Su Biterse Hayat Durur

İçilebilir sularımız her geçen yıl azalıyor. Çevre kirleniyor, kaynaklar tükeniyor. Peki biz ne yapıyoruz? Asıl soru bu…

İçilebilir temiz su kaynaklarımız her geçen gün biraz daha azalıyor. Bunun tek nedeni artan nüfus değil; bilinçsiz tüketim, çevre kirliliği, sanayi atıkları, tarım ilaçları ve iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık. Bütün bunlar su krizini giderek derinleştiriyor. Dünyanın bazı bölgelerinde insanlar içecek bir damla su bulmak için saatlerce yürürken, biz musluklarımızdan boşa akan suyu umursamadan harcıyoruz. Oysa su sadece bir ihtiyaç değil, yaşamın ta kendisidir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya nüfusunun üçte biri güvenli içme suyuna erişemiyor. 2050 yılına kadar bu oranın yarıdan fazlasına ulaşması bekleniyor.

Türkiye de su zengini bir ülke değil. Kişi başına düşen yıllık su miktarı 1000 metreküp sınırında seyrediyor ve bu oran her yıl biraz daha düşüyor. Yani Türkiye, su fakiri bir ülke olma yolunda ilerliyor. Suyun azalmasının en temel nedenlerinden biri çevre kirliliği.

Kirlenen su kaynakları, arıtılsa bile tam anlamıyla içilebilir hale gelmiyor. Nehirlerimize, göllerimize ve yer altı su kaynaklarımıza karışan evsel ve sanayi atıkları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük bir sorun.

Denetimsizlik, ekonomik kaygılar ve kısa vadeli çıkarlar uğruna çevre göz göre göre kirletiliyor. Tarım sektöründe kullanılan suyun israfı da dikkat çeken bir diğer konu. Geleneksel sulama yöntemleriyle yapılan tarım, suyun yüzde 60’ından fazlasını tüketiyor.

Oysa modern damla sulama sistemleriyle bu oran çok daha aza indirilebilir. Ama bunun için hem çiftçinin bilinçlenmesi hem de devletin destekleyici politikalar üretmesi gerekiyor.

İklim değişikliği ise meselenin küresel boyutu. Artan sıcaklıklar, buharlaşmayı hızlandırıyor; yağış rejimleri değişiyor, kuraklıklar sıklaşıyor. Sonbaharda yağmayan yağmur, ilkbaharda kar olarak düşmeyen kar, hem tarımı hem içme suyu kaynaklarını tehdit ediyor. Su döngüsü kırılıyor, doğanın dengesi bozuluyor.

Peki biz ne yapabiliriz? Bu yazıyı okurken bile kendimize bu soruyu sormalıyız. Çözüm bireysel ve toplumsal bilinçle başlar. İşte bazı basit ama etkili adımlar:

  • Musluklarımızı boşa akıtmayalım.
  • Diş fırçalarken ya da bulaşık yıkarken gereksiz su kullanımından kaçınalım.
  • Çamaşır ve bulaşık makinelerini tam dolu çalıştıralım.
  • Geri dönüşümü destekleyelim; çünkü üretim süreçleri de su tüketir.
  • Tarımda modern sulama tekniklerine geçilmesini talep edelim.
  • Belediyelerin altyapı projelerinde su tasarrufu ve arıtma sistemlerine öncelik vermesini sağlayalım.
  • Çevremizi temiz tutalım; çünkü toprağa karışan her atık, sonunda suya ulaşır.

Bir birey olarak yapabileceğimiz çok şey var. Ancak daha önemlisi, bu bilinci çocuklarımıza aktarmak. Okullarda çevre bilinci eğitimi zorunlu hale gelmeli. Medya, sosyal platformlar ve kamu spotları bu konuda aktif rol almalı. Çünkü gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras, temiz su ve yaşanabilir bir doğadır.

Öte yandan devletlerin ve uluslararası kuruluşların da harekete geçmesi gerekiyor. Su politikaları sadece baraj yapmaktan ibaret olmamalı. Kaynakları korumak, adil dağıtmak ve sürdürülebilir hale getirmek için uzun vadeli planlamalar yapılmalı. Komşu ülkelerle su paylaşımı konusunda çatışmalar değil, iş birliği modelleri geliştirilmeli.

Bugün bazı Afrika ülkelerinde insanlar, birkaç litre su taşıyabilmek için kilometrelerce yürümek zorunda kalıyor. Biz hâlâ halılarımızı hortumla yıkıyor, balkonlarımıza deterjanlar akıtıyoruz.

Bu bir farkındalık meselesidir. Su, yalnızca yaşamak için değil, yaşanabilir bir dünya için de elzemdir.

Bir gün musluktan su akmadığında anlayacağız kıymetini. Ama o gün çok geç olabilir.

Unutmayalım: Su varsa hayat var. Su biterse, hayat da durur.

Sular çekildi gözümüzün önünde,
Pınarlar sustu dağların döşünde.
Dereler ağlıyor kurumuş içinde,
Kim dur diyecek bu gidişin önünde?

Orman yanıyor, dumanı göklerde
Madenler saplandı toprağın bağrına.
Kirlettik çevreyi hoyratça, öylece…
Doğa darılıyor insan oğluna.

Şerife Eser

1 yorum
  1. Emin Eser diyor

    Kaleminize yüreğinize sağlık Şerife Hanım

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.