Türk Tabipleri Birliği (TTB) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği (İSİH) Kolu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kamu kurumları ile elliden az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için uygulamanın başlangıç tarihinin beşinci defa ertelenmesi üzerine 7 Aralık 2023 günü bir basın toplantısı düzenledi.
TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut’un açılış konuşmasını yaptığı basın toplantısında TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten de söz aldı. TTB’nin bir yandan hekimlerin/sağlık emekçilerinin hakları ile toplumun sağlık hakkını savunurken, diğer yandan demokrasi, adalet, özgürlük ve insan hakları için mücadele yürüttüğünü söyleyen Ökten, “Tabii ki bu bütünlüklü mücadele iktidar çevrelerini rahatsız etmektedir. 30 Kasım günü verilen Merkez Konseyi’nin görevden alınması kararı, 70 yıllık emeğimiz ve bilgi birikimimiz ile sürdürdüğümüz mücadeleye engel olmayacaktır. Görevimizin başındayız” dedi.
Türkiye’nin iş cinayetlerinde dünyada üçüncü, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ise birinci sırada olduğuna dikkat çeken Ökten; AKP’nin iktidarda olduğu 21 yılda 32 binden fazla işçinin, bu yılın 11 ayında bin 772 işçinin yaşamını yitirdiğini aktardı. Ökten, “Sadece bu veriler dahi yasa çıkarmakla sorunların çözülmediğini göstermektedir. Önemli olan o yasaların geliştirilmesi, pratiğe uygun hale getirilmesi ve denetlenmesidir. Biz TTB olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında gerekli önlemlerin alınması için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. TTB İSİH Kolu Sekreteri Dr. Selçuk Çelik tarafından okunan açıklama şöyle:
İşçilerin Sağlığı ve Güvenliği Ertelenemez!
Çok tartışmalı bir süreç sonunda, meslek örgütlerinin eleştirilerine ve itirazlarına rağmen 30 Haziran 2012 yılında çıkan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun en iddialı olduğu konu, tüm çalışanları kapsamasıydı.
Kanun ilk çıktığında, kamu kurumları ve elliden az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için uygulamanın başlangıç tarihi olarak 30 Haziran 2014 belirlenmişti.
Henüz bu tarih gelmeden 2 Ağustos 2013’te, 6495 sayılı kanun ile yürürlük tarihi 1 Temmuz 2016 olarak değiştirildi. Bu zaman geldiğinde ise 6745 sayılı kanun ile 1 Ocak 2017’ye, ardından 7033 sayılı kanun ile ile 1 Ocak 2020’ye, son olarak da COVID-19 pandemisi gerekçe gösterilip, 7252 sayılı kanun ile değişiklik yapılarak uygulama tarihi 31 Aralık 2023’e ertelendi. 2020 yılındaki ertelemenin gerekçesinin COVID-19 pandemisi olmadığını söyleyen Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ve kolumuzu tarih haklı çıkarmıştır.
29 Kasım 2023 tarihinde toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ise “yüksek ek maliyet ve yeterli İSG profesyoneli olmaması” gerekçesiyle uygulamanın 30 Aralık 2024 tarihine ertelenmesi kararı çıktı. Bu kararın Meclis Genel Kurulu’nda oylanması ve Resmî Gazete’de yayımlanmasının bu yıl bitmeden gerçekleşmesi planlanmaktadır.
Bu son karar ile kamu kurumları ve elliden az sayıda çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin uygulanması toplamda 12 yıl ertelenmiş oldu. Bir kanunun herhangi bir maddesinin uygulanmasının defalarca ertelenmesi öngörüsüzlük, ciddiyetsizlik ve beceriksizlik olarak değerlendirilmelidir. Kabulünden sonra yapılan değişikliklerle kanun ve yönetmelikler yamalı bohçaya dönmüştür. Ertelemelerin gerekçelerine bakıldığında ise bir yıl sonrasında bir şeylerin düzelmeyeceği aşikâr olarak görülmektedir.
Kamuda ve elliden az sayıda çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu ertelense de, bu kurumların işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini organize etmeleri önünde yasal bir engel bulunmamaktadır. Fakat ne uygulamaya yönelik bir hazırlık ne bir teşvik ne de bu konuda denetimler yapılmaktadır. Dolayısıyla bu işyerlerinde, işçilerin sağlığı ve güvenliği patronların ve idarecilerin insafına bırakılmıştır.
Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmak işçi ya da memur tüm çalışanların hakkıdır. Bu ertelemeler işçi sağlığı ve iş güvenliğinin korunmasına yönelik ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir. Bu sürekli erteleme politikası işyerlerindeki sağlık ve güvenlik standartlarını zayıflatmakta, yöneticilerin ve patronların işçi sağlığı ve iş güvenliğine yeterli ciddiyeti ve özeni göstermemelerine, bu alandaki yatırımlarını ertelemelerine ve sonuç olarak iş kazaları ve meslek hastalıklarının artmasına neden olmaktadır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin bu kanun ile beraber piyasaya açılması, taşeronlaştırmayı ve esnek çalışmayı öncelemesi, alanda yaşanan sorunların en temel kaynaklarındandır. Kabulünden bu yana yılda 2000’den fazla işçinin iş cinayetlerinde can vermesi, çıkışındaki iddiaların aksine kanunun kazaların önlenmesine yetmediğini göstermektedir. Kanun çıktığından bu yana yenisi açılmak bir yana var olan meslek hastalıkları hastanelerinin kapatılması, işyerlerinde işle ilgili hastalık ve meslek hastalığı oluşmasının önlenmesi adına yeterli önlemlerin alınmaması, meslek hastalığı tanısı konulması önünde türlü engellerin çıkarılması, uygulanmakta olan maddelerin de işe yaramadığının açık göstergesidir. İstatistiksel olarak her yıl binlerce işçinin iş nedeniyle öldüğünün tespit edilmesi gerektiği ülkemizde, meslek hastalığına bağlı ölüm sayısı “0” olarak gösterilmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ulusal politikaların oluşturulması ve kararların alınması ile ilgili, bizim gibi emekten ve işçilerin sağlığından yan tavır alan tarafların görüşlerini önemsenmeden tek başına davranmayı tercih etmektedir. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi 2018 yılından bu yana neden hiç toplanmamıştır? Gelinen nokta göstermektedir ki işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda doğru ve uygulanabilir kararlar alınamamakta, istenen uygulamalar hayata geçirilememektedir.
TTB, işçi sağlığı alanında ülkemizdeki en birikimli ve deneyimli kurumların başında gelmektedir. Bu alandaki sayısız sorunun çözümü için resmi otoritenin görüşlerine başvurması gereken yegâne kurumlardan biri olan örgütümüz, bunun yapılması bir yana; susturulmaya çalışılmaktadır. TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu olarak, tüm çalışanların ve işyeri hekimlerinin sorunlarını görünür kılmaya ve bunların çözümü noktasında sorumluluk almaya devam edeceğiz.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen değişiklik Meclis Genel Kurulu tarafından reddedilmelidir. Milyonlarca çalışanın en az 1 yıl daha işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinden yoksun bırakılması kabul edilemezdir. 6331 sayılı kanunda yapılacak yamalar yerine sendikalar, üniversiteler, meslek odaları ve yerel yönetimlerle oluşturulacak kurulların oluşumundan sonra, konunun taraflarının katılımı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere, tüm mevzuat ve denetim mekanizması, ekseni “insan” olan anlayışla yeniden düzenlenmelidir.” denildi.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.