Dünya Çapındaki Falun Dafa Uygulayıcıları, Çin’de Falun Dafa’ya Yapılan Zulüm İçin Nöbet Tuttular
25 Nisan 2018, Falun Gong'a yapılan zulüm kampanyasının 19. yıl dönümüydü. Bundan tam 19 yıl önce, 25 Nisan 1999 tarihinde, Çin devleti çok talihsiz bir adım attı ve Çin'de gerçekleşecek büyük çaplı bir iftira kampanyası başlattı.
O gün yaklaşık 10 bin uygulayıcı, gözaltındaki uygulayıcıların serbest bırakılmasını istemek için Pekin’deki temyiz bürosunun önünde toplandı. Olay, Çin devlet medyası tarafından bir “idari bölge kuşatması” olarak çarpıtıldı. O gün yaşananlar, Çin devletinin zulmü geniş çaplı başlatması için bir bahane oldu ve 20 Temmuz 1999 günü, Çin’in tamamında akıl almaz bir zulüm başlatıldı.
Kişisel bir gelişim uygulaması olan Falun Gong (Falun Dafa olarak da bilinir), 19 senedir zulüm görmektedir.
Geçtiğimiz Çarşamba günü, dünya çapında nöbet tutan Falun Gong uygulayıcıları, Çin’de Falun Gong’a yönelik başlatılan iftira kampanyasının başladığı 25 Nisan 1999 gününü anıyorlar.
Hapis Cezası, Aşağılama, İşkence ve Ölüm
25 Nisan 1999 olaylarını bahane eden Çin’in eski devlet başkanı Jiang Zemin, sonrasında Falun Gong’a karşı geniş çaplı bir zulüm başlattı ve bunu yaparken tüm devlet mekanizmasını kullandı. Bunun üzerine binlerce insan hapsedildi, aşağılandı, işkence gördü ve hatta organları için “sipariş üzerine” öldürüldüler.
Çin’deki Organ Ticareti: Gönüllü Donör Kayıtları Uzmanlar Tarafından İnandırıcı Bulunmadı
1992 yılında halka geniş çaplı aktarılan ve popülaritesi gittikçe artan Falun Gong meditasyon uygulaması, 1999 yılından sonra Falun Gong, Çin Komünist Partisi tarafından iftiralara ve zulme maruz kaldı.
11 Nisan 1999 tarihinde, He Zuoxiu’nun kayınbiraderi olan Lua Gan’ın (Luo Gan 2001 yılından 2007 yılına kadar, Komünist Parti Siyasi Büro Daimi Komitesi üyesi ve Falun Gong zulmünden sorumlu kişiydi) talimatı doğrultusunda, Tianjin Üniversite dergisinde, Falun Gong’a karşı ağır suçlamalarda bulunuldu.
Pekin’den 120 km uzaktaki bu şehrin uygulayıcıları bunun üzerine, kendilerini ve Falun Gong’u barışçıl bir şekilde anlatmak için gösteriler düzenlediler. Onların amacı sadece gerçekleri anlatmaktı, fakat devlet onları şiddet ile dağıttı ve 45 kişiyi tutukladı.
Bu olaydan sonra, tutukluların serbest bırakılmasını talep eden uygulayıcılara “Burada size yardımcı olamayız” dediler.
Tianjin, Pekin’deki merkezi hükümete doğrudan bağlıdır. Gözaltı kararları, kamu güvenliğinden sorumlu bakanlıktan gelmişti. Bu nedenle, Tianjin’deki yetkililer, uygulayıcıları serbest bırakmak için başvuru yapmak isteyen uygulayıcıları Pekin’e yönlendirdiler. Sadece orada onlara yardım edilebileceğini söylediler.
Bu tavsiyenin ardından birçok Falun Dafa uygulayıcısı, 25 Nisan 1999 günü Pekin’e gitti. Onlar, tutuklu vatandaşların serbest bırakılması için Ulusal Temyiz Ofisi’ne gitmek istediler.
Bu isteği iletmek için giden uygulayıcılar, Çin Devlet Güvenlik yetkilileri tarafından Pekin’de kabul edildiler. Hükümetin merkezi olan Zhongnanhai’nin kapısına iki ayrı yol üzerinden yönlendirildiler.
Temyiz ofisi nadir haberlerle söz konusu olan bir kurumdur. Yerel güvenlik yetkilileri, bekleyen uygulayıcılara ofisin kapalı olduğunu, daha sonra açılacağını ve beklemelerini söyledi.
İnsanların birikimiyle uzun bir bekleme kuyruğu oluşmuştu, fakat yönetim kompleksine giden yol boştu. Normalde hiç kimse, çok sayıda polis görevlisinin bulunduğu Zhongnanhai kompleksine yaklaşamaz.
İlginç olan diğer bir durum, o gün sokaklarda birçok kameranın kurulu olmasıydı. O gün her zamanki gibi polislerin yerine, ellerinde tüfekleri bulunan çok sayıda asker, araçların içinde hazır bir şekilde bekliyorlardı. Bu sanki bir talimat bekliyorlarmış gibi bir izlenim veriyordu. Falun Gong uygulayıcıları da bekliyordu – onlar tam 16 saat bekledi.
Çin güvenlik uzmanı Ethan Gutmann’a göre (Nobel Barış Ödülü adayı), devlet güvenlik güçleri hükümet bölgesinde Falun Gong uygulayıcılarına bir tuzak kurmak istedi. Onlar bir senaryo üzerine çalışmışlardı ve bu senaryo aracılığıyla ortalığı kan gölüne çevirmek istemişlerdi.
Temyiz ofisi o gün hiç açılmadı. Falun Gong uygulayıcıları sakin bir biçimde bekliyorlardı. Sonunda dönemin Başbakanı Zhu Rongji, dilekçe veren beş kişi ile bir görüşme yaptı ve Tianjin’de tutuklananların serbest bırakılacağının sözünü verdi. Bunun üzerine, uygulayıcılar sessiz bir şekilde dağıldılar.
Ancak hükümet daha sonra bu olayı “hükümet bölgesinin kuşatılması” olarak adlandırdı ve bu, 20 Temmuz 1999’da Falun Gong’a karşı başlatılan akıl almaz zulmün en büyük bahanesi olarak kullandı.
O dönemde, Falun Dafa uygulayıcılarının okula gitmesi yasaklandı, yani bir Falun Gong uygulayıcısı üniversiteye giremiyordu. Uygulayıcılar iş yerlerinde atılıyor ve toplumdaki yerlerini almaları devlet eli ile engelleniyordu. Falun Gong uygulayıcıları, hapse mahkum ediliyor, işkence görüyor ve öldürülüyordu.
Zulmün asıl nedeni ise, o dönemde Çin’de 70 ila 100 milyon kişinin Falun Gong uyguluyor olması ve Çin Komünist Partisi’nin 65 milyonluk üye sayısını fazlasıyla aşmasıdır.
Çeviren: Evren Durmaz
[…] onları marjinal düşüncelerden kurtarmak bahanesiyle yeniden eğitim kamplarına veya zorla çalışma kamplarına gönderiyor. Bu konu hakkında düşüncelerini sorduğumuzda ise Akıncı’nın […]
[…] onları marjinal düşüncelerden kurtarmak bahanesiyle yeniden eğitim kamplarına veya zorla çalışma kamplarına gönderiyor. Bu konu hakkında düşüncelerini sorduğumuzda ise Akıncı’nın […]