Uzmanlardan Çin’deki Yasadışı Organ Ticaretiyle İlgili Kanıtlar
Almanya’nın başkenti Berlin’de prestij sahibi uzmanların katıldığı bir forumda, Çin’in devlet tarafından işlenen yasadışı organ ticareti hakkında deliler sunuldu. En önemli konuşmacılardan biri olan Dr. Wang Zhiyuan bu konu hakkında bir araştırma yürütmüş, birçok doktorla görüşerek kendisini bir organ alıcısı olarak tanıtmış ve bunu da gizli bir şekilde kayıt altına alarak birçok önemli delil toplamıştır.
Çin dünyanın en büyük ikinci organ nakil merkezi, fakat Batı standartlarında hiçbir donör sistemine sahip değildir. Organ bağışı kültürel sebeplerden dolayı çok düşüktür ve istekli bir şekilde organ bağışlayan kişi sayısı çok azdır.
Bir araştırmaya göre 2000 yılından beri, yani son 16 yıldır, en az 100.000 nakil gerçekleşmiş ve bu organ naklindeki artış, uzmanlara göre sadece kitlesel bir katliam ile açıklanabiliyor.
WOIPFG (Dünya Falun Gong Zulmünü Araştırma Örgütü) başkanı Wang Zhiyuan, senelerdir telefonla gizli bir şekilde yaptığı görüşmeleri kayıt altına almıştır. Dr. Wang, tam 10 senedir bu şekilde deliller topladı, fakat şaşırtıcı olan ise suç işleyen doktorların telefon görüşmelerindeki rahat tavırlarıydı. Wang’a göre birçok devlet kurumu ve üst düzey devlet yetkilisi bundan haberdar, birçoğunun da bu yasadışı organ ticaretinde parmağı var.
Wang’ın dışında, Çin’deki bir çalışma kampından canlı kurtulabilmiş ve Amerika vatandaşı olan Dr. Charles Lee, araştırmacı gazeteci Ethan Gutmann ve batının ne denli Çin’deki yasadışı klinik araştırmalara dahil olduğu ile ilgili çalışmalar yürüten Arne Schwarz da, bu konu hakkında bilgiler sundular ve görüşlerini bildirdiler.
Çin’in eski sağlık bakanı yardımcısı ve Uluslararası Organ Bağış ve Transplantasyon Komitesi Başkanı Huang Jiefu, 2005 yılının Eylül ayında, doktorlardan Urumçi’de bir karaciğer nakli gerçekleştirmelerini istemiş ve ameliyat sırasında iki tane yedek karaciğerin bulunmasını talep etmiştir. Bu karaciğerler ise, 24 saat içinde Çin’in dört bir yanından binlerce kilometre uzaktan getirtilmiştir.
Dr. Wang Zhiyuan, bir karaciğerin vücuttan çıkarıldıktan sonraki ömrünün sadece 15 saat olduğunu ve ancak Urumçi’ye canlı donörlerin “teslim edilmesi” ile ve orada öldürülmesi ile bunun yapılabileceğini söylemektedir.
Huang Jiefu, 2013 yılı Mart ayında WOIPFG aracıyla şunları söyledi: “Geçen yıl ben 500 karaciğer nakli gerçekleştirdim. İlki 2012 yılı Kasım ayında Guangzhou şehrindeki bir vatandaşın gönüllü bağış idi.” Bu, diğer organların nereden temin edildiği ve istemsiz kurbanların geri kalanının kim olduğu sorusunu gündeme getirmektedir.
Ayrıca internette açık bir şekilde takip edilebilen sayfalarda ve hekimlerin operasyon sırasında tuttukları protokollerde de korkunç manzara göz önüne seriliyor: Takip edilebilen protokollerden biri Kunming şehrindeki Yanan Hastanesi’nde çalışan Wu Jian’a ait. Wu Jian, 2008-2009 yılları arası Berlin’deki Alman Kalp Enstitüsü’nde eğitim almıştır. Bir cerrah olan Wu Jian, ameliyathanede anestezi ve entübasyon ile başlayan bir organ çıkarma prosedürünü anlatmaktadır. Orada mekanik ventilasyondan detaylı bir şekilde bahsediyor ve bu da oradaki kişinin beyin ölümü gerçekleşmemiş ve ameliyathaneye girdiğinde nefes alıp veren biri olduğu anlamına geliyor, yani organları alınan kişi beyin ölümü gerçekleşmemiş birisiydi. Ventilatör anestezi sonrası bağlanmış ve ameliyat için rutin hazırlık yapılmıştı. Garip olan bir diğer durum ise, Çin’de beyin ölümünü tanımlayan hiçbir hukuk ve yasa tanımının olmasıdır.
Rosemarie Fruehauf, The Epoch Times