O lider kim ve nerede?

Türkiye tarihindeki belki de en önemli seçimler yaklaşıyor!

Liderler yavaş yavaş seçimin yaklaştığı sinyallerini veriyor.

Ülke büyük bir buhran içerisinde.

Ekonomik sıkıntılar görülmemiş düzeyde.

Uzmanlar enflasyonun net %50 olduğunu söylüyor.

Halk aynı şeyi bir hafta sonra bile aynı fiyata bulamıyor.

İç politika ve dış politika bir düğüm olmuş halde. Bu dünyada hem iç hem de dış politika için Atatürk tarafından dile getirilmiş olan en mantıklı prensip, “Yurtta Sulh, Cihan’da Sulh!”  prensibi çoktan bir kenara bırakılmış halde.

Ülke içte ana iki kampa bölünmüş durumda.

Bir yanda ülkenin düştüğü durumdan sorumlu tutulan  Cumhur İttifakı ve tek adam rejimi.

Diğer yanda da bütün olan bitenin sorumluluğunu başkanlık sisteminde bulan ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin savunucusu Millet İttifakı.

Ama kim, kim? Kimse bilmiyor ve ayırd etmek te çok güç.

Dış politika ise bir ateş çemberi. Ne Amerika, ne Rusya, Ne Çin, ne AB!

Artık gerçek olan o kadar yitirilmiş halde ki, herkes kendi safını güçlendirmenin peşinde. Gerçeği duyup ona göre davranabilen insanların sayısı o kadar az ve şartlar da o kadar namüsait ki…

Bütün bunların üstüne bir de suç, yolsuzluk ve batağa saplanmış ve hergün biraz daha ifşa olan devletin üst kademeleri.

Sanki herşey bir kıyamet senaryosu gibi.

Tek çıkış var o da bütünleşmiş, güçlü ve bağımısız Türkiye.

Bunun içinse Türkiye’nin ihtiyacı olan dürüst, mütevazi, güçlü ve bağımsız düşünüp hareket edebilen, vizyoner, sıra dışı ve özgür bir lider.  Türkiye’yi bu kamplaşmadan kurtarıp tek bir çatı altında birleştirecek ve  tek bir hedefe yönlendirecek bir lider. Bu hedefte güçl ve bağımsız Türkiye.

Yoksa halimiz harap!

Ya biz bu kişiyi isteyerek seçeceğiz ya da şartlar onu kendiliğinden ortaya çıkaracak.  

Artık bundan sonra Türkiye daha azını kaldırmaz.

Peki o lider kim ve nerede?