Karadeniz’den Gezi Notları  

Özdemir Asaf demiş ya; “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.” (Hiç kirlenmediği için mi acep?)

Hayatımız da resim yapmak gibi. Renkler bizim tercihimiz. Siyahlı, beyazlı ve rengarenk… Doğanın renkleri tercih dışı sanırım. Ayrıca sayısız renkler her yerde, her coğrafyada farklı farklı.

Doğu Karadeniz, özellikle Artvin’in ilçeleri, köyleri, yaylaları ve de dağı taşı ile sanki cennetin fragmanı. Hayal ettiğimin ötesinde bir coğrafyada ayaklarım yerden kesildi!

Güneş ışığının giremediği sıklıktaki ağaçlar gökyüzüne merdiven dayamış. Diplerindeki bitki örtüsü birbiriyle yarışıp boy atmış, renk vermiş.

Şavşat Bölgesi yeşil, karanlık yeşil, açık yeşil, sarıya özenmiş yeşil… Sıradağlar birbirini selamlayıp geçit vermişler. Dik yamaçlarına sıkıca sarılmış her tür ağaç, dibi görünmeyen vadiler açmış… Eriyen karlarla buz gibi şırıldayan dereler, çağıl çağıl akan ırmaklar… Daracık yolların kenarlarında açan bin bir renk çiçeklerle, ünlü ressamları kıskandıracak tablolar yapmış doğa. Ciğerlerinize dolan havadaki kokuyu, oksijen bolluğunu anlatamam. Solumak gerek… Bulutlar ara sıra dağ başlarına uğrayıp beyaz şapka takıp kaçıyor.

Yol devam ettikçe, yeşillerin aralarına saplanmış hançer gibi kuruyan dev ağaçlar çıkıyor karşımıza. ”9 dişli çam kurtları”, aslında “8 dişli çam kurtları”. Dokuzuncusu da insanlar.

Kuruyan ağaçları keserken, bilerek sağlıklı ağaca devrilecek şekilde kesim yapıp üstüne düşmesine ve onun da devrilip kesilmesine göz yumulduğu için verilen zararı düşünelim. Güya böceklerle yıllardır mücadele ediliyormuş. Göstermelik ilaçlar konmuş.

Orman köylüleri yasayla ormandan uzaklaştırıldı. 2B Yasası ile orman özelliğini kaybetmiş alanlar vatandaşlara verildi. Özelliklilerin içine girile girile özelliksiz sınıfına sokuldu. Adrese teslim yangınlar çıkarılmaya devam. En bakir, en vahşi doğası ve biyoçeşitliliği ile Şavşat (Macahel), Borçka ormanları da böcek eliyle mi vasıfsızlaştırılıyor.

Hayatımızın her köşesine etki eden renklerin insan psikolojisini etkilediğini gösteriyor araştırmalar. Psikolojim bozuldu, uykularım kaçtı, gülümsemem dudaklarımda asılı kaldı; gördüklerimle, yöre insanı rehberin anlattıkları birleşince.

Yeşilin her tonunu, buz gibi akan çağıl çağıl dere sularını, böceklerin vızıltısını, kuşların cıvıltısını duya duya, her çeşit doğa kokusunu ala ala kıvrımlı yollardan geçerken; arkamızda nasıl kıymetli bir hazine bıraktığımızın hüznüyle evlerimizin yolunu tuttuk.

Güneşin parladığı, insan umut ettiği sürece güzellikler gelsin…

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.