Uygur Yazar Çin’de Göz Altındayken Hayatını Kaybetti
Geçtiğimiz Çarşamba Amnesty International, tanınmış Uygur yazar Nurmemete Yasin’in Çin’de göz altındayken ölümünün ardından bir açıklamada bulundu. Kuruluş “Bu son olay, Çin’in hala basın, yayın ve fikir özgürlüğüne hiç bir şekilde saygı göstermediğini bir kez daha kanıtlamıştır” dedi.
Nurmemet Yasin ‘Vahşi Güvercin’ adlı kitabı yazdıktan hemen sonra tutuklanmıştı ve Shaya hapishanesinde son 10 yıl mahkemesiz tutuklu kalmıştı. Geçtiğimiz 2011 yılında, bilinmeyen bir tarihte öldüğü bildirildi. Kitabında yazdığı hikayenin konusu ise insanlar tarafından yakalanıp kafese hapsedilen bir güvercinin esaret yerine ölmeyi tercih edip kendisini öldürmesidir. Kitapta hikayeyi anlatan kişi ‘Artık sonunda özgür olarak ölüyorum. Ruhum özgürlük ateşi ile kükrüyor, hissediyorum’ diyor. İşte bu sözler yüzünden Çin Hükümeti bölücülük yaptığını iddia ederek onu tutukladı ve on yıl boyunca çok kötü şartlar altında yavaş yavaş ölmesine neden oldu.
Amnesty Asya Pasifik görevlisi Catherine Baber, Çin rejiminin Yasin’in hapishanede nasıl öldüğünü açıklaması gerektiğini söyleyerek “Zaten en baştan kesinlikle tutuklanmaması gerekirdi” dedi. Bu genç yazarın yavaş yavaş ölümüne neden olan Çin rejiminin utanması gerektiğini ve hiçbir yazarın ölümü onların kitaplarında yansıttıkları özgürlük mesajını öldürmeyeceğini de sözlerine ekledi. “Yazarlar ölebilir fakat kitaplar ve fikirler asla ölmez, Çinli yetkililer bunu anlamak zorundadır” dedi.
Uygur Amerika Derneği Çarşamba günü yaptığı açıklamada, yazarın ailesinin onu ziyaret ettiğini daha sonra da ölüm haberini aldıklarını beyan etti. Alim Seytoff, Çin rejiminin özellikle Uygur vatandaşlarına gizli ve anlaşılmaz bir hukuk sistemi uyguladığını ve son olayda da bu durumun bir kez daha kanıtlandığını belirtti. Benzer bir olay da insan hakları avukatı Gao Zhishen’in başına geldi. Geçen yıl Ocak ayında Epoch Times gazetesinde yayınlanan habere göre Gao’nun ailesi ondan aylarca haber alamamıştı. Karısı, Gao’nun işkence ile öldürüldüğünü düşünüp, bu korkuyla yaşıyordu.
Ayrıca, geçen ay yaklaşık 12 Uygur vatandaşı Malezya’dan Çin’e getirilerek benzer bölücülük suçlamaları ile hapse atıldı. Bu son olay da, Çin’de Uygur Türklerinin yaşadığı tehlikenin ciddiyetini net bir şekilde göstermektedir.