Eski Yeni Çin!

Geçtiğimiz günlerde ÇKP, dört gün boyunca  kapalı kapılar ardında süren ve 19. Merkezi Komitenin 400 üyesini bir araya getiren 6. Genel Kurulunun ardından “Tarihi Karar” olarak adlandırılan bir karar metni yayınladı. 100 yıllık parti tarihi içerisinde üçüncü olan ve bir kararlar silsilesi diyebileceğimiz bu uzun metin sıkı Çin yorumcularına göre bir yandan Xi Jinping’in Parti içerisindeki liderlik konumunu güçlendirip ona üçüncü dönemin kapılarını açarken, diğer yandan da Parti’nin gelecekteki yönünü de belirledi.  

Xi Jinping’in 10  temel prensibi üzerine kurulu bu metnin en önemli özellikleri ise Ji Xingping’i, Mao Zedung ve Deng Xioping gibi Çin’in geleceğini kalıba döken liderlerden biri olarak göstermesi ve gelecek nesillerin   Xi Jinping’in Marksizmin yeni bir çağ için Çin özellikleri ile yeniden şekillendirilmesi üzerine düşünceleri doğrultusunda yetiştirilmelerini talep etmesi.    

Bu on prensip içerisinde merkezi parti liderliğinin en yüksek prensip olduğu, kapsamlı ve bütüncül olduğu ve olan biten her şeyin parti merkezine tüm devlet ve özel sektör kurumları, sosyal ve kültürel gruplar ve taban örgütleri tarafından raporlanması var. Bu prensip aslında, ÇKP’nin 100 yıllık geçmişini düşündüğümüzde, daha otoriter hale geleceğinin ve ÇKP’nin ideolojisine ters düşebilecek hiçbir düşüncenin filizlenmesine yine izin vermeyeceğini gösteriyor.

Son zamanlarda dışarıya sızan bilgiler özellikle pandeminin ortaya çıkışıyla şiddetlenen bir içsel karmaşayı ve halkın yönetimden artan memnuniyetsizliğini gösteriyor. Çin’in son zamanlardaki insan hakları konusundaki ihlallerini, Honk Kong ve Tayvan üzerindeki baskısını, ülkedeki devlet destekli yasadışı organ alımları iddialarını ve batı ülkelerine yönelik teknoloji ve diplomatik casusluk işlerini ve bu konularda batının kendine karşı aldığı tavrı düşünürsek, Xi önce içeride otoriteyi ve kontrolü sağlamak konusunda başarı kazanmak ve dışarıya karşı bütünleşmiş ve sorunsuz bir Çin göstermek istiyor.  

Bu “Tarihi Karar” içerisinde bir de “Birleşik Cephe” prensibi var. Mao’nun da üzerinde önemle durduğu bu prensibe göre tüm cepheler parti şemsiyesi altında birleşmeli. Cephe olarak ifade edilen şeyler arasında parti, hükümet, etnik ve dini gruplar, sınıf ilişkileri ve deniz aşırı ülkelerde yaşayan Çinli toplulukları ve kişiler de var. Bu durum, bütün bu unsurların Marksist düşünceye asimile edilmesi ve parti ideolojisine ve hedeflerine hizmet eder hale getirilmesi anlamına geliyor.

Bunun sebebi ise Çin’in en çok korktuğu şeyin uluslar arası baskı ile karşı karşıya kalması ve bu sebeple ekonomisinin zarar görme olasılığı. Özellikle son zamanlarda Uygur Türkleri ve Falun Dafa uygulayıcıları gibi kültürel kodlarını ve manevi inançlarını korumak isteyen kültürel ve dini azınlıklara uygulanan baskı ve zulümler düşünüldüğünde, bu önümüzdeki dönemde ÇKP’nin internet tabanlı izleme yöntemleri de dahil olmak üzere, Çin halkı üzerindeki kontrolünü son derece sıkılaştıracağı anlamına geliyor.  

Aksi takdirde, Çin ekonomisi dışa bağımlı bir ekonomi olduğu için uluslar arası arenadaki olumsuzluklar ile baş edemeyen Çin, çok zor bir durumla karşı karşıya kalabilir ve Xi Jinping’in aldığı bu sözde “Tarihi Kararlar” belki de ÇKP’nin aldığı son “Tarihi Kararlar” olabilir.  

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.