Sosyal Suriye Topluluğu Türkiye’nin En Önemli Suriye Topluluğu Olma Yolunda
Bütün her şey 2012 yılında bir okul fikri ile başladı. İlk okul projesi 500 öğrenci ile planlanmıştı. Bu okula giriş için 1.500 kişi başvurması herkes için bir sürpriz oldu ve bu olayın ardından süreç onları şu anda Türkiye’deki en büyük ve önemli Suriye sivil toplum örgütü haline getirdi. Suriye Sosyal Topluluğu’nu bugünlere getiren topluluğun başkanı Muhammed Zein ile topluluk ve Suriyeliler hakkında konuştuk
Suriye Sosyal Topluluğu nasıl başladı?
Aslında her şey 2012 yılında bir okul projesi ile başladı. Biz öncelikle Mersin’e gelen Suriyelilerin çocukları için 500 öğrencilik bir sınıf açmayı planladık. Okula başvuru sayısı ise 1.900 oldu. Bu bizim için bir sürpriz oldu.
Savaşın Suriye’nin farklı bölgelerine sıçraması ile Suriye’den pek çok insan gelmeye başladı. Suriye’deki hükümet herhangi bir bölgeye girdiğinde o bölgedeki insanlar Türkiye’ye gelmeye başladılar. O insanların büyük bir kısmı da Mersin’e geldi. Okulu açtığımızda bir yıldan fazla süreceğini düşünmemiştik. Ama insanlar gelmeye devam etti ve öğrenci sayısı gittikçe artınca başka bir okul daha açmaya ihtiyaç duyduk.
Öğrencilerin bu kadar fazla olması yüzünden öğrenciler için iki ayrı zaman belirlendi. 2013 yılında ise üç zamanlı hale geldi. O dönemde öğrenci sayısı 1.900’a çıktı. Okuldaki müfredat Suriye’nin aynısı ve bir tek Türkçe dersleri artı olarak okutuluyor.
Daha sonra 2013’de ikinci okul kuruldu ve 600 öğrencisi vardı. Böylece daha fazla insan gelmeye başladığı için başka hizmetlere de ihtiyaçları olduğunu görerek farklı hizmetler vermemiz gerektiğini düşündük. Suriyeli sığınmacılar hastanelere gittiklerinde dil sebebiyle problem yaşıyorlardı. Bu yüzden İlk olarak 2013 yıllarının sonunda medikal merkezimizi açtık. Ardından ailelerin yaşamlarını kolaylaştırmak için de eğitim merkezimizi açtık. Suriyeli sığınmacıların önündeki en büyük engel Türkçeydi ve bu engeli kaldırmak için bir eğitim merkezi kuruldu. Burada günlük yaşamda dil engeli yüzünden karşılaştıkları problemleri ortadan kaldırmak için Türkçe dersleri verilmeye başlandı.
Suriye’den Türkiye’ye gelen ailelerin aynı zamanda çok büyük bir problemleri vardı. Neredeyse büyük bir çoğunluğu yasal belgelerini kaybetmişti. Kim olduklarına dair herhangi bir kanıt ya da belgeleri yoktu. Bu durum Suriyeli sığınmacılar için çok büyük zorlukları beraberinde getiriyordu. Bu duruma bir son vermek için topluluk hukuk bürosunu kurdu. Burada Suriyeliler için doğum belgesi, evlilik belgesi ve kimlik belgesi verilmeye başlandı. Bu belgeler bu insanlar Suriye’ye döndükleri zaman da gerekliydi.
Önce Türk otoritelerden belge alabilmek için buradan kimlik belirten belgeler verildi. Daha sonra doğum belgesi ve evlilik belgesi gibi belgeler verilmeye başlandı. Bu merkez için Suriye’de sivil konularda uzman olan hakimler ve avukatlar getirildi. Bu kişiler Suriye’de sivil yasa üzerinde yıllarca deneyimi olan kişilerdi. Daha sonra her hangi bir Suriye vatandaşı Mersin’de T.C. kimlik kartı için başvurduğu zaman yetkililer onları topluluğa gönderip evraklarının doğruluğunu buradan onaylatmasını istemeye başladılar. Bu belgeler Türkiye Cumhuriyeti tarafından bu prosedürün ardından kabul görmeye başladı. Türkiye’de ilk defa bir Suriye sivil toplum örgütü devlet tarafından yasal muhatap olarak alınmaya başlanmış oldu.
Hatta Gaziantep’te kurulan Suriye Geçici Muhalif Hükümeti topluluğa başvurarak elimizdeki kayıtlı veriyi istedi. Topluluğumuz ise bunun karşılığında hazırladıkları evrakların hem Türkiye genelinde hem de tüm dünyada kabul görmesini talep etti. Şu anda topluluğun hazırladığı evraklar Almanya’da yasal belge olarak kabul ediliyor ama topluluk daha genel geçer bir statü arzuluyor. Şu anda bu veri bir yazılıma aktarılarak dijital bir veritabanına dönüştürülmekte. Şu anda dijital veri tabanına girilmiş kişi sayısı ise 45.000 civarında. Veri tabanı girişiyle bütün kayıtlar yeniden doğrulanıyor. Bu işlem bittiği zaman kendi veri tabanlarında devlet kurumlarındakinden %10-15 civarında fazla kayıt olacağını tahmin ediyoruz. Bu 230.000 kişi veya aileleri bir şekilde topluluğun faaliyetlerinden faydalanmış kişiler. Ama Mersin’de yaşayan Suriyelilerin 300.000’nin üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz.
Son olarak da yardım merkezi faaliyete geçirdik. Burada yiyecek ve mevsimlere göre diğer ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılıyor. Burada en çok ihtiyaç olan kişilere yardım ediliyor. Sayı çok fazla olduğundan baş etmek biraz zor.
Suriye’den Mersin’e gelen Suriye vatandaşlarının profilini bize özetleyebilir misiniz?
Mersin’deki Suriyeliler çeşitli tabakalara ait. Mersin’e gelen ilk Suriyeliler Suriye’nin yüksek tabakasından zengin insanlardı. Bu ilk grup iş adamlarıydı ve Mersin’i daha önceden biliyorlardı. Yerel kültürü ve güzel doğasını bilerek geldiler. Bu kişiler genellikle Mezitli bölgesine yerleştiler. Onların gelmesi diğer insanların gelmesini de tetikledi.
Bu grubun ardından ekonomik olarak orta ve düşük seviyeli insanlar gelmeye başladı. Bu kişiler ise Akdeniz ve Toroslar ilçeleri etrafına yerleşen orta sınıf ve fakir sınıf. Bu insanların çoğu da aslında eğitimliler ama iş olasılığı olmadığı için kötü durumdalar. Ne kadar Suriyelileri sınıflamak istemesek de bu insanlar akrabaları tarafından desteklenen ya da yardımla yaşayan Suriyeliler.
Aslında bu insanların çoğunluğu da yüksek öğrenim sahibi olmalarına rağmen ekonomik durumları ilk gelenler kadar iyi değildi ve bu grup hayatlarını sürdürmek için şu anda yardıma muhtaç olan grupta olanlar.
Daha önce Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan araştırma sonucunda Suriyeli vatandaşların Mersinlilerin geneli tarafından hoş karşılanmadığı söylenmişti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Biz Suriyeliler Türkiye’deki en barışçıl şehrin Mersin olduğunu düşünüyoruz. Gaziantep ve Hatay’a büyük sayıda Suriyeli gittiğinde yerel halk o sayıda insanı aralarına almak istemedi. Bu durum Mersin’de hiç yaşanmadı. Bu yüzden Suriyeliler için Mersin’de yaşamlarını kurmak kolay oldu. Toplum tarafından kolayca kabul edildiler ve insanlar için iş kurmak ve iş bulmak da o zaman kolaydı.
Burada Gaziantep ve Adana’da olduğu gibi öldürülme haberlerini de duymuyorsunuz. Mersin’de yüzdeye vurduğunuzda Suriyeliler tarafından işlenen suç oranı diğer topluluklara göre %2. Bu tüm Türkiye’deki en düşük rakam. Daha önce büyükşehir belediyesi tarafından yapılan sempozyumda, büyükşehir belediyesinin yaptığı araştırmanın aksine, Mersin’deki insanların Suriyelere karşı çok sıcak olduğunu düşünüyoruz.
Dünyadaki herhangi bir ülke bu kadar büyük sayıda insan ile karşılaşırsa korkması çok doğal. Ama zaman geçtikçe korkulacak bir şey olmadığı görülecek. Mersin’in insanları açık zihinli insanlar ve başka hiçbir şehre benzemiyor ve burası çok barışçıl bir şehir. Zaman geçtikçe de birbirimizden öğreniyoruz ve karşılıklı değişiyoruz.
Merkez nasıl fonlanıyor?
Topluluk ilk iki yıl Suriyeli iş adamları tarafından oluşturulan bir forum tarafından finanse edildi. Bu kurum şu anda İstanbul’da olan Suriyeli İşadamları Forumu. Bu forum ilk yıl topluluğun her masrafını karşıladı. İkinci yıl sadece okulu finanse ettiler. Şu anda ise okul öğretmenlerinin ücreti UNICEF tarafından finanse edilmeye başlandı. Medikal merkez ise ilk olarak IMC (International Medical Corps) tarafından finanse edildi. Daha sonra IOM (International Organization for Migrants) tarafından finanse edilmeye başlandı. Bu merkeze finansman anlamında devletin hiçbir katkısı yok.
Türkiye çapındaki diğer Suriye toplulukları ile kıyasladığınız zaman Mersin’deki topluluğun durumu nedir?
Mersin’deki merkez Türkiye’de tek. Türkiye çapında çalışan çeşitli Suriye toplulukları var ama Mersin’deki kadar entegre ve kapsamlı çalışarak çeşitli hizmetleri bir arada veren başka topluluk yok. Yardım anlamında ya da iş bulma konusunda daha büyük ölçekte iş yapan topluluklar var ama bizim kadar bütünsel yapısı olan başka bir kurum yok Türkiye’de.
Ayrıca topluluğumuz sürekli devlet ile iletişim halinde ve Ankara ve uluslar arası kurumlar ile sürekli görüşme halinde. Gelecekte topluluk Suriyeliler için çok önemli bir temsilci olma yolunda.
Peki sizce Mersin’deki Suriyelilerin en acil ihtiyaçları nedir?
Bütün bu insanların ihtiyacı olan tek şey iş. Çeşitli organizasyonlar tarafından yapılan gıda veya çeşitli yardımlarının pek bir önemi yok çünkü bu yardımlar dışında ödenmesi gereken kira ve diğer gider var. Bu yüzden çözüm insanlarımıza iş sağlamaktan geçiyor. Ayrıca her hangi bir mesleği olmayanlara da mesleki eğitim verilerek onlarında topluma entegre edilmesi gerek. Ne kadar insanın iş beklediğini ise tam olarak bilemiyoruz. Ayrıca iyi mesleğe sahip doktor veya avukatlar da iş bulmakta zorlanıyor.
Bu durumun önündeki en büyük engel ise Suriyelilere çalışma izin veren yasa. Suriyeliler için istihdam yaratma projesi bu yasaya bağlı çünkü bu yasa ile birlikte Suriyeliler Türkiye’de çalışma özgürlüğüne kavuşacaklar. Çok iyi bir adım ama hala yasanın belirsiz yerleri var be açıklığa kavuşturulması gerekiyor.
Bunlarla birlikte Suriyeli iş adamlarına ait banka hesaplarında donmuş şekilde bekleyen milyonlarca dolar var. Eğer Türkiye hükümeti Suriyeli iş adamlarına iş yapma konusunda kolaylık sağlar ve teşvik verirse ve eşit miktarda Suriye ve Türkiye vatandaşı çalıştıracaksın derse bu paralar piyasa akacak. Bunun içinse Suriyeli iş adamlarının kendilerini güvende ve rahat hissetmeleri gerekiyor.
Suriye’nin geleceğini ve Türkiye’deki Suriyelinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Elbette savaş sona erecek ve yeni bir düzen kurulacak. Bence her halükarda Başer Esad gidecek ama ister Esad’lı ister Esad’sız hepimzin istediği tek şet demokratik ve özgür bir Suriye’de yaşamak.
Suriye şu anda yerle bir ve tekrar inşa edilmesi zaman alacak. Burada eğitim alanlar Suriye’ye dönecek ve orada öğrendiklerini uygulayacak ve aktaracaklar.
Türkiye halkının en büyük korkusu Suriyelilerin savaş bittiğinde de burada kalabilecekleri. Hayır. Biz kesinlikle geri döneceğiz. Evlerimiz yerle bir olmuş olsa da orada topraklarımız var. Topraklarımız için geri döneceğiz.
1980lerden beri Suriye’deki rejimden dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve hala Suriye’ye geri dönmek hayali içerisinde olan insanlar var ve Avrupa’da yaşamak onları değiştirmedi. Onlar bile hala geri dönmek istiyorlar. Geri dönmek için uygun koşullar oluşursa elbette ki geri döneceğiz. Ama o güne kadar burada çalışmaya devam etmek zorundayız. Şu anda burada eğitim gören öğrencilerin kafasına da bunu sokmaya çalışıyoruz. Bir gün geri dönüp orayı yeniden inşa edecekler.
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yapılan mültecilerle ilgili anlaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yapılan anlaşmanın kötü bir fikir olduğunu düşünüyorum. Zaten Yunanistan’a ulaşmış insanların Türkiye’ye geri getirilmesi kötü bir fikir bence. Bir de sayı bu kadar yüksekse!
Türkiye içerisinde gidebilecekleri yerleri de yok. Bu şekilde Türkiye’ye büyük yük olacaklar. Neden Yunanistan’a çıkan Suriyelileri diğer AB ülkeleri arasında paylaşmıyor? Oraya varmak isteyen insanlar her şeylerini satıp geride hiçbir şey bırakmadan oraya gidiyorlar. Geri döndüklerinde ne yapacaklar?
Şu anda savaş devam edecekmiş gibi görünüyor ve gelecek bulanık. O güne kadar faaliyetleriniz nasıl devam edecek?
. Mersin’deki hizmetlerimizi de arttırmak istiyoruz. Hizmetleri de Mersin’de arttırmak istiyoruz. Mevcut olan hizmetlere çocuk hakları, kadın hakları ve iş bulma bürosu da eklemek istiyoruz. Ayrıca biz vatanından uzakta olan insanlarımıza moral de vermek istiyoruz. Bunun için onlara spor yaptırmak, onları gezilere götürmek ve onları eğlendirmek de istiyoruz. Tam teşekküllü bir sosyal merkez haline gelmek istiyoruz.
Gelecekte topluluğun hizmetlerini büyütüp diğer şehirlerde de bu tür merkezler açmak istiyoruz Diğer şehirlerde bu merkezleri açmak istememizin sebebi ise Suriyeliler konusunda daha çok farkındalık yaratıp onlara daha çok yardımcı olabilmek. Elbette ki Türkiye hükümeti bütün bunları gerçekleştirebilmemiz için bize çok destek oluyor.
Vatanından uzakta olan bir Suriye vatandaşı olarak siz neler hissediyorsunuz?
Ben de savaştan önce Mersin’e gelmiştim ve o zamanlar da bir gün buralarda yaşamak zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim. Ben Laskiyeliyim ve Laskiye’deki kültür Mersin kültürüne benzediği için çok zorluk çekmedim. İnsani olarak kendimi şu anda iyi ve rahatlamış hissediyorum. Ailemi ve çocuklarımı burada koruyabildiğim için mutluyum ama tüm Suriyeliler gibi kalbimde savaşın ve savaşın getirdiği bu acıların bitmesini ve Suriye’ye geri dönmeyi istiyorum. Bu olana kadar ise burada yapılması gerekenleri yapmaya devam edeceğim.
Dünyaya mesajınız nedir?
Tüm dünyaya şunu söylemek istiyorum. Suriye’deki savaşı bitirin. Biz artık evlerimize dönmek istiyoruz.