Akkuyu’da Deprem ve Tsunami Tehlikesi Sanıldığından Daha Büyük

Mersin Akkuyu’da yapımına kısa bir süre sonra başlanacak olan Nükleer santralle ilgili kamuoyunda oluşan tepkiler her geçen gün artmakta. Geçen hafta İstanbul, Ankara ve Mersin’de yapılan pretesto gosterilerine sahne oldu.Mersin’de yapılan gösterilerde gençlerin siyah bayraklar ve omuzlarındaki siyah tabut ilgi çekiciydi. Yine gösterilerde ‘‘ Nükleer öldürür,rüzgar güldürür.’’, ‘‘Ankara duy sesimizi ‘’, ‘‘Mersin bizim,nükleer sizin’’gibi pankart  dikkat çekiciydi.

 Nükleer santral yapımında dikkate alınması gereken tepkiler Jeoloji ve Makine Mühendisleri odasından gelmekte.

  Marsilya arşivlerine dayanılarak Akdeniz’in 1743 yılında Rodos merkezli bir korkunç  depremle sarsılır. Artçılarıyla beraber 12 gün süren depremde Antalya büyük zarar görür. Jeologların tahminine göre depremin büyüklüğü 9 civarındadır. Rodos merkezli bir fay hattının bu kadar geniş bir bölgeyi etkilediği düşünülürse santralin yapılacağı bölgeye yakın iki fay hattı santral için çok büyük risk taşımakta.

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya şubesinden Mustafa Koparan Milliyet yazarı Mehveş Evin’e yaptığı açıklamada Ecemiş Fay’ında yılda 3mm hareket tespit edildiğini burada depolanan enerjinin 5.5-6 şiddetinde bir depreme yol açabileceğini söylüyor.

 Kıbrıs-İskenderun hattında 268 yıldır depolanan enerjinin Ecemiş’ten daha tehlikeli olduğuna uzmanlar dikkat çekiyor.Kıbrıs adasının batı ucundan Antalya’ya, doğu ucundan İskenderun’a uzanan ‘‘Helenik-Kıbrıs’’ yayı jeoloji mühendislerinin riskli gördüğü yaylardan biri. Bu durumda Akkuyu sadece Ecemiş hattından değil, paralelindeki bu yayda oluşacak bir sıkışmadan da etkilenebilir. ‘‘Rodos depreminin üzerinden 250 yıldan fazla bir zaman geçmiş… Kıbrıs-İskenderun hattında 7.5-8 şiddetinde deprem bekliyoruz.Böyle bir deprem ve oluşacak tsunami  Akkuyu’yu vurur’’ diyen Koparan bu fayın Japonya’daki ile aynı özellikte olduğunu dile getiriyor. Ölüdeniz fay hattı ve Doğu Anadolu fay hattında beklenen depremleri de göz önüne aldığımızda Akdeniz Bölgesinin böylesine tehlikeli olmasına karşın Akkuyu’ya nükleer santral lisansının nasıl verildiği akla geliyor? Üstelik bu konuda TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun 2009’da yayınladığı ‘’Nükleer Güç Santraline İlişkin Yönetmelik’’kapsamında TAEK’in ‘’Jeolojik ve Jeoteknik Doğal Dış Olaylar’’ başlığında madde 20’de ‘’Şu özelliklerden bir ya da daha fazlasını taşıyan faylar, yetkin fay olarak adlandırılır.  Yüzeyde veya yüzeye yakın bir yerde son 35,000 yılda en az bir kez ve son 500,00 yılda birden fazla hareket göstermiş faylar,
–  Makro ölçekte kaydedilen depremlerle ilişkili olduğu gösterilen faylar.
Yönetmelik, “kanıtlar, santral güvenliğini etkileyebilecek faya işaret ediyorsa bu sahada santral inşası yeniden değerlendirilir” diyor.

Akkuyu’da sırf bu yönetmelikten yola çıkılarak mahkemeye gidilebilir. Ancak Ruslarla yapılan anlaşma’devlet anlaşması’statüsünde olduğu için yargı yolunun kapalı olduğu ancak Ruslarla yapılan anlaşmanın Rus devletiyle yapıldığı, şirket anlaşması olmadığı ifade edildi.

Bu anlaşmanın dünyanın en pahalı nükleer anlaşma olduğu da söyleniyor.

 

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.