Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteği ve ikazına rağmen katılım bankaları istenileni veremedi. Cumhurbaşkanı’nın sözünü kamu bankaları niye dinlemiyor?
İki kamu bankasının iştiraki olan Katılım bankalarının faaliyetleri, sektörde bekleneni karşılamadı.
Katılım finans sektörünün son iki aktörü kamu bankalarının iştiraki olan katılım bankaları oldu. Fakat iş dünyasının beklentilerini karşılama ve hedef tutturmada istenilen duruma gelinemedi.
Bankacılık sistemi içerisindeki pay artmadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Vakıf Katılım Bankası’nın açılışında yaptığı konuşmasında sistemin bankacılık sisteminin aldığı payın yüzde 5 olduğunu belirterek, “Yüzde 15’lik bir hedef var ama ben bunu yetersiz görüyorum. Yüzde 25’e çıkarmamız gerekir” demişti. Fakat tüm desteklere rağmen Katılım bankalarının Türk Bankacılık Sistemi içerisindeki payları artmadı. 2016’nın ilk ayında yüzde 5,04 olan pay Kasım ayı verilerine göre 4,79’a geriledi.
Hedefler – Gerçekler
Kamu iştiraki olan katılım bankaların 2016 şube hedefi 80 iken bu hedefin altında kalınarak 73 şubeye ulaşıldı. Kamu bankası iştiraki olarak sisteme katılan ilk katılım bankasının genel müdürünün daha önce yaptığı açıklamalarda 2016 yılı sonunda nakdi ve gayrinakdi fon kullandırım tutarının, 10 milyar liraya ulaşabileceğini öngörüsüne rağmen, üçüncü çeyrekte açıklanan fonların 6,5 milyar TL seviyesine ulaşması ile beklentinin altında kalacakları tahmin ediliyor.
Erdoğan: “Yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmayan karşısında bizi, hükümeti bulacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı konuşmada da finans sektörü ile ilgili açıklamalarda bulunarak Türkiye’ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu durumun ekonomiyi durdurma, sanayicilere ‘yatırım yapmayın, paranızı bankada tutun’ söylemlerine kadar pek çok emaresinin bulunuyor. Paranızı bankada tutun’ denmesi ne demektir biliyor musunuz? ‘Paranı o finans kuruluşlarının sahiplerine ver, onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun’ demektir. ‘Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronu kimlerse onlar da vurgunu vursun’. Bu odur. Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır. Bu millet bize oyunu verirken ne dedi, ‘Benim haklarımı sonuna kadar koru’ dedi. Biz de korumaya mecburuz. Acımasız parayı kullananları ben ‘ekonomik terör estiriyorlar’ diye vasıflandırıyorum. Bu budur. Bunun başka izahı yoktur”.
ADASO Başkanı Kıvanç’tan açıklama
Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri üzerine Adanalı sanayici ve KOBİ’lerde bu söylemleri destekleyerek, katılım bankalarının, ticari bankalarla rekabet edebilecek düzeye gelmelerini istedi. Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini, FETÖ darbe girişiminin başarısız olmasından sonra Türkiye’ye ekonomik olarak zarar verilmeye çalışıldığını söyledi. Kıvanç, “Bugün hükumetimizin sanayicimiz, işletmelerin KOBİ’lerin finansmana erişimi için çok kolaylıklar sağladı. Kredi hacmini büyüttü. Bunun yüzde 85’i hazine garantisinde yüzde 1’i bankalar tarafından risk alınacak. Bu finansmana erişemeyen birçok vatandaşımız için büyük bir nimet. Bankalarında elini rahatlattı bu olay. Bundan dolayı sanayicilerin finans sıkıntısının bir nebzede olsa aşılmış olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Finansman maliyetleri yüksek”
Katılım bankalarının fiyatlamalarının yüksek olduğunu ifade eden Kıvanç, katılım bankalarının ticari bankalarının rekabet edebilecek düzeye gelmelerini belirterek şunları söyledi: “Katılım bankalarının fiyatlamaları yüksek. Ticari bankaların fiyatlamalarıyla normal katılım bankalarının fiyatlamaları arasında bir fark var. Bunu da mümkün olduğu kadar düşürürlerse buna da rağbet olacağını düşünüyoruz. Bu da tabi belki de katılım bankalarının maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı olabilir. Ticari bankalar nasıl finans kaynaklarına ulaşıyorlarsa katılım bankaları da o finans kaynaklarına ulaşıp katılım bankalarından istifade eden şirketlere daha makul fiyatlarla finansman sağlamasını arzu ediyoruz. Katılım bankaları finansman maliyetinin yüksek olduğunu her zaman için ön planda tutuyorlar. Bizde ticari bankalarla rekabet edebilecek düzeye gelmelerini arzu ediyoruz.”
“Katılım bankaları devlet bankası zihniyetinde”
Adana da faaliyet gösteren Akım Elektronik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duru’da katılım bankalarının devlet bankası zihniyetiyle çalıştığını bu sebepten sıkıntı yaşadıklarını ifade etti. Duru, “Katılım bankalarında sıkıntı yaşıyoruz. Hala devlet bankası zihniyetiyle çalışıyorlar. Özel bankalar ise bu konuda daha çok ilgi ve alaka görüyoruz. Özel bankalarda da katılım bankalarında da krediler hat safhaya çıktı” diye konuştu. Hasan Duru, katılım bankalarından kredi alamadıkları için katılım bankalarıyla mesafe kat edemediklerini de belirtti. Özel bir bankadan yüklü miktarda kredi çektiğini sözlerine ekleyen Duru, “Özel banka tercih etmemizin en büyük avantajı. Projelerimiz için vermiş olduğumuz teminatları katılım bankaları yüzde 100, yüzde 110 teminat istiyor. Ayrıca üretime başlamadan enerji tesislerimizin de teminatını istiyor. Ayrıca gelir temini de istiyor. Bizim elimiz kolumuz bağlanıyor. İkinci yatırımı yapamaz hale geliyoruz. Özel bankalar ise yüzde 50 teminatla bize projeyi de teminat olarak kabul ediyor. Dolayısıyla yüzde 50 teminatla biz yatırımcılara bize kredi veriyor” ifadelerini kullandı.
“Özel bankaların katılım bankalarından daha az şartı var”
Özel bankaların katılım bankalarından daha az şartı olduğunu kaydeden Akım Elektronik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duru, daha sonra şu ifadeleri kullandı: “Yüzde 50 olarak vermiş olduğumuz teminatları da enerji üretimine başladıktan sonra geri dönüş faturasıyla birlikte bizim kredi almış olduğumuz bankaya verdikten sonra teminatları kaldırma garantisi veriyor. Katılım bankaları teminatları ne zaman kaldıracağı belli değil. Özel bankalar ise taahhütname veriyor bize. Tesisiniz işlemeye başladıktan 2 ay sonra teminatlarınızı vereceğiz diyor. Dolayısıyla biz kendi kaynaklarımızı ikinci projeye aktarıyoruz. Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Ülkemize istihdam oluşturacak yatırımlar için kendileri çok gayretli zaman zaman banka yöneticilerini toplayıp olumlu şeyler söylüyor. Bankalarımızın da özellikle katılım bankalarımızın da özel bankalarla aralarında ki regülasyonu sağlayabilmesi için yatırım bankalarımızın bize daha yakın faydalı olmasını yatırımlarımıza devam etmek istiyoruz”. Alp Mühendislik Elektrik Transformatör Yönetim Kurulu Başkanı Burak Aydoğan’da,”Katılım bankalarının sektöre can suyu anlamında çok büyük önem arz ettiğini düşünüyorum” diyerek gelişmelerden umutlu olduğunu söyledi.
Mustafa Oğuz: “Özel sektörün hızlı gelişen taleplerine cevap veremiyor”
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan mücevher ticareti ile ilgili Bursalı işadamı Mustafa Oğuz, devlete ait ilk katılım bankasının açılmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bankalarla alakalı ikazlarını dikkate alarak firmasının işlerini buraya kaydırmayı düşündüğünü belirterek, “Ancak yeterli refleksi göremedik. Bursa’da ilk açılan devlet katılım bankası şubesi ile irtibata geçtik. Bir mal alımında murabaha (satın alma işlemi) müracaatında bulunduk. Bize önce bir limit oluşturacaklarını söylediler. Bizde şirketimiz ile alakalı her türlü evrakları verdik. Bir kaç defa da sorduk. Ancak bir daha bankadan dönüş olmadı. Biz çalıştığımız bankadan işleme devam ettik. Devletin katılım bankasının bize bir limit oluşturulduğunu 3 ay sonra niye gelmediniz diye arayıp sorduklarında öğrendik. Böyle bir iletişimsizlik yaşadık. Katılım bankası devlete ait olunca özel sektörün hızlı gelişen taleplerine cevap veremiyor. Biz de başlangıçtaki bu ilgisizlik sebebiyle ilk açılan katılım bankası ile çalışmayınca, bu defa yenisi reklama çıktığında onunla çalışmayı düşündük. Onların Bursa şubesi daha başarılı bir müşteri yaklaşımı sergiledi” şeklinde konuştu.
Vatandaşın şikayetleri
Vatandaşlar Kamu bankası iştiraki katılım bankalarıyla ilgi sıkıntılarını şöyle belirttiler:
“Yalan söylenerek kredi kullandırılmaz”
“80 bin TL kullandığımız konut kredisini 2 yıl vadeli istemiştik, fakat gelir durumu baz alınarak 4 yıl kullandırdı. 2 yıl ile 4 yıl arasında 10 bin TL kar payı farkı vardı. Aylık 2’şer taksit ödeyerek 2 yılda bitireceğimi, erken ödeme indirimleri almam gerektiğini söyledim. Bankada 2 yıl kullandığınız kar payı kadar indirim alamazsınız ama ona yakın bir tutar kadar indirimimiz olur demişti. Bu sözüne istinaden krediyi kullandık. Çift ödemeye başlayacaktım ki erken ödeme indirimi yapılmadı taksitler kuruşuna kadar tahsil edildi. 4 yıllık krediyi 2 yılda kapatıp nasıl hiç kar payı indirimi alamam? Bankada böyle bir uygulama yoksa, neden kullanmadan önce yanlış bilgi verildi özellikle sormuştum. Bu şekilde olacağını bilseydim krediyi o bankadan kullanmazdım. Bu yapılan hem kul hakkına girer, hem de kandırmaya. Yalan söylenerek kredi kullandırılmaz.”
“Bunu yapan başka banka olsa zoruma gitmezdi”
“1 ay önce konut finansmanı aldım. Olası bir faiz indiriminde yapılandırma yapabilir miyim dedim? Görevli bayan “tabi yapılandırabilirsiniz” dedi. Faizler iner inmez bankaya ulaştım “yapılandırma yapmıyoruz” dediler. Bunu yapan başka banka olsa zoruma gitmezdi.”
“Faizden kaçmak isteyen bizleri faize teşvik etmekten başka bir şey değil”
“02.08.2016 tarihinde 120 ay konut finansman kredisi kullandım. Yine bu ay içinde kredi oranlarında düşüşler yaşandı ve ben de bankayı arayarak kredimi yapılandırmak istedim fakat aldığım cevap karşısında şok oldum. Bana “Katılım bankalarında kredi transferi ve yapılandırma olmadığı” söylendi. Fakat başka bir katılım bankasında çalışan arkadaşıma sorduğumda yapılandırmanın bulunduğunu söyledi. Müşterinin lehine olan değişiklikleri faizci bankaların uygulayıp faizden kaçan ve katılım bankalarını tercih eden bizlere neden bu şekilde zulüm olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Ben kredimi güncel oranlarda yapılandırmak istiyorum ve bu konuda gerekli tüm girişimleri yapacağım. Bu uygulama faizden kaçmak isteyen bizleri faize teşvik etmekten başka bir şey değil.”
“Güven sarsıldı”
“2 ay önce Katılım vasıtasıyla ev almak için şubeye gittiğimde bana diğer katılım bankalarından farklı olarak, kar oranlarında indirim yapılması halinde indirim yapacaklarını belirttiler (çıkması halinde herhangi bir yansıtma olmaz zaten, aslında yapılan işlemin fıkhi mahiyetine binaen indirim de söz konusu değil ama banka tek taraflı olarak hibe yaptıklarını belirttiler). Şu anda indirim yapıldı fakat bize bu indirim yansıtılmadı ve herkes farklı bir şey konuşuyor. Şube müdürü “fahiş bir fark olursa” diyor (aldığımız oran %1,08, şimdiki indirilmiş hali 0,95, bu fahiş olmuyorsa neyi fahiş kabul edeceğiz), şubedeki memur “1-2 aya yapılacak” diyor, başka bir yerdeki kişi “önümüzdeki seneden önce zor” diyor, merkezden gelen cevapta “indirim olmayacak” deniliyor. Madem yapılmayacaktı neden söz ve güven sarsıtıldı? Bu mağduriyetin hesabını kim verecek?”