ÖSYM Başkanı Ömer Demir, “İlgili personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri nedeniyle ortaya çıkan yerleştirme hatası dolayısıyla ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek amacıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama sunmuş bulunuyorum” dedi.
ÖSYM Başkanı Demir, üniversiteye yerleştirme sonuçlarında ek puanlı yerleştirme puanları yerine ek puansız yerleştirme puanlarının hesaplanması ile ortaya çıkan hata nedeniyle açıklama yaptı. Demir, “İlgili personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri nedeniyle ortaya çıkan yerleştirme hatası dolayısıyla ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek amacıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama sunmuş bulunuyorum” ifadelerini kullandı.
İlk kez ek puan uygulaması yapıldığını belirten Demir, bu nedenle teknik bir hata meydana geldiğini söyledi. Demir, bir adayın başvurusu üzerine hatanın ortaya çıktığını anlatarak, “Bakılıyor ki o kişinin yerleştiği puan ek yerleştirmesiz puan. Aynı durumda kaç kişi var diye bakıldığında durum ortaya çıkıyor. Dolayısıyla kendisinin yerleşmesi gerektiğini düşünen bir adayın yerleşmemesi sonucu kurumu aramasıyla durum ortaya çıktı. Bu işlemi yapan 3 arkadaş akşam saatlerinde bana gelip ‘böyle bir hata yaptık ne yapacağız?’ dediler. Yapılacak olan ‘hatayı düzeltip kamuoyunun bilgilendirilmesidir’ dedik ve süreç böyle başladı. O arkadaşlarda ben kasıtsız kusur olduğunu gördüm. Onlara verilebilecek bir cezanın benim istifam bağlamında bir anlamı olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.
“Bir hak mağduriyeti söz konusu değil”
Demir, önceden kazandığı açıklanan, ardından ise “kazanamadın” denilen öğrencilere ilişkin bir mağduriyet durumu olup olmadığı sorusuna, “Onlara yanlış bir haber verdik. Yoksa bir hak mağduriyeti söz konusu değil. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için o kişiler için nesnel bir hak mağduriyetinden bahsedemeyiz. Ama bir idari kusur olduğunu kabul ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Bu kuruma sahip çıkmalıyız”
ÖSYM’nin sistematik çalışması ve işini yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algının kendisinde bulunmadığını vurgulayan Demir, “Ama 2010 KPSS meselesi memleketimizin başına bir kabus gibi çökmüştür. Binlerce kamu görevlisi kamudan ihraç edilmiştir. Yargıdan, güvenlikten, bütün bu kurumlara verilen zarar gibi buraya da bir zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun kendi doğal çalışma düzeni içerisinde böyle bir kusur üretme meselesine ilişkin bir sabıkası söz konusu değil. İstifamın da asıl nedeni budur. Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Bu kurum hepimizin haklarını elde etmesinde rol oynayan bir kurumdur. Buna sahip çıkmak buradan ayrılmayı gerekiyorsa ayrılmalıyız, bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için görevden ayrılma talebimi ilettim” açıklamasında bulundu.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.