25 Nisan 1999 Sessizce Gerçekleşen Barışçıl Protesto
25 Nisan 1999; Sessizce geldiler, barışçıl bir şekilde oturdular ve sessizce oradan ayrıldılar.
25 Nisan 1999, Çin tarihinde bir dönüm noktası oldu. Çin ile yakından ilgilenen bazı kesimler, bu olayı modern zamanlarda bir spiritüel gelişim uygulamasına (Falun Gong’a) yapılan en ağır baskılardan biri olarak nitelendirir.
Nobel Barış Ödülüne aday gösterilen Falun Gong kişisel gelişim uygulamasının kurucusu Bay Li Hongzhi, uygulamasını 1992 yılında halka öğretmeye başladı. “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ilkeleriyle tamamen ücretsiz bir qigong uygulaması olan Falun Gong, Çin genelinde hızla popüler oldu. Ancak, o dönem Çin’de yaklaşık 100 milyon kişinin Falun Dafa uyguluyor hale gelmesi ve Çin Komünist Partisinin 65 milyonluk üye sayısını fazlasıyla aşmasıyla, Çin hükümetinin Falun Gong’u bir tehdit olarak görmesine neden oldu.
Tarih 11 Nisan 1999’u gösterdiğinde Luo Gan (2001-2007 yılı Komünist Parti Siyasi Büro Daimi Komitesi Üyesi ve Falun Gong zulmünden sorumlu kişi), tarafından verilen talimat ile Tianjin Üniversitesi dergisinde, Falun Gong’a karşı ağır suçlamalarda bulundu.
Bunun üzerine, 120 km’lik yolu katederek Tianjin’e giden Falun Gong uygulayıcıları, Falun Gong’u barışçıl bir şekilde anlatmak için gösteri düzenlediler. Onların amacı; sadece gerçekleri anlatmaktı, ancak devlet onları ağır bir şiddet ile karşıladı ve 45 kişiyi tutukladı.
Olaydan sonra, tutuklananların serbest bırakılmasını talep eden uygulayıcılara “Burada size yardımcı olamayız.” denildi.
Tianjin, Pekin’deki merkezi hükümete bağlı olduğu için uygulayıcılar Pekin’e yönlendirildi.
Bunun ardından bir çok Falun Dafa uygulayıcısı, 25 Nisan 1999 günü Pekin’e gitti. Tutuklu insanların serbest bırakılması için uygulayıcılar, Ulusal Temyiz Ofisi’ne gitmek istedi. Ancak, Çin Devlet Güvenlik yetkilileri tarafından Pekin’de kabul edilen uygulayıcılar, hükümetin merkezi olan Zhongnanhai’nin kapısına iki ayrı yol üzerinden yönlendirildiler.
İlginç durumlardan bir tanesi, o gün sokaklarda birçok kameranın bulunuyor olmasıydı. O gün her zaman ki gibi bulunan polisler yerine, ellerinde tüfekleri bulunan çok sayıda askerler, araçların içinde hazır bir şekilde bekliyorlardı. Bu sanki bir talimat bekliyorlarmış gibi bir izlenim yaratıyordu. Falun Gong uygulayıcıları da bekliyordu-onlar tam 16 saat bekledi.
Çin güvenlik uzmanı Ethan Gutmann’a göre (Nobel Barış Ödülü adayı), devlet güvenlik güçleri, hükümet bölgesinde Falun Gong uygulayıcılarına bir tuzak kurmak istedi. Onlar bir senaryo üzerine çalışmışlardı ve bu senaryo aracılığıyla ortalığı kan gölüne çevireceklerdi.
Temyiz ofisi o gün hiç açılmadı. Falun Gong uygulayıcıları sakin bir biçimde bekledi. Sonunda dönemin Başbakanı Zhu Rongji, dilekçe veren beş kişi ile bir görüşme yaptı ve Tianjin’de tutuklananların serbest bırakılacağının sözünü verdi. Bunun üzerine, uygulayıcılar sessiz bir şekilde dağıldılar.
Ancak Çin Komünist Partisi daha sonra bu olayı “hükümet bölgesinin kuşatılması” olarak adlandırdı ve bu, 20 Temmuz 1999’da Falun Gong’a karşı başlatılan akıl almaz zulmün en büyük bahanesi olarak kullanıldı.
O dönemde, Falun Dafa uygulayıcılarının okula gitmesi yasaklandı, yani bir Falun Gong uygulayıcısı üniversiteye giremiyordu. Uygulayıcılar iş yerlerinden atılıyor ve toplumdaki yerlerini almaları devlet eli ile engelleniyordu. Falun Gong uygulayıcıları, hapse mahkum ediliyor, işkence görüyor ve öldürülüyordu.
25 Nisan 1999 Barışçıl protestonun ardından gelen adeta büyük bir soykırımın başlatıldığı ‘İnsanlık Tarihine Düşen Kara Bir Leke’ olarak adlandırılan 20 Temmuz 1999 tarihinin 21. yılına girmiş bulunuyoruz.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.