Güvenlik Güçlerinin Silah Kullanma Yetkisi
BDP Milletvekili Ayla Akat Ata, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, güvenlik güçlerinin yaşama hakkına karşı sınır tanımadan saldırmakta olduğunu iddia etti.
Ata “Geçtiğimiz günlerde Adana Emniyet Müdürü, üzerinde çok durmadığımız ancak biraz dikkatli değerlendirince insanı dehşete düşürecek bir açıklama yaptı. Sayın Emniyet Müdürü kolluk güçlerine toplumsal olaylarda silah kullanma yetkisinin verilmesini istiyordu. Bir Emniyet Müdürünün silah kullanmayı bu kadar açıktan savunma cesaretini göstermesi bizleri şaşırtmıştı.” diye konuştu.
Şerzan Kurt’un 12 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen olaylarda polis memuru Gültekin Şahin’in silahından çıkan kurşunla yaşamını yitirdiğini hatırlatan Ata, açılan davalar sonucunda İçişleri Bakanlığı tarafından verilen cevapta ölümde kusurun tamamen Şerzan Kurt’a ait olduğunun savunulduğunu ve hukuka aykırı davranmanın da hiçbir mazeretinin olmadığının vurgulandığını belirtti.
İçişleri Bakanlığı’nın aynı yaklaşımı, Diyarbakır’da meydana gelen olaylarda bir başka üniversite öğrencisi Aydın Erdem ile ilgili davada “olaylara katılan kişinin taş atması sonucu ölümüne kendisi neden olmuştur” açıklamasıyla gösterdiğini iddia eden Ata, 4 Nisan 2009 tarihinde de Şanlıurfa Halfeti-Ömerli köyünde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu Mustafa Dağ ve Mahsun Karaoğlan adlı iki vatandaşın hayatını kaybettiğini belirtti.
Ata sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçişleri Bakanlığı bize açıkça şu mesajı vermek istemektedir. Benim polisim, gücünü bizzat benden alarak ne evrensel ne de yerel hiçbir hukuk kuralına bağlı kalmadan gerekli gördüğü her türlü müdahaleyi yapabilir.
Barış ve Demokrasi Partisi olarak demokrasiden ve insan haklarından yana olan ülkedeki tüm güçlerin yaşanan bu hukuksuzluğa karşı ortak mücadele vermesi çağrısında bulunuyor, sınır tanımayan bu hukuksuzluğa karşı mücadelemizi daha da yükselteceğimizi belirtiyoruz.”