Demirtaş : TRT Parlamento’nun Sesini Kısmaya Çalışıyor
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ”İmralı’da tutulan bir şahıs değildir, Türkiye’nin özgürlüğe, barışa dair geleceğidir. O nedenle Hükümet ev hapsini kısa vadede hemen uygulamaya koymalıdır” dedi.
Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM TV’nin, partilerin grup konuşmalarını yayınlamama ve Genel Kurul çalışmalarının da bir kısmını yayınlama kararı aldığını anımsattı.
”Burada ne yapılıyor ki, kimden neyi saklıyorlar?” diye soran Demirtaş, komisyon toplantılarının dahi canlı yayınlanması gerektiğini söyledi.
”TRT’nin parlamentonun sesini kısmaya çalıştığını” iddia eden Demirtaş, ”TRT’ye gidin, AK Parti Genel Merkezine mi gittiniz TRT Genel Müdürlüğüne mi gittiniz fark edemezsiniz” diye konuştu.
Demirtaş, her gün yeni bir sansür anlayışıyla karşı karşıya olduklarını ileri sürerek, ”Bunlar bizim sesimizin halka ulaşmasını engellemek için alavere dalaverelerdir” dedi.
TBMM Başkanı’nı bu konuda göreve çağırdığını ifade eden Demirtaş, ”AKP’nin kanalıysan çık açık açık itiraf et. İtiraf et arkasından da istifa et onurun varsa. Bu uygulama düzelecek, başka yolu yok. Halk sesimizi duyacak, bunu engelleyemeyeceksiniz” diye konuştu.
Gemlik yürüyüşünde ortaya çıkan tabloların 80 yıllık devlet politikasının trajik birer tekrarından ibaret olduğunu iddia eden Demirtaş, ”İmralı’da rehin tutulan, ipotek altına alınan Abdullah Öcalan değil, Türkiye’nin demokrasiye, özgürlüğü, barışa ilişkin geleceğidir” görüşünü savundu. Demirtaş, şöyle devam etti:
”Engellediğiniz, önüne set çektiğiniz barış girişimidir. Bunu anladığınız gün bu ülkeye barış gelir.
Devlet aynı tekrar içerisindedir. 1980-1990’lı yıllardaki devlet neyse, bugünkü AKP odur. Gemlik yürüyüşü bunu ortaya çıkarmıştır. Bir hükümet beğenmediği Kenan Evren Anayasasını bile 8-9 Ekim günü uygulamadan kaldırmıştır. 8-9 Ekim günü BDP’liler Anayasanın olmadığı bir ülkede yaşamışlardır. Temel hak ve özgürlükler hiç bir yasal dayanağı olmadan askıya alındı. Valilerin yasakçı anlayışı AKP’nin yerel izdüşümü olmuştur.
1990’lı yıllarda da aynıydı. ‘Ben devletim’ derdi, arkanızdan kuşun sıkar, köylerinizi yakardı. Şimdi de aynı devlet karşımıza çıkmış ‘beni tanıyor musun, ben devletim’ diyor. Bre cahil: Kuyruğun atı salladığı nerede görülmüş. Bugüne kadar tarih böyle bir şey yazmış mı? Sen devletsen tek bir görevin var; halka hizmet edeceksin, köle olacaksın. Başka bir devlet anlayışını tanımıyoruz. Senin gibi bir devleti, zorba anlayışı Kürt halkı tanımıyor.”
Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak’ın üzerine ”polis panzerinin öldürme kastıyla hareket yaptığı” iddiasında bulunan Demirtaş, ”Ne bir soruşturma, ne bir özür, ne üzüntü duyduk diyen açıklama, hiç bir şey. Hele bir adet İçişleri Bakanı var ki Allah’tan iki adet yok, yoksa ülkede iç savaş çıkar” dedi.
”Dünyanın en çok teröristi olan ülkesinin Türkiye olduğunu” öne süren Demirtaş, ”Eğer gerçekten, Allah korusun hepimiz terörist olsaydık, AKP iktidarda olamazdı. Bunların salladığı bu yalanlar gerçek olsaydı kimse evinden dışarı çıkamazdı. Bunların çıkardığı yasalarla dünyada birinci olduk” diye konuştu. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
”İmralı’da tutulan bir şahıs değildir. Türkiye’nin özgürlüğe, barışa dair geleceğidir. O nedenle Hükümet ev hapsini kısa vadede hemen uygulamaya koymalıdır. Bu ciddi bir öneridir. Yıllarca ‘gidip İmralı’da görüşme yapın’ dedik, hakaretler ettiniz. Bunu söylerken bile görüştünüz. İyi de yaptınız. Görüştüğünüz yıllarda akan kanı durdurdunuz, ateşkesi sağladınız. Fena mı oldu? Kim bilir kaç bin insanın canı kurtuldu. Önerimiz yerindeydi, doğruydu. Şimdi bu yaptığımız öneriyi de sağduyuyla, sağlıklı, akılcı bir şekilde Türkiye tartışmak durumundadır. Bildiğimiz, inandığımız doğru, akılcı, gerçekçi yolu gösteriyoruz. Bunu dışındaki hiç bir yol çözüm yolu değildir. Şuraya, buraya bayrak dikmekle, bayrak dikmeye çalışmakla sadece kan dökersiniz, sorunu on yıllarca daha ertelersiniz. Sorunu büyütürsünüz.
Akılcı yolları gösterenleri linç etmeye çalışırsanız ortada görüşebileceğiniz, konuşabileceğiniz hiç kimse kalmayacaktır.
Ortada yüz yıllık bir Kürt sorunu var mı, var. Osmanlı’dan devraldığımız tarihi bir sorunla karşı karşı mıyız? Evet. Bu sorunu çözmek zorunda mıyız? Evet. Bu sorun 29 isyana konu olmuş mu? Evet. Son isyanın lideri kim? Abdullah Öcalan. O nerede? İmralı’da. Bu isyan, savaş dursun istiyor muyuz? Evet. O zaman bu isyanın lideriyle görüşeceksiniz, bu isyanı bitireceksiniz. Başka yolu yok. Bilen varsa çıksın söylesin.”
Suriye’deki gelişmeleri Türkiye’nin iyi hesaplaması gerektiğini belirten Demirtaş, ”Esad’ın tehditlerini Türkiye’nin doğru okuması lazım. Sonuçlarını iyi hesaplamalı. İran ilk defa bu kadar açık, resmi, üst düzeyde tehdit savuruyor Türkiye’ye. Komşularla sıfır sorundan sıfır komşuya geldik” dedi.
Demirtaş, Türkiye, İran ve İsrail’in, bölgenin yeniden dizayn edilmesi sürecinde üç önemli aktör olduğunu ifade ederek, ”Ama bir dördüncü aktör var ki Türk dış politikası onu iyi okuyamıyor. Devlet olmamakla birlikte Ortadoğu’da bir Kürt halk gerçekliği vardır. Bunun doğru okunması gerekir” görüşünü savundu.
KCK operasyonlarıyla ilgili İçişleri Bakanı’nın ”Biz sadece 485 kişi tutukladık, gerekirse o rakama da ulaşılır onları da tutuklarız” dediğini belirten Demirtaş, ”Bunu söyleyen hakim, savcı değil, İçişleri Bakanı. Ben bu veciz sözün İçişleri Bakanlığı binasının girişine büyük harflerle yazılmasını talep ediyorum. Herkes bilsin ki bu ülkeye böyle bir İçişleri Bakanı geldi ve geçti. Unutulmasın. Türkiye böyle bir zat-ı muhteşemi tarihe yazmalıdır” diye konuştu.
Blok milletvekillerinin yattığı hapis süresinin toplamının 111 yıl olduğunu hesapladığını ifade eden Demirtaş, ”Bir ülkede yasama köleliği dayatıyorsa, onurlu bir insan için en uygun mapushanedir. Biz hazırız” dedi.
Demirtaş’ın konuşması sırasında ”Baskılar bizi yıldıramaz” diye slogan atan bir kişi salondan çıkarıldı.
Ayrıca, BDP’nin tutuklu milletvekillerinin isimleri masalarda yer aldı.