Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel Belediye Başkanının kendisi hakkında yaptığı açıklamaya ilişkin, “Brüksel Belediye Başkanı, NATO’nun bir mensubu değil ve NATO adına konuşacak birisi de değil. O kendi işine baksın. Ben zirveye gidiyorum zırvaya değil” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitmeden önce Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “CHP’den, ‘Trump’ın YPG/PYD’ye silah yardımını resmi olarak karar almasının ardından bu ziyaret gözden geçirilmeliydi, gidilmeseydi daha doğru olurdu’ şeklinde açıklamalar var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, “Bu tür ifadeyi kullanmışlarsa ben o ifade üzerinden kullanayım. Önce bunların siyaset öğrenmesi lazım. Siyaseti bilmeyenlere bu şekilde cevap vermenin hiçbir anlamı yok. Biz neyi ne zaman, nasıl gözden geçireceğimizi çok iyi biliriz. Bunun için de ana muhalefetin aklına ihtiyacımız yok. Onlar kendi akıllarını kendilerine saklasınlar. Biz her şeyimizin istişaresini en geniş, en derin anlamda yaparız. Yolumuza da o şekilde devam ederiz. Bu bir defa dünyadaki gelişmelerden ne kadar uzak olduklarının da bir alametifarikasıdır” şeklinde konuştu.
“Bu ziyaret bir yeni milat olacaktır inşallah”
Amerika’nın YPG’ye yönelik ağır silah yardımı kararı hatırlatılarak, Amerikan kamuoyunda PKK ile mücadele konusunda bundan sonraki süreçte Türkiye ile daha yakın iş birliği, istihbarat paylaşımı, belki yeni bazı yapılanmaların hayata geçirebileceğine yönelik bazı açıklamalar geldiği ve Sincar’a yönelik operasyonun daha öne çekilebileceğini ilişkin Türkiye ile temasların yapıldığının belirtildiği gibi açıklamaların Türkiye’yi tatmin ve ikna edici noktada olup olmadığı sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bu ziyaretimi Türkiye – Amerika ilişkilerinde yeni bir milat olarak görüyorum. Şu ana kadar gelen bilgilerin içerisinde bizi tatmin eden bilgiler olduğu gibi yeterli bilgiler olmadığını da maalesef yaşayarak gördük. Bu bakımdan bu ziyaret bir yeni milat olacaktır inşallah. Ondan sonra bunları değerlendirmek çok daha gerçekçi, rahat olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“Ben zirveye gidiyorum zırvaya değil”
Çin ve Amerika ziyaretinden sonra NATO Zirvesi için Brüksel’e gideceği hatırlatarak, Brüksel Belediye Başkanının, ‘Erdoğan yanlısı gösterilere izin vermeyeceğiz’ şeklinde açıklamaları olduğunun sorulması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Brüksel Belediye Başkanı, NATO’nun bir mensubu değil ve NATO adına konuşacak birisi de değil. O kendi işine baksın. Brüksel sokaklarını nasıl temizleyeceğini düşünsün. Ona göre ne gibi adımlar atılacak onları düşünsün. Bıraksın da bu işleri üst düzeydeki Belçika’nın NATO’daki temsilini üstlenen kişiler konuşsun. Orada Erdoğan yanlılarına ben kalkıp da şu anda ne Brüksel Belediyesini ziyarete gidiyorum ne de bu noktada Brüksel’deki Belçika yetkililerini ziyarete gidiyorum. Ben NATO’daki yapılacak bir zirveye katılacağım. Olay budur. Gücü şuna yetiyorsa, ‘Ben NATO Zirvesi’ne de Erdoğan’ı sokmam’ diyorsa, buna gücü Belçika yetkilerinin yetiyorsa çıksınlar bunu açıklasınlar. Ben zirveye gidiyorum zırvaya değil. Dolayısıyla da atacağımız adımın nerelere tekabül ettiğini de gayet iyi biliriz. Bunlarınki zırvalamak başka bir şey değil. Biz görevimizi yaparız ve NATO Zirvesi’nde de A’ dan Z’ye bütün bu olanların hepsi zaten orada gündeme gelecek. NATO niçin var? Bunları hep konuşacağız. Eğer NATO terörle mücadele de bir rol almayacaksa niye var. Bunları da konuşacağız. Dünyanın değişik yerlerinde NATO’nun tüm bu terörle mücadelelerinde nasıl rol aldığını gayet iyi biliyoruz. Örnekleriyle inşallah bunlarında gereğini yaparız.”
“Ziyarette Çin – Türkiye ilişkilerindeki altyapı, üstyapıya yönelik çok önemli bir adımın atılması söz konusu”
Vize ve ticaret hacminin geliştirilmesi noktasının ötesinde Çin’e yapacağı ziyaretten ne gibi başka çıkarımlar beklenebileceği ve ‘Tek Yol Tek Kuşak Projesi’nin ticarette korumacılık faktörünün önüne geçip küreselleşmeyi güçlendirip güçlendiremeyeceği sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ziyarette ön hazırlıklarını yaptığımız Çin – Türkiye ilişkilerindeki altyapı üstyapıya yönelik çok önemli bir adımın atılması söz konusu. İnşallah bu adımın atılması gerçekleşirse, bu sadece Türkiye ile Çin arasında değil inşallah dünyada da farklı bir tesir uyandıracaktır. Bunun yanında yine Türkiye ile Çin arasındaki ikili ilişkilerimizde çok daha farklı görüşmeleri yapmak suretiyle ne gibi adımlar atabiliriz bunların da değerlendirmesini ikili görüşmede yapacağız” açıklamasında bulundu.
“Şu ana kadar gelen bilgileri dedikodu mesabesinde görmek istiyorum”
16-17 Mayıs’taki Washington ziyareti öncesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan oluşan en üst düzey öncü ekibin ABD’ye gittiğini hatırlatan Erdoğan, “Bu ara bir öncü ekibi ABD’ye göndermiştik. Gerekli konularda oralarda bazı ön görüşmeleri yetkililerle yaptılar ve heyetimiz döndü. Şimdi de biz en üst düzeyde Sayın Trump’la bu görüşmeleri yapalım istiyoruz ki, bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil nokta mesabesinde olacaktır. O bakımdan önemli. Burada neleri görüşeceğiz derseniz, demiştim ki; ’şu ana kadar yazılı, görsel medyada yer alan bütün ifadeleri, yaklaşımları çok da önemsemiyorum’ demiştim, niye derseniz? Şu anda ABD hala bir geçiş sürecini yaşıyor ve bu geçiş sürecini yaşaması sebebiyle burada bizim çok daha dikkatli ve hassas olmamız gerekir. Bizim bütün temennimiz şu anda ABD’den daha önceden gelen bazı işlemler var, bunlar YPG’ye verilen silah destekleri ki bunlar ağır silahlar, sıradan silahlar değil. Bunların bütün belgeleri elde bunları da kendileri kabul ediyor nitekim. Böyle bir durum var. Bu tabii bizim ABD ile olan stratejik ilişkilerimize, mutabakatımıza ters düşen gelişmeler. Biz, tabii bunların olmasını asla arzu etmeyiz. Bunları ifade edeceğiz, görüşeceğiz. Hep söyledim yine söylüyorum, bir terör örgütü hedefe konularak onu bir başka terör örgütüyle yok etme politikası bana göre ideal bir siyaset anlayışı değildir. Biz ne diyoruz, bölgede DEAŞ’la mücadele ise bu mücadeleyi şu anda en üst düzeyde veren biziz. Türkiye’den başka DEAŞ’la bu denli mücadele veren var mı? Yok. Hepsi işin lafını yapıyor, Türkiye olarak biz, içeride ve dışarıda bu işin icraatını yaptık. Yapmaya devam ediyoruz ve edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BUNU YAPMAZSAK BİZE OLAN TEHDİT DEVAM EDECEKTİR”
“Bu DEAŞ, PKK, PYD, YPG olabilir, tüm terör örgütleri” diyen Erdoğan, “Türkiye’de içerideki terör örgütleri, hepsiyle, bu mücadeleyi amansız bir şekilde verdik, veriyoruz. Şu anda bizim Mehmedimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız, Gabar’da, Tendürek Dağları’nda, Cudi’de bütün buralarda şu anda ölümüne bir mücadele veriyor. ’İnlerine gireceğiz’ diyorduk ya şu anda bu yavrularımız inlerine girdi ve bütün o dağların, o mağaraların altından nelerin çıktığını görüyoruz. Bütün oralar depo halinde, silah, mühimmat ne ararsanız var. Şimdi, buldozerlerle buralara yollar açıyorlar, buralara çıkıyorlar ki oralara ulaşalım diye. Başta bakanımız olmak üzere bütün generaller dahil olmak üzere hepsi bu işin mücadelesini kararlı bir şekilde veriyorlar. Vermeye devam edeceğiz. Kandil’de de vereceğiz, burada da vereceğiz, Suriye’nin neresi olursa olsun oralarda da vereceğiz. Durmak yok, daha önce de söyledim, şimdi malum Irak’ta bir operasyonumuz oldu. Telafer ve Sincar, ama dedik ki aynısını bir gece ansızın nerede ne görürsek oraya da gelebiliriz, gidebiliriz. Bunu yapmazsak bize olan tehdit devam edecektir. Bu bölgede ne Amerika’ya ne Rusya’ya tehdit var, tehdit bize, tehdit o ülkenin kendi insanına. Tehdit bize olduğuna göre, başkalarına ne” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında şunları kaydetti: “Eğer bir iyilik yapacaklarsa, şu anda biz ABD ile NATO’da beraberiz. Dolayısıyla, NATO’da ittifak halinde olduğumuz böyle güçlü bir ülke herhalde güçlü bir ortağıyla bu bölgede çok daha farklı adımları bizimle atmalı. Asla biz terör örgütünü Amerika’nın yanına veya Amerika’yı terör örgütünün yanına yakıştırmıyoruz. Bunu doğru da bulmuyoruz. Aynı şeyi Sayın Putin’e de söylediğim için burada da söylüyorum, Rusya’ya da yakıştıramıyoruz. Çünkü, onun da bunlarla birlikte hareket etmesinin veya edeceğine inanmıyoruz. Nitekim bunu kendileri de bize zaman zaman ifade ettiler. Dolayısıyla bu ziyaretimizde bunların büyük ölçüde hallolacağına inanıyorum. Şu ana kadar gelen bütün bilgileri adeta dedikodu mesabesinde görmek istiyorum. Bunun altını biraz özenle çiziyorum, öyle görmek istiyorum ve bu ziyaretin de bu noktada inşallah bir kırılma noktası olacağını düşünüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni uçak ’Can’ ile Çin Halk Cumhuriyeti’ne hareket etti.
İHA
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.