Türkiye Cumhuriyeti, yarın 95. yaşına giriyor.
28 Ekim gecesi Çankaya Köşkü’nde akşam yemeği düzenlendi. Mustafa Kemal Atatürk’ün düzenlediği yemekte paylaşacağı konuyu bir tek eşi Latife Hanım biliyordu. Latife Hanım bu sebeple yemeklerin, o akşam yaşanacak olayların şanına yaraşır olmasına özen göstermişti.
Sofrada seçim heyecanı, yeni seçilenler hakkında konuşmalar devam ederken, Mustafa Kemal doğruldu, derin bir nefes aldı, elindeki bıçağı ile hafifçe tabağına vurdu ve “Beyler!” dedi. Bir anda bütün sesler kesildi. Heyecanlı, kaşları çatılmış ama gözlerinde güleç bir ifade ile çıtı çıkmayan arkadaşlarına bakıyordu.
“Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!” Tek tek herkesin yüzüne bakarak durumu kontrol etti. Sofrada nefes alınmıyordu. Bir süre sonra haberi alkışlamak birinin aklına geldi ve yemek odası bir anda alkış sesleriyle gürledi.
Mustafa Kemal’in Nutuk’ta Durumu Anlatması;
Yemek sırasında : “Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz” dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.
Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz!
Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki, o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyetin ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.
Cumhuriyet için anayasa değişikliği önerisi
O gece birlikte olduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da misafirdi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık. Bu müsveddede 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (Anayasa)’nun devlet şeklini tespit eden maddelerini şu şekilde değiştirmiştim:
Birinci maddenin sonuna “Türkiye Devleti’nin hükûmet şekli Cumhuriyettir” cümlesini ekledim.
Üçüncü maddeyi şu yolda değiştirdim : “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükûmetin ayrıldığı idare kollarını Bakanlar vasıtasıyla yönetir.”
Bundan başka Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun temel maddelerinden olan sekizinci ve dokuzuncu maddelerle de değiştirilerek ve açıklığa kavuşturularak şu maddeler yazıldı :
“Madde – Türkiye Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi yeni Cumhurbaşkanının seçilmesine kadar devam eder. Görev süresi biten Cumhurbaşkanı yeniden seçilebilir.”
“Madde – Türkiye Cumhurbaşkanı devletin başkanıdır. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclis’e ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder.”
“Madde – Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar, Başbakan tarafından ve yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra Cumhurbaşkanı tarafından hepsi birden Meclis’in onayına sunulur. Meclis, toplantı halinde değilse, onaylama, Meclis’in toplantısına bırakılır.”
Bu maddelere, komisyonda ve Meclis’te din ve dil ile ilgili bildiğiniz bir madde de eklenmiştir.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.