Susurluk Davası kapsamında yargılanan eski Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri eski bakanı Mehmet Ağar 5 yıl hapis cezası aldı. Ağar davada örgüt üyeliği ve örgüte yardım suçlarıyla yargılanıyordu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ‘’Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu’’ iddiası ile yargılandığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Mahkeme Mehmet Ağar’ın müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına da karar verdi. Ağar, kararın Yargıtay’daki temyiz incelemesinde onanması halinde, eski infaz kanunu hükmüne göre cezasının 2 yılını yattıktan sonra şartlı tahliye olabilecek. Ağar’ın kamu hizmetlerinden yasaklılığı ise cezanın onanmasından itibaren 5 yıl sonra bitecek.
5 yıl hapis cezasına çarptırılan Ağar, ‘Ben kendimden eminim ve vicdanen rahatım. Benden kimse buğz etmemi beklemesin’ diyerek yargı sürecinin devam ettiğini belirtti. Mehmet Ağar, ‘deliller ve dosya müktesebatı ile paralellik arz etmeyen bu kararın Yargıtay’da düzeleceğine emin olduğumu belirtir, herkesin devam eden yargı sürecine saygı göstermesini rica ederim’ dedi.
Ağar’a yöneltilen suçlar arasında; Emniyet Teşkilatı’na 1994 yılından itibaren İsrail silah şirketi Hospro tarafından 82 bin TL’lik silah ve malzeme’ hibe edildiği, daha sonra bu şirketten milyonlarca dolarlık silah ve malzemenin alındığı ve bunların Özel Harekat Başkanlığı’na teslim edildiği halde kaydının tutulmadığı, büyük bir kısmının kaybolup akıbetlerinin belirsiz olduğu, hibe edilen silahlardan birisinin Susurluk’taki kazada bulunduğunun anlaşılması da var.
Mehmet Ağar’a verilen mahkumiyet kararı için yorumlar da gelmeye başladı. Eski Kültür Bakanı ve Susurluk Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar kararın önemli bir adım olduğunu, Cürüm işleme örgütünün varlığının tespit edildiği ve bu örgütün hangi cürümleri işlediğinin tespit edilmesi ve Susurluk sürecindeki o dönem MGK’daki tüm kişilerin yargı önünde hesap vermesinin gündeme geleceği için önemli bir başlangıç oluşturduğunu söyledi.
‘Mehmet Ağar’a yargı hiçbir şey yapmaz’ anlayışının yıkılmış olması açısından da önemli olduğunu dile getirdi.
