Tibet Keşişleri ‘Vatansever Eğitimi’ Almaları için Zorlanıyor
10,500 fit yükseklik üzerindeki plato üzerine kurulmuş olan Tibet Manastırında yeni bir eğitim şekli uygulanmaya başlandı. Çin Rejimi bunu ‘Vatansever Eğitimi’ diye adlandırırken, Tibetli Keşişler bu eğitimi, ‘Ağır bir İşkence’ olarak nitelendiriyorlar.
Tayvan’da sürgün olarak yaşayan Tibet parlamentosundan Dawa Tsering, Amerika’nın Sesine yaptığı açıklamada “Sözde ‘Vatansever Eğitimi’, basit bir şekilde Dalay Lama’yı karalıyor. Keşişler komünizmi ve Çin Komünist Partisinin liderliğini kabul ettiğini belirten bir bildiri imzalanmaya zorlanıyorlar” dedi.
16 Martta, Siçuan’daki Kirti manastırında genç bir keşiş Tibet’teki Çin Rejiminin kurallarını protesto etmek amacı ile kendini yakmıştı.
21 Martta ise yine Kirti manastırında, Çinlilerin Tibet politikasını protesto etmek isteyen keşişler açlık grevine başlamıştı. Çin polisi manastıra zorla girmiş ve vatansever eğitimi vermek için keşişleri bir yuvarlak oluşturmalarına zorlamıştı. Bu durumu red eden keşişleri, dövmüş ve tutuklamıştı. O gün 300 keşiş tutuklanmış ve askeri bir kamyonla bilinmeyen bir yere götürülmüşlerdi.
19 Eylül’de Tibetin Sesi’de yapılan açıklamada, eğer keşişler bir daha manastıra dönmezler ise, Çin devleti kişi başına 20.000 Yuan (3,130 dolar) vereceklerini vaat etmiş. Buna ek olarak, ilk 3 yıl 50,000 Yuan (7,800 dolar) sıfır faizli kredi alabilecekler.
Geçen Mart ayından sonra kim manastırı gönüllü olarak terk etmeyi seçerse, 10,000 yuan ve sıfır faizli 50,000 yuan alabileceği söylendi.
1472’de manastırın kurulduğundan beri orada yaşayan 2500 keşişten hiçbiri bu teklifi kabul etmedi.
Daha önce Epoch Times’in yaptığı ropörtajda Usta Yuanji’ye sorulan, “Keşişler bu teklifi kabul edip sırada insanların arasına girecekler mi?” sorusuna verdiği cevap, “10,000 veya 20,00 yuan ile nasıl değerlendirebilir? Dünyanın tüm hazinelerini verseniz bile gerçek bir keşişi yoldan çıkaramazsınız. Budizm’e hiç saygıları olmaması bir ülke için çok acınası bir durum. Onların gelecekteki durumlarını tahmin edebiliyoruz” dedi.
Budist Zeng Xiaoyu, “Bu korkunç bir şey çünkü bir kişin inancı para ile ölçülemez. Budizm’e göre, bir kişi manastıra girdiğinde bir çok zorluklar ile karşılaşacak. Fakat bir keşişin tapınaktan ayrılmasını kışkırtmaya çalışmak, bir şeytanın keşişlerin ayrılmasını cezbetmeye çalışması gibidir” dedi.
Bir kişi, Dalay Lama’yı karalayan ve komünist kurallarını öven bildiriyi (beyannameyi) imzalarsa, manastırda kalabiliyor. İmzalamayı red ederse, manastırdan atılıyor. Manastırdan atılmayı durdurmak için, birçok keşiş manastırı terk etmiyor ve bazıları da sürgün bölgelere gidiyor. Tüm keşişler manastırdan giderse manastır kapatılacak.
2008’de Çin devlet yetkisi ve Çin Tibet Araştırma Merkezinde yönetici olan Zheng Dui medyada yaptığı açıklamada, “Bu sert davranışın amacı, keşişleri eğitmek ve onların yabancı ülkelere gitmelerine engel olmak” dedi.
Tayvan İnsan Hakları Merkezinden, İnsan Hakları Uzmanı Huang Qi, Epoch Times’e, Çin rejiminin Tibetli keşişlere uyguladığı bu taktiğin başka benzerlerini, kilise üyeleri ve Falun Gong uygulayıcıları üzerinde de uyguladıklarını söyledi. Amaç, inançlarını bırakmaya zorlamak.
Huang, “Hapiste olduğum süre boyunca bir çok Falun Gong uygulayıcısı ile tanıştım. Kendilerini tamamen Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ilkelerine adamışlar. Bir tanesi 70 yaşındaydı. İnançlarını bırakmaları için kendilerine verilen kağıtları imzalamıyor ve inançlarını sürdürmeye devam ediyorlar” dedi.
İngilizce Metin (English version)