Çin’in GSYİH Saplantısı Alevlerle Sonlanıyor

47 yaşındaki Tang Fuzhen için kabus geçen senin 13 Kasım’ında saat sabah 8’de başladı. Chengdu Şehri’nin, Sichan İlinde bulunan üç katlı evinin çatısında acı içinde duruyor ve hırsız alarmının çalmakta olduğu kapılarının üç devlet yıkım ekibi görevlisi tarafından zorlandığına şahit oluyordu.

Kalkanlar ve çelik borular kuşanmış olan miğferlli bir grup adam içeri daldı ve aile üyelerini dövmeye başladılar. Kadinlarin ve çccukların çığlıkları evlerini yıkan ağır makinenin kürkeyen sesini delip geçiyordu. Bir görevlinin “Devlet’e karşı gelmeyin” uyarısı avludan yüksek sesli bir hoparlörden yükselmekteydi.

Tang bir çakmağı aldı ve kendini ateşe verdi. Alevler bir anda gaza bulanmıi vücudunu sardı.

Tahliye ekibinin olay yerine gelmesinden sonraki 3 içerisinde, Tang sürekli olarak onları korkutmaya çalıştı. “Gidin! Oturup anlaşabiliriz,” diyerek defalarca bağırdı. Kendi üzerine birçok kez gaz boşalttı ve “kendimi yakacağım” diye bağırdı.

Ama takıım yine de evin içine girdi ve ateşi söndürene kadar Tang’ın on dakika boyunca yanmasını seyretti. Evi yerle bir edilmişti ve onaltı gün sonra hastanede öldü. Eski kocası ve diğer 6 aile üyesi de “Yasanın uygulanmasına şiddetle karşı koymaktan” tutuklandılar.

Media olayı duyurduktan ve olayın görüntülerini yayınladıktan sonra Tang Fuzhen ismi bir barınağa verildi. Halk küçük dilini yutmuş gibiydi ama bunun sebebi olayın sadece trajik olması değil ama aynı olayların tekrar tekrar yaşanır hale gelmiş olmasıydı.

Son yıllarda zoraki yıkımlara karşı intiharla direnmek giderek arttı: Tang olayından beri, en azından sekiz başka insan evlerinin dümdüz edilmesini protesto etmek için kendilerini ateşe verdiler.

Blogcular, yerel yetkililere sert bir şekilde saldırıdılar ve vatandaşları şiddetle karşı koymaları için cesaretlendirip, hatta rejimden intikam almaları konusunda yüreklendirdiler.

Uzmanlar  zorla tahliyenin temel sebebinin ve bunların trajik sonuçlarının  GSYİH’nın büyümesinin saplantılı bir yaklaşık arayıştan kaynaklanan ulusal bir politikadan kaynaklandığını söyledi.

Sosyal çalkantının ve açılan davaların temel sebebinin zorunlu tahliye ve toprak işgali olmasının sebebinin ülkedeki yerel hükümetlerin  GSYİH rakamlarını arttırmak için toprak ele geçirmek olduğu söylendi – çünkü yerel hükümetlerin performansları bu rakamlar ile değerlendiriliyor.

GSYİH’nin büyümesinin şiddetli baskısı altında ve devletin sahip olduğu kurumların başarısızlığı sonucu, yerel hükümetler toprak satışını çabuk gelir elde etmenin bir kaynağı olarak buldular. 2009 yılında, resmi istatistiklere göre, toprak satışı GSYİH’nın %4.4’üne tekabul ediyordu. Bazı şehirlerde, devlet gelirlerinin neredeyse %60’ı toprak satışından elde edildi.

Devlet tarafından konulan yüksek toprak fiyatları sonucu yükselen ev fiyatları toprak ve ev tazminatları konsunda artan anlaşmazlıklara yol açtı. Tang Fuzhen gibi şehir ya da banliyo sakinleri devlet tazminatlarını aynı yerde kıyaslanabilir eşedeğerlikte biryer için yeterli olmaktan çok uzak buluyorlar..

Kırsal alanlarda durum genellikle daha da kötü. Çin işçi ötoritelerine göre, 40 milyondan fazla işçi bina projeleri için topraklarını kaybettiler ve şu anda Çin’in en fakirleşen grubunu oluşturuyorlar. Bu işçilerin %60’dan fazlası işsiz ve hiçbir yardım alamıyorlar.

Insan hakları çiğnenen ve finansları elinden alınan kişilere ek olarak,  çevre de yüksek GSYİH büyümesi hedefine kurban oldu. Otorietler GSYİH ‘ya katkılarından dolayı ağır derecede çevre kirliliği yaratan maddelere hoşgörü gösterirken, artan üretimi desteklemek için doğal kaynaklar kirletildi. Çevresel etki devasa oldu: Bir Dünya Bankası çalışmasına göre, dünyanın en çok kirlenen 20 şehrinden 16’sı  Çin’de.

Profesör Zhang, “GSYİH ideolojisinin sosyal ilerlemeyi desteklediği sanılmaktaysa da, bu ideolojiye eşlik eden yalnış planlanan gelişim ve gücün su istimal edilmesi sosyal kararlılık için en büyük tehlikelerdir” dedi. Otoriteleri yerel yetkilileri GSYİH büyüme oranına göre değerlendirmemeleri için uyardı.

Ama birçok kişi,  GSYİH hedeflerini ortadan kaldırmanın olayları tersine çevirmeye yeteceği konusunda kuşkulu.

Çinli insan hakları eylemcisi Liu Feiyue Özgür Asya Radyosu’na yaptığı açıklamada “Merkezi hükümet yerel yönetimler için değerlendirme sistemini değiştirse de, bu trend [ toprak işgali] durudulamaz “ dedi. “Politik motivasyonun yanında, yetkililer kendi çıkarlarını gayri menkul işine koydular” diye ekledi.

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.