Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Konya’da İl Başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirerek konuşmada bulundu.
Konya’da gerçekleşen konuşmada Davutoğlu, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.
Davutoğlu açıklamalarından satırbaşları şu şekilde;
*Kayyum atamalarıyla ilgili açıklamam oldu. HDP’li belediye başkanları suçluysa seçime sokulmamalıydı. Bunun yapılması lazımdı. Seçimi kazandıktan sonra bir suç işledilerse hukuka gidilmeli ve ceza almalıydılar ve görevden alınmalıydılar.
*Hukuka sevk edilmeyen birini seçimden üç dört ay sonra görevden alırsanız, bu ülkede hiç kimsenin seçime, sandığa güveni kalmaz. Kendine yapılmak istenmeyen başkasına da yapılmamalı. Bu yolda giderse, başka partiler de AK Partili belediye başkanlarını görevden alır. Ben bunu deyince, ‘Davutoğlu teröre destek veriyor’ dediler.
*Terörle mücadelede en kapsamlı mücadeleyi biz yaptık. Sakarya konuşmamda Tayyip Bey, il başkanlarına konuşuyordu. Bizi kastederek, ‘Eski defterleri biz de açacağız galiba’ dedi. Ben odamda bu konuşmayı dinledim ve sonra konuştum. ‘7 Haziran ile 1 Kasım arasında verdiğimiz mücadeleyi unutanlar ve onu eleştirenler, o günleri konuşursak insan içine çıkamazlar’ dedim.
*Ve orada da neyi kastettiğimi söyledim. Bir AK Parti’yi kastettim. İkincisi de MHP’yi kastettim. Bu tarihler arasında neler oldu kısaca söyleyeyim; 7 Haziran akşamı Konya’daydım. Oyumuz düştü, 250 milletvekilimiz var. Cumhurbaşkanıyla konuştum, ‘Merak etmeyin her şeyi düzelteceğiz’ dedim. O akşam bir grup odaklar, ‘Türkiye’de kriz çıkacak’ söylemlerine girdi. Ben bu millete bir borç ödedimse, 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki akşamları uykusuz geçen gecelerimle ödemişimdir.
*Sadece yaşayan bilir. Ben buradan Konya’yı arkama alarak Ankara’ya gittim. Ankara’da herkesin morali bozuk, yeise kapılmışlar. Seçim otobüsüne bindiğimde herkese başını kaldırmalarını söyledim. Bugün balkon konuşması yapmamamı istediler. Ben de ‘Yapacağım’ dedim. Tayyip Bey, 1 haftaya yakın hiç konuşmadı. Burada birçok sorumluluğu bana bırakmadılar. MKYK’yı topladım, ‘Arkadaşlar ne yapalım’ dedim.
*Herkesin ne dediğinin isim isim notları var. Bir çoğunluk, ‘CHP ile koalisyon yapalım’ dedi. Bir kısmı da ‘MHP’ dedi. Sonra da görev bana verildi ve görüşmelere başladım. Bir tarafta da FETÖ’nün faaliyetlerini öngörüyoruz. YAŞ toplantısı var ve orada olmalıyız. Dolayısıyla koalisyon görüşmelerinin uzaması da YAŞ toplantısını beklemekti. Biz bu çabaları sergilerken herkes kendi hesabını yürüttü.
*Benim başbakan olmamamdan rahatsız oldular. Parti içinde bana karşı toplantılara başladılar. Barikatlar, hendekler gibi durumlar ben başbakan olmadan yapılmaya başlamıştı.
*Kobani olaylarından sonra tüm güvenlik birimlerini topladım. Silahları martta bırakmazlarsa sonrasında çetin bir mücadele vereceğiz dedim. Öyle şartlarda mücadele yürüttük ki bunları yaşayan bilir. 2015 Temmuz ayında HDP’lilere ayaklarını denk almalarını söyledim. ‘Sakın PKK’ya sarılmayın, onları yanınıza alıp bize ahkam kesmeyin’ dedim.
*Daha sonra Ceylanpınar’da iki polisimi şehit etmelerinden sonra, ben tüm birimlere talimatları verdim. Cumhurbaşkanına da dedim ve onay aldım. Bu gece saat 03:00’te tüm unsurları toplayacaksınız dedim. Sonrasında terörle mücadeleyi başlattık.
*12 Eylül’de yapacağımız kongre için benim aleyhimde imzalar topluyorlardı. 9 Eylül günü Konya’daki Türkiye-Hollanda maçını izlerken şehit haberi geldi. Ben hemen o anda Ankara’ya oradan da Van’a gittim. Ben Van’da şehitleri defnederken Binali Yıldırım karargahı kurmuş, delegelerden bana karşı imza topluyordu. Ben şehit defnederken, onlar tek tek il başkanlarını arayıp, imza topluyorlardı.
*Sonra terörle mücadelenin kahramanı olmak kolay. ‘İnsan içine çıkamazlar’ dediğim nokta buydu. Benim yanımda olacakları ben o gün tespit ettim. Bu yapılanlar parti disiplinine aykırı diyen başkanlar bugün benim yanımda. İkinci olarak da terörle mücadele kapsamında Bahçeli ile görüştüm ve 4 teklif götürdüm ve hiçbirini kabul etmedi. Şimdi bu kesimler benim karşıma geçmiş bana terör suçlaması yapıyorlar.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.