OSB Gerçeği
“Fiyat, ferman dinlemez.”
Bizim kuşak fabrika deyince öncelikle yüksek bacalı büyük binaları akla getirir. Gerçi ağır sanayi hâlâ öyledir. Çelik, çimento, cam gibi ürünler devasa fabrikalarda üretilir. Oysa yüksek teknoloji ürünleri, küçük üretim haneleri büyük binalara fazla ihtiyaç duymaz. Gürültüsü, kirliliği azdır. Bir de eskinin üretim tesisleri gelişi güzel şehir içlerinde dağınık vaziyette bulunurdu.
1960 yılları itibarıyla Türkiye hızlı bir şehirleşme ve sanayileşme sürecine girdi. Fakat sanayi tesisleri düzensiz, altyapısız idi. Çarpıklığı çözmek için planlı sanayi işletmeleri için şehir dışlarına “organize sanayi bölgeleri” kurulma modeline geçildi. Bu vesileyle 1961 yılında ilk OSB Bursa’da kuruldu.
OSB’ler planlı sanayileşme modeliyle, zamanla ihracatın ve istihdamın merkezleri hâline geldi. Bursa günümüzde 16 organize sanayi bölgesi ile Türkiye’nin rekorunu elinde bulundurmaktadır. Onu 13’er OSB ile Kocaeli ve Tekirdağ izlemektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Türkiye sanayisi ağırlıkla Marmara Bölgesinde kümeleşmiştir.
Mersin-Tarsus OSB’leşme konusunda iyi bir yerdedir. İlimizde 7 OSB faaliyette olup, 4 tanesi de planlama proje aşamasındadır. En yaygın OSB’ler karma OSB’lerdir Bunun yanı sıra ihtisas organize sanayi bölgeleri de hızla yaygınlaşmaktadır.
Türkiye son çeyrek yüzyılda olağan dışı başarılara imza attı 2002 yılında 238 milyar dolar olan GSYİH, 2025 yılı sonunda 1.4 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu yükseliş son 22 yılda elde edilen yıllık 5.3’lük büyüme sayesindedir. Bu yılki ihracat rakamının da mal ve hizmetlerde toplam 390 milyar doları bulması bekleniyor.
Elbette bu rakamlar yeterli değildir ve Türkiye’nin potansiyelinin altındadır. Ayrıca gelir dağılımında ciddi sorunlar olup, asgari ücretli ve emekliler büyük sıkıntı içindedirler. Buna karşın “Türkiye üretmiyor” demekte haksızlıktır. Üretmeyen bir ülke, 390 milyar dolar yıllık ihracat hedefine ulaşamaz.
Üretimin aslan payı organize sanayi bölgelerinde yapılmaktadır. Türkiye’deki toplam OSB sayısı 413’e yükselmiştir. Bölgelerdeki fabrika sayısı da 68 bin civarındadır. OSB istihdam sayısı 2 milyon 700 bini bulmuştur. OSB’ler bu haliyle Türkiye sanayi üretiminin yüzde 45’ni yakalamıştır. Sanayi üretimindeki artışın temel lokomotifi OSB’ler birtakım sorunlarla da karşı karşıyadır.
OSB bazında en önemli sorunların başında ucuz finansmana erişimdeki zorluktur. Devlet teşviki ve desteklerinin durmadan devam etmesi gereken bir alandır organize sanayi bölgeleri. İhracat konusundaki devlet desteğinin önemi büyüktür.
OSB’ler özveri ve heyecanla üretimlerini sürdürürken, Çin kökenli ithalatın dikkatle takip edilmesi gerekiyor.
Günümüzde ‘bir kuşak bir yol’ projesi konuşulurken, Orta Koridor üzerinde yer alan Türkiye’nin -Zengezur Koridoru ve Irak’tan geçen Kalkınma Yolu Projeleri ile- daha fazla Çin mamullerine maruz kalacağı ve Türk üreticilerin rekabet sorunu yaşayacakları da dillendirilen bir diğer sorundur.
Türkiye bir taraftan uluslararası geçiş koridorlarının ülkesi üzerinden rahatça ilerlemesi için uğraşırken, diğer taraftan kendi öz sermayesini ve üretimini de korumanın yollarını bulmalıdır.
OSB’ler ülke kalkınması ve istihdamı üzerindeki olumlu etkisini bundan böyle de her türlü zorlukların üstesinden gelerek sürdürecektir. Buna hiç şüphe yoktur.