‘Kıyım’ Çin’deki Yasadışı Organ Ticaretini Gün Işığına Çıkarıyor
Falun Gong uygulayıcılarından zorla organlarının alındığına dair iddialar 2006 yılında ortaya çıktığında, Amerikalı yazar ve eski bir Çin analisti olan Ethan Gutmann bu konuda şüpheliydi.
Ama bu durum Toronto’da bir Falun Gong uygulayıcısı ile karşılaştıktan sonra ve bu uygulayıcının Çin’de inançları yüzünden göz altında tutulurken fiziksel muayeneye tabii tutulduğunu duyunca değişti.
Çin’deki Falun Gong uygulayıcıları sürekli işkenceye maruz kaldığı ve istismar edildiği sırada neden fiziksel muayeneye tabii tutuluyorlardı?
Bu ruhsal disiplini uygulayanlara karşı Çin rejiminin geniş çaplı bir zulüm kampanyası başlatmasının ardından 3 sene sonra, yani 2002 yılında, Falun Gong hakkında yazmaya başlayan Gutmann “Burnum kötü kokular almaya başladı” diyerek bu sürecin başladığını söyledi.
Bunun ardından en sonunda “Kıyım: Toplu Katliam, Organ Toplama ve Çin’in Muhalifler Problemine Karşı Gizli Çözümü” adlı kitabı ortaya çıkaran yedi yıllık bir araştırma ve görüşmeler yoluyla bilgi toplama süreci başladı.
Kar amacıyla insan organlarının satılması hoş bir konu değil. Çin’de her sene bu iştahlı endüstriye hayati organlar sağlamak için binlerce insan öldürülüyor. Bu kirli işi hem sivil hem de askeri hastaneler yapıyor ve devlet bunu biliyor.
Muhalif Problemine Çözüm
Bu nasıl başladı ve bu şekilde gerçek anlamda kimler kıyıma uğradı?
İlk elden görüşmeler doğrultusunda, Gutmann okuyucuyu adım adım mahkumlardan toplu şekilde organların çalınması aşamasına getirirken kurbanları hayata geri getirmektedir. Çin’de yaşayan azınlık Uygur Türkleri ile başlamakta ve politik muhalif gruplar ile birlikte düşünce suçlusu olan Falun Gong uygulayıcılarını da içine alacak şekilde olayı genişletmektedir.
Gutmann kitabında mahkumların para için toplu bir şekilde katledilmesinin önceden planlanmadığını özetleyerek, infaz edilen mahkumların organlarının yavaş yavaş kullanılmaya başlanmasından sonra zaman içerisinde büyüdüğünü dile getiriyor. İyi kar getirdiği görüldükten sonra, ülke çapında hızla yayılıyor ve önceden planlanmamış olarak, böyle bir şey yasadışı olduğu ve bir insanlık suçu olduğu halde muhalifleri ve diğer istenmeyen toplulukları ortadan kaldırmak için kullanılıyor.
Gutmann durum ile ilgili olarak; “Liderler bundan haberdardı ve bu devlet tarafından destekleniyordu – nihai olarak devlet buna izin verdi bunun olmasını cesaretlendirdi” diyor.
Çin’deki organ nakilleri 2000 yılı dolaylarında artış gösterdi; bu da 1999 Temmuz’unda uygulama yasaklandıktan sonra Falun Gong uygulayıcılarının geniş çaplı olarak tutuklanmaları ile aynı zamana denk geliyor. O zaman, Çin’de tahmini olarak 70-100 milyon insan Falun Gong uyguluyordu.
Vuruldular Ama Öldürülmediler
Çin’deki yıllık organ nakli sayısı ortalama 10.000 olmasına ve Pekin organların infaz edilen mahkumlardan geldiğini söylemesine rağmen, yıllık infaz edilen mahkum sayısı 2.000’dir ve bu sayı her yıl düşmektedir. Peki bu aradaki büyük açık nasıl anlatılabilir? Kanıtlar tutuklanan ama infaz kararı verilmeyen düşünce ve inanç mahkumlarına –başlıca Falun Gong uygulayıcılarına – fakat aynı zamanda Tibetlilere, Uygurlulara ve Hristiyanlara işaret etmektedir.
Bu zorlu organ naklini sürdürebilmek, gerekli taze organları elde etmek için mahkumlar yakın mesafeden vurulmakta ama öldürülmemektedir. Çok derin bir şok içerisine giren mahkumlar vücudu sakinleştirmek için anestezik madde kullanmaya gerek kalmadan ameliyat edilerek organları alınmaktadır. Organlar anında hastaneye sevk edilmekte ve bekleyen hastalara organ nakilleri yapılmaktadır.
En tüyler ürpertici taraf ise mahkumların vücutları açıldığında hala yaşıyor olmalarıdır ve bu ameliyatlar sırasında mahkumların çığlık attıkları rapor edilmiştir.
Gutmann ile görüşen kişilerin çoğu Falun Gong uyguladığı için tutuklandığını söylemiş ve tutuklanmalarının ardından fiziksel olarak muayene edildiklerinden bahsetmişlerdir. Başka hiçbir tutuklu böyle muayeneden geçmemiştir – sadece organları alınabilecekler muayeneye tabii tutulmuştur.
Eğer yeterince sağlıklı görünürlerse, kişinin doku tipi için kanı alınır ve böylece bir hasta ile eşleştirilip gerektiğinde kullanılabilir.
Çin’de yeni bir organ birkaç hafta gibi kısa bir sürede bulunabilmektedir. Diğer bütün ülkelerde, bekleme süresi en az iki yıldır.
Tartışma Yeni Bir Yön Aldı
Bu kitapla ilgili olarak Gutmann: “Bulabileceğiniz anahtar şudur: tek bir okuyucu bile, kitabı kim okuduysa, sonuçların doğruluğundan şüphe etmedi ve benim gösterdiğim delilleri sorgulamadı. Bir kişi bile. Bu anahtardır. Bu çok cesaretlendirici” dedi.
Gutmann; “Kitabın bu tartışmayı ‘Gerçekten ne yaşandığından?’ ‘Bu konuda ne yapmalıyız?’ sorusuna çevirme gücüne sahip olmasının sebebi bu” dedi.
19 Ekim itibariyle Gutmann Kanada’da kitabı yaymak ve bulguları hakkında ilgili kişiler ile konuşmak için sekiz şehri ziyaret edecek. 20 Ekim’de Ottowa’da Kanada Kütüphanesi ve Arşivi’nde bulgularını tartışmak ve Kanada’nın Çin’deki zorla organ nakillerine nasıl bir cevap vermesi gerektiği ile ilgili bir halk oturumuna da katılacak.