İliç Araştırma Komisyonu TMMOB yetkililerini dinledi. TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, “İliç’le ilgili izin ve lisansların kalıcı olarak iptal edilmesi, işletmenin kalıcı olarak kapatılması gerekiyor” dedi.
TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nda Erzincan İliç’te 9 işçinin ölümüne sebep olan maden faciasına ilişkin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) sunum yaptı. Gül, “İliç’le ilgili izin ve lisansların kalıcı olarak iptal edilmesi, işletmenin kalıcı olarak kapatılması gerekiyor” dedi.
TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, Erzincan İliç’te 9 işçinin ölümüne sebep olan maden faciasının 13. toplantısını yaptı. Komisyon Yüksel Coşkunyürek başkanvekilliğinde toplandı.
Coşkunyürek, Komisyonun 10-11 Temmuz’da da Uşak Kışladağ altın madeninde yerinde inceleme yapacağını belirterek, “Komisyonun çalışmaları bugüne kadar 12 toplantı yapılmış. 5 kamu kurumu 5 üniversite, sendikalar şirket sahibi olmak üzere toplam 90 kişi bugüne kadar dinlenmiştir” dedi.
TMMOB de yaşanan facia üzerine sunum yaptı. TMMOB Maden Mühendisleri Odası, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası ve TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası’ndan yetkililer görüşlerini aktardı.
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Karşımızda Türkiye’nin en güçlü meslek kuruluşu var. TMMOB Türkiye ve bizler için son derece kıymetli. Özellikle meslek kuruluşlarının düşüncelerini söylemesi kimseyi rahatsız etmemeli, çünkü siz tamamen bilimin ışığında teknik verilerle konuşma yapmaktasınız. Sizin uyarılarınıza bakılmış olsaydı benim 9 canım bugün aramızda olurdu. Bugün esas işin içinde olan arkadaşlarımızı dinleyeceğiz” dedi.
TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, kurumu adına yaptığı sunumda, “Facianın gerçekleştiği günlerde heyetle birlikte İliç’e gittiklerini ve işletme tarafından içeriye alınmadıklarını” belirterek yapılan sunumdaki değerlendirmelerin de kısıtlı imkanlarla yapıldığını söyledi.
Genel Sekreter Dersim Gül, “Facia yaşanmadan önce de, ‘İliç kompleks altın madeni işletmesi faaliyetlerine son vermelidir, İşletme kapatılmaldır’ diyorduk. Bunu neden söylüyorduk, konumu itibariyle bir Fırat Nehri gibi su toplama havzası içerisinde yer alıyor oluşu, arazinin topografyası, eğimi yapısı zaten burada bir altın madeni, burada madencilik faaliyeti kompleks bir işletme bu işletmenin faaliyetlerine burada izin verilmemesi konusunda tespitimiz vardı” dedi.
Genel Sekreter Gül, maden kanunlarına göre; “doğal zenginliklerin ve kaynakların istisnai durumla hariç olmak üzere devlet tasarrufu himayesinde” olduğunu ifade ederek özellikle 2021 yılında özel şirketlerin tasarrufuna yoğun bir şekilde açılmıştır ve ülkemizde maden kaynaklı ortaya çıkan çevre ve iş cinayetlerinin artışı da burada özel sektörün bu alana girmesiyle katlanarak artmıştır. Özelleştirme poltikalarını yanlış buluyoruz” diye konuştu.
Sülfirik asit taşıyan tankerin İliç’te devrilmesiyle beraber tonlarca sülfirik asitin toprağa karıştığını belirten Gül, basına yansıyan fotoğraflayamadığımız bu tür kazalar yaşandı bu zamana kadar” dedi.
Genel Sekreter Gül, “21 Haziran 2022 tarihinde; işletme içerisinde siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hattındaki yırtılmanın üzerinin kapatılmaya çalışıldığını, TMMOB’un işletmenin durdurulması için yargıya başvurduğunu” söyledi. Gül, “Olayın üzerinden geçen 4 günlük sürenin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işletmeye para cezası uyguladı ancak işletme tekrar faaliyete geçti. Yapılan en büyük yanlışlardan biri de işletmeye izin verilmesiydi o zaman bizim önerilerimiz tekrar dikkate alınmadı. Liç sahasındaki kaymanın teknik nedenlerinden birisi de patlamış olan boru süreciydi” dedi.
ÇED olumlu kararına ve açık ocağın işletilmesi gereği bakanlığın vermiş olduğu “ÇED gerekli değildir” kararına karşı dava açtıklarını ifade eden Gül, ÇED kararını veren işletmeye karşı açılan davanın mahkeme heyetine “işletmenin kapatılmasına ilişkin” dilekçe sunulduğunu söyledi.
Genel Sekreter Gül, “Biz TMMOB olarak bu facianın gelmemesi için elimizden geleni yaptık maalesef bizim bu facianın gelmesini engellememiz engellendi” diyerek şunları söyledi:
“Facianın asıl nedenleri izin ve lisans süreçlerinde yaşanan hadiseler neden olmuş gibi görünüyor. Facia sonrasında geçici işlem olarak tanımladıkları yığın liç sahasının dere yatağına akmış olan bölümünün geçirimsiz alanlara depolandı. Bu işin projelendirildi mi diye sorduk ancak bakanlık bize genel geçer cevaplara cevap verdi. Facianın ardından yapılan işlemlerinde bilimsel esaslarla sürmediğini düşünüyoruz. Bakanlık mangan ocağının içerisinde kil serdiğini iddia ederek depolama yaptığını söyledi, umarım daha önceki akıbeti paylaşmaz. Hem ağır metal zehirlenmesi halk sağlığı ve çevresel sonuçları arttıracak sonuçlar üretecek.”
ÇED sürecinde olumlu görüş belirten bütün kurumların sorumlu olduğunu ifade eden Gül, ÇED sürecinin öncesi ve kazanın sonrasını da kapsadığını bu süreçten Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nının sorumlu olduğunu söyledi. Gül, “İliç’le ilgili izin ve lisansların kalıcı olarak iptal edilmesi, işletmenin kalıcı olarak kapatılması gerekiyor” dedi.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.