13 Mayıs Dünya Falun Dafa Günü
Türkiye’deki Falun Dafa uygulayıcıları 13 Mayıs Dünya Falun Dafa gününde İstanbul’daki Çin Konsolosluğu önünde barışçıl eylemini gerçekleştirdi. Otuz dakika boyunca Falun Dafa’nın egzersizleri tanıtıldı. Ayrıca Konsolosluk önünde Çin Hükümeti’nin yaptığı yasadışı organ ticaretini anlatan broşürler dağıtıldı.
Falun Dafa (Falun Gong) nedir?
Falun Dafa, Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü evrensel ilkeleri doğrultusunda kişisel gelişimi sağlayan oldukça güçlü ve yüksek düzeyde bir uygulamadır. Falun Dafa, zihin, vücut ve ruh gelişimine yönelik bütünleşik bir sistemdir ve zihinsel ve fiziksel yaşam üzerinde olumlu değişimler meydana getirmektedir.
Falun Dafa uygulamasının, nötrofil fonksiyonları geliştirip gen sistemini düzenlediği ve bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıkların iyileşmesinde ve yaşamın süresinin uzamasında etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Uygulama herkese açık, ücretsiz, üyelik ve hiçbir dinsel form içermediği gibi tamamen serbesttir. Tüm dünyada açık alanlar ve parklarda yapılmakta olan uygulamayı, öğrenmek isteyenlere egzersizler yerel gönüllü uygulayıcılar tarafından öğretilmektedir.
Falun Dafa ilk olarak 13 Mayıs 1992 tarihinde Li Hongzhi tarafından halka tanıtılmıştır. Sağlık üzerinde sağladığı mucizevî gelişmelerin daha fazla insanın uygulamayı öğrenmesinde ve yapmasında güçlü etkisi oldu ve kısa zamanda Çin’de ve dünya çapında büyük bir hızla yayıldı. Günümüzde Amerika, İngiltere, Almanya, Avustralya, İsveç başta olmak üzere dünyanın 100’den fazla ülke ve bölgesinde 100 milyondan fazla insan tarafından uygulanmaktadır. Falun Dafa şimdiye kadar başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünya çapındaki birçok örgüt, kuruluş ve ülkeden 1045 ödül ve 2890’dan fazla destek mektubu almıştır. Ayrıca Falun Dafa’nın kurucusu Li Hongzhi, 2000, 2001 ve 2002 yıllarında 3 kez üst üste Nobel Barış ödülüne ve Sakharov Özgürlük Ödülüne aday gösterilmiştir.
Falun Dafa Çin’de Neden Zulüm Görüyor?
Falun Dafa’nın Çin içinde ve dışında kısa sürede hızlı bir şekilde yayılması iktidardaki Çin Komünist Partisini (ÇKP) rahatsız etti. Bu rahatsızlığın en önemli nedenlerinden biri de 1998 yılında Çin’de Falun Dafa’yı uygulayan insanların sayısının Komünist Partinin üye sayısından çok daha fazla olması ve rejimin bu kadar insanı kendine tehdit olarak algılamasıdır. Hâlbuki bu insanların istedikleri tek şey sağlıkları için bu kadar faydalı bir uygulamayı yapmak ve daha iyi birer insan olmaktı.
1992–1999 yılları arasında devletinde desteği ile Çin’in her bölgesinde Falun Dafa uygulaması yapan insanlar görülebiliyordu. Fakat 20 Temmuz 1999’da devlet inanılmaz bir değişim göstererek tüm Falun Dafa uygulayıcılarını tutuklamaya, radyo ve televizyonlarda karalama kampanyaları yayınlamaya başladı. Hiçbir suç işlememiş masum insanlar evlerinden zorla alınarak tutuklandı, birçok çocuk yetim kaldı ve aileler dağıldı. Uygulayıcılar çalışma kamplarında zorla beslendi, acımasızca işkence gördü, kadınlar tecavüze uğradı, vücutlarına bilinmeyen ilaçlar enjekte edildi, beyin yıkama kamplarına gönderildiler, aileleri taciz edildi ve hatta canlı uygulayıcılardan organları toplanarak fahiş fiyatlara satıldı. Bu vahşete iştirak eden ÇKP yetkilileri hakkında birçok ülkede soykırım davaları açıldı. İşlenen bu insanlık dışı suçlar Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Komitesi, Dünya Psikiyatri Birliği, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Komisyonu raporlarında ve dünya çapındaki medya kuruluşları tarafından belgelenmiş durumdadır.
Bugüne kadar yaşanan zulümde 3,731 uygulayıcının işkence ve kötü muamele sonucu öldürüldüğü doğrulandı. Binlerce uygulayıcı hala çalışma kamplarında ve gözaltında işkence görmekte ve yüzlerce uygulayıcı evinden ayrılmak zorunda kalmıştır.