Önceden Belirlenmiş Kaderden Kaçılmaz
Qing Hanedanlığı döneminde, zengin bir adam ünlü bir falcıya rastlamış ve falına baktırmak istemiş. Fakat falda kendisinin belirli bir günde belirli bir saatte öküz boynuzu ile öleceği çıkmış. Adam çok korkmuş ve o günden itibaren kapıdan dışarıya hiç çıkmamış. Bu durumda bile yeterince güvenli olduğunu hissetmiyormuş ve en son yüksek bir binanın en üst katında yaşamaya başlamış, binanın altında bir sürü koruma gece günüz aralıksız onu koruyormuş ve kendisine hiçbir öküzün yaklaşmasına izin verilmezmiş.
Falcının söylediği kritik gün ve saate gelmiş, bu zengin adam camı açmış ve dışarıya bakmış, fakat bir öküzün gölgesini bile görememiş. Adam, bunun üzerine falcının söylediği şeyin olmayacağını ve o felaketten kurtulduğunu düşünmüş. Tam o sırada, adam birdenbire kulağının içinde aşırı bir kaşıntı hissetmiş ve hemen yanındaki masanın üzerindeki öküz boynuzundan yapılmış bir tokayı alıp kulağının içini kaşınmaya başlamış. Eski zamanlarda, erkeklerin de saçları uzun olduğundan toka kullanıyorlarmış ve o zaman ki tokalar genellikle demirden, yeşim taşından veya öküz boynuzundan yapılırmış ve iğne gibi hem ince hem de uzunlarmış.
Adam tam toka ile kulağını kaşırken, büyük bir rüzgâr çıkmış ve az evvel açtığı pencere rüzgâr ile birdenbire adamın tokayı tuttuğu ele çarpmış ve öküz boynuzundan yapılan o uzun tokanın ucu tamamıyla adamın bir kulağından girip diğer kulağından çıkmış. Binanın altındaki korumalar adamın bağırışlarını duyunca koşarak üst kata gelmişler. Fakat adam kafası delindiğinden kısa sürede hayatını kaybetmiş ve tam olarak falcının söylediği saatte ölmüş. Adam ölümden kurtulmak için her türlü dikkati göstermesine rağmen, hiç düşünmediği bir şey olan öküz boynuzundan yapılmış toka yüzünden öldü. Bu hikâyeden şu anlaşılıyor ki, önceden belirlenmiş kaderden kimse kaçamaz!