların] itibarını yıkma, finansal olarak iflas ettirme ve fiziksel olarak imha etme” direktiflerini verdi.
O zamandan beri, 4,300’den fazla uygulayıcının doğrudan zulüm sonucu öldüğü doğrulandı ve bildirilmeyen sayılarda uygulayıcı hapsedildi, işkence gördü, beyin yıkama ve zorla çalıştırmaya maruz kaldı ve hatta organları alındı ve nakil için satıldı.
Çin hükümeti, tüm devlet kurumlarını Falun Gong’a zulmetmek için kullandı ve “Falun Gong uygulayıcılarının tüm ölümlerini intihar olarak [saymak]” ve “kimliklerini belgelemeden, bedenlerini yakmak” politikasını uyguladı.
Tutuklu bulunan birçok uygulayıcı, hapishanelerde ve zorunlu çalışma kamplarında sıklıkla kan testleri ve diğer fiziksel testlere tabi tutuldu. Aynı zamanda, çok sayıda uygulayıcı kayboldu.
Çin rejimi inanç mahkumlarından organ topladığını her zaman reddetti ve bir organ bağış sistemi olduğunu iddia etti. Bununla birlikte Forbes dergisi, 16 Kasım 2019’da yayınlanan BMC Medical Ethics makalesine atıfta bulunarak, komünist rejimin kitlesel cinayetleri örtbas etmek için Çin Organ Nakli Yanıt Sistemindeki (China Organ Transplant Response System-COTRS) verileri dikkatle ürettiğini bildirdi.
Bu makalelerin hepsi aynı sonuca varıyor.
Uluslararası basın Çin’in devlet onaylı organ toplama suçlarını ilk olarak Mart 2006 başında duyurdu. Raporlara göre, Sujiatun da dahil olmak üzere 36’dan fazla toplama kampında, canlı Falun Gong uygulayıcılarından organları zorla alındı.
Şubat 2012’de eski Chongqing Şehri polis şefi Wang Lijun, Chongqing’deki ABD Konsolosluğuna sığınma talebinde bulundu. ABD hükümetine Çin’in organ toplama suçlarının kanıtı olabilecek belgeler de dahil olmak üzere, bir takım belgeler teslim etti.
Kanadalı insan hakları avukatı David Matas, zorla organ toplamayı “bu gezegende eşi görülmemiş bir kötülük” olarak nitelendiriyor. Kanada Milletvekili Borys Wrzesnewskyj de benzer şekilde “bu dönemin en karanlık suçu” olarak tanımlıyor.
İsrail, İspanya, İtalya, Norveç, Belçika ve Tayvan da dahil olmak üzere bazı ülkeler Çin rejimini kınamanın yanı sıra, vatandaşlarının Çin’deki yasadışı organ nakli suçuna katılmasını önlemek için yasalar çıkardı.
Kaynak; Minghui
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.