Karmaşık İlişkiler: Rusya’nın Bağımlılığı ve Çin’in Hesabı

(Fotoğraf Tasarım: EpochTimes Türkiye)

James Gorrie tarafından/ 18. Mart 2022

Tüm savaşlarda olduğu gibi hem beklenen hem de beklenmeyen gelişmeler yaşanmaktadır. Ama nihayetinde, Rusya’nın değil, Çin’in Ukrayna’daki savaştan kazanacak ve kaybedecek en fazla şeye sahip olduğu görülüyor.

Pekin, akıllı stratejiler ile çıkar sağlamaya çalışıyor. Bir yandan Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını destekliyor, diğer yandan Batı’nın işgale karşı gösterdiği şaşırtıcı derecede yoğun tepkisi karşısında eylemlerini ve söylemlerini dengelemeye çalışıyor.

Kabul edelim: ilerleme beklenenden daha yavaş olsa bile, öngörülemeyen gelişmeler olmadıkça ,Rusya, Ukrayna ile olan ihtilafta daha güçlü taraf. Ayrıca Pekin’in, Rusya’nın iki ülke arasındaki ortaklığı “sarsılmaz” olarak nitelendirdikten sonra, Rus ortağını kınamayacağı kesindir.

Dolayısıyla Pekin, muazzam ekonomik çıkarları olduğu batı Devletlerinin güvenilirliğini ve aynı zamanda Rusya ile geniş ve ileriye dönük ittifakını da korumaya çalışıyor.

Eşit Olmayan İki Ortağın İttifakı

Pekin’in Moskova’ya desteği karmaşıktır ve Rusya için avantajları olduğu gibi dezavantajları da barındırıyor.
Örneğin Çin, yaptırımların Rusya üzerindeki ekonomik etkisini en aza indirmek istiyor. Ancak Moskova’nın yaptırımları atlatmasına yardımcı olmak için, kendi ekonomik çıkarlarını feda edecek kadar ileri gitmeyeceği biliniyor. Bu anlaşılabilir bir durum. Çin, azalan döviz rezervleri ve Avrupa’da sahip olduğu pazarının daralması ile, gün geçtikçe ekonomik olarak daha savunmasız hale geliyor.

Pekin, ne kadar her iki tarafla iyi geçinmeye çalışıyorsa da, dürüst olmayan ticaret politikaları, yaygın teknoloji hırsızlığı ve Rus işgaline verdiği destek nedeniyle, Avrupa ve Batı’daki, itibarını büyük ölçüde kaybetti.

Pekin, Ukrayna savaşının sonlanmasını istediğini ve barış için çabaladığını vurguluyor. Fakat Çin’in “Soğuk Savaş zihniyetini” kırmayı amaçladığına dair güvencelerine ciddi olarak kimse inanmıyor. Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) asıl hedefinin ABD’nin yerini almak ve dünyaya hükmetmek olduğu herkes tarafından biliniyor.

Rusya Çin’i Kucaklıyor

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Rusya’yı Çin’in kollarına itti. Bu hiç kimseyi şaşırtmamalı. İki ulus, İttifaklarını işgalden çok önce oluşturdular ve muhtemelen bunu ABD gücüne karşı bir karşı ağırlık olarak birlikte planladılar.

Ancak şimdi Batı, kapsamlı ekonomik yaptırımlar uyguladığına göre, Rusya’nın Çin’e her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Son bir ayın içinde 300’den fazla Batılı şirket – havayollarından fast food ve internet şirketlerine kadar – Rus ekonomisini felç etmek amacıyla Rusya’dan çekildi.

Örneğin Moskova, Batılı internet sağlayıcılarının bıraktığı dijital izolasyon boşluğunu doldurmak için, Çinli Telekom devi Huawei’ye güveniyor. Rusya’nın, İnternet hizmetlerini ve diğer gerekli dijital kaynakları başka hiçbir yerden alamayacağı ortada.

Moskova ve Pekin’in Kazanımları

Bununla birlikte, Çin’in işgalden elde ettiği faydalardan biri, Rusya’nın karşı karşıya olduğu ve Tayvan’ı işgal etmesi durumunda Çin’in de karşı karşıya olduğu sorunlara ilişkin bir iç görüdür. Ancak Pekin’in ne gibi faydalar sağlayacağı belli değil.

Bir başka avantaj, iki ülke arasındaki ticaretin geçen yıla göre neredeyse yüzde 40 artarak yaklaşık 147 milyar dolara çıkmasıdır. Bu önemli ve karşılıklı yarar sağlayan bir ilişkidir. Dünyanın en büyük gıda ithalatçısı olan Çin, Rus gıda ve hammaddelerine bağımlıdır. Son ticaret anlaşmalarında Çin’in Rusya’dan petrol, gaz, kömür ve tahıl ithal ettiği görülüyor. Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olarak bu, Rusya için her zamankinden daha önemli.

Rusya’nın da, Çin’in finansal desteğine ihtiyaç duyduğu bir başka gerçek, aynı zamanda, Çin’in yüksek teknoloji bilgisine ve tüketim mallarına da ihtiyacı var. Örneğin Mastercard ve Visa ile rekabet eden Çin ödeme sistemi UnionPay, Rusya tarafından devralınacak.

Aynı zamanda, Rusya-Çin ekseni stratejik öneme sahip ve Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinde ABD liderliğindeki mevcut liberal düzene, hem askeri hem de ekonomik olarak meydan okumayı amaçlamaktadır. Çin’in sınır ötesi bankalar arası ödeme sistemi (CIPS), SWIFT sisteminin yerini alacak. Bu, ABD’nin mali yaptırımlarına karşı koruma sağlayacaktır. ABD’nin ekonomileri üzerindeki kontrolünden kaçmak isteyen diğer ülkeler de SWIFT’e bir alternatifi memnuniyetle karşılayacaktır.

Rusya Avrupa’ya, Çin İse Dünyaya Hükmetmek İstiyor

Çin, bir yandan mevcut batılı Devletler ile ilişkilerini dengelemeye, diğer yandan Rusya ile ortaklığını güçlendirmeye çalışıyor. Çin-Rusya ittifakındaki güç dengesiyle ilgili kilit nokta, kısa ve uzun vadede her bir ortağın çıkarlarının neler olduğu ile ilgili bir meseledir.

Kısa vadede Rusya’nın çıkarı Ukrayna’yı fethetmek, ekonomisini canlandırmak ve muhtemelen eski SSCB’nin eski uydularını ele geçirmek. Çin’in çıkarları ise, ABD’nin küresel mali kontrolünü ortadan kaldırmak ve potansiyel olarak Tayvan’ın kontrolünü ele geçirmek.

Uzun vadede Rusya Avrupa’ya hakim olmak istiyor, Çin ise Amerika’yı Asya-Pasifik’ten çıkarıp, keza Avrupa’da, hakimiyet ve güç devşirmek istiyor ve buna Rusya da dahildir.

Uzun vadede, Rusya Avrupa’ya hükmetmek isterken, Çin ABD’yi Asya-Pasifik bölgesinden çıkarıp Avrupa’ya hükmetmek istiyor. Bu arada, bu, Rusya’yı da içerecektir. Her iki ülke de benzer zorluklarla karşı karşıya.

Örneğin makro düzeyde her ikisi de büyük ekonomik zorluklarla karşı karşıyadır. Çin’in ekonomisini acilen borç bazlı gayrimenkul geliştirmeden iç tüketime kaydırması gerekiyor. Rusya’nın ekonomik çöküşü çok daha dramatik, bu da onu iki ülkenin daha zayıfı yapıyor.

Mikro düzeyde, her iki hükümet de, esasen kendi ülkelerini diktatörce yönetiyor. Belki her iki ülkenin de dünya sahnesinde giderek daha fazla izole olması tesadüf değildir. Çin lideri Xi Jinping iki yıldan fazla bir süredir Pekin’den ayrılmadı. ÇKP içinde dahili zorluklarla karşı karşıya olması muhtemeldir. Putin ise, bir dağ sığınağına geçti.

Her savaşta olduğu gibi, hem beklenen hem de beklenmeyen gelişmeler var. Ancak nihayetinde, Rusya’nın değil, Çin’in Ukrayna’daki savaştan kazanacağı ve kaybedeceği çok fazla şey var gibi görünüyor.

Yazan: James Gorrie, Epoch Times

Çeviri: Evren Durmaz

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.