Tutuklu yargılanan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, Adana’daki bir konuşmasından dolayı açılan davanın ilk duruşması yapıldı. SEGBİS yöntemiyle duruşmaya bağlanan Yüksekdağ, savunmasında beraatını istedi.
Ankara’da gerçekleşen patlamayla ilgili Adana’da yaptığı açıklamadan dolayı hakkında dava açılan Figen Yüksekdağ, başka bir suçtan dolayı tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya bağlandı. Yüksekdağ, savunmasında, “Ben Türkiye’nin 3 büyük partisinden birisinin milletvekiliyim. Sözlerimin yargılanmaya konu olması hukuki garabetin göstergesidir. Milletvekillerinin tutuklu bulunması bir utanç tablosudur. Esas yargılanması gereken 12 kişinin öldürülmesinden sonra sarf ettiğim sözler değil esas yargılanması gereken bu olayın sorumlularıdır. Sadece barış diyen insanların cenazesine katıldığımız için tutuklandık, en büyük haksızlık budur. 10 Ekim patlamasının son duruşmasında söylenenleri ben bir yıl önce söylediğim için yargılanıyorum. Siyasi kimliğim nedeniyle yargılanmam büyük bir ayıptır. Benim hakkımda verilmesi gereken esaslı karar beraat kararıdır. Bundan sonraki duruşmalardan bağışık tutulmayı istiyorum” ifadelerini kullandı.
DURUŞMA MART’A ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, duruşmayı gelecek yılın mart ayına erteledi.
“ANAYASANIN ÇOK AÇIK HÜKMÜ İHLAL EDİLMİŞTİR”
Bugünkü duruşmayla ilgili de konuşan Irgat, “Bugün burada yargılama konusu dosyaya baktığımızda da bu ülkenin kanayan yarası, barış özlemini dile getiren ve yüzlerce insanın ölümünden sorumlu olan insanların açığa çıkarılmasını dileyen bir genel başkanın konuşmasından dolayı yargılanmasına şahitlik ediyoruz. Bizler katillerin açığa çıkmasını istemeyip de ne söyleyeceğiz. Bir genel başkanının kendi ilinde ya da faaliyet yürüttüğü her şehirde böylesi bir patlamanın sorumlularından hesap sorulmasını istemesi, eleştirmesi, dile getirmesi nasıl bir yargıya konu olabilir. Anayasanın çok açık hükmü ihlal edilmiştir. Milletvekillerimizin yeri ceza evleri değil, milletvekillerimizin yeri aramızda, Mecliste, seçildiği illerde faaliyet yürütmek üzere özgürlüklerine kavuşmasıdır. Eş genel başkanlarımız ve milletvekillerimiz başta olmak üzere, düşüncesinden dolayı, siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklanmalarını kınıyoruz. Bizler nerede olursak olalım, ister içeride, ister dışarıda bizler mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü arzuladığımız bir halkın barış, özgürlük ve aydınlık geleceğidir. Dolayısıyla böylesi kutsal bir talebi dile getirmek, sınırlarımız ceza evleriyle, kapalı alanlarla sınırlı olamaz” dedi.
İHA