BBC Programı Çin’in Organ Nakillerini Tartışıyor
BBC Dünya Servisi gazetesi muhabiri Matthew Hill tarafından hazırlanan “Keşif: Çin’in Organ Nakilleri” programı iki soruyu tartıştı: Çin'in organ nakillerinin kaynağı ne? Falun Gong meditasyonu uygulayıcıları ve diğer vicdan mahkumlarından canlı organ toplama durdu mu?
Matthew Hill’in araştırmasının odağı, Çin Komünist Partisi (ÇKP) ‘nin hala Falun Gong uygulayıcılarından veya diğer vicdan mahkumlarından canlı organ hasadını gerçekleştirip gerçekleştirmediğiydi. Hill, Çin’de inançları için hapsedilen Falun Gong uygulayıcıları Bayan Yang ve Bay Liu ile röportaj yaptı. Her iki uygulayıcı da ÇKP’nin zulmünden dolayı nasıl acı çektiklerini anlattı. Her ikisi de periyodik olarak tıbbi muayenelerden geçmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Bayan Yang, 2005 yılında 18 ay boyunca Pekin’deki bir çalışma kampında gözaltında tutulduğunu hatırlıyordu. “Her üç ayda bir vücudumu kontrol ettiler. Bütün bu Falun Gong uygulayıcılarını hastaneye götürdüler. Hastane polise aitti ve çalışma kampına çok yakındı. Tıbbi muayeneler göğüs röntgenlerini, karaciğer muayenelerini, ultrasonografi B taramalarını ve kan testlerini içeriyordu.” dedi.
Bay Liu geçen sene serbest bırakıldı. “Ben hapsedilirken birkaç defa tıbbi muayeneye maruz kaldım. Kanım alındı. Tüm Falun Gong uygulayıcıları inançlarından vazgeçmeye zorlanıyorlar. Eğer pes etmezseniz, hapishane gardiyanları kollarınıza, bacaklarınıza ve kalçalarınıza vuruyorlar, ancak hayati organ bölgelerinize değil.” dedi.
BBC Impact programında, Bay Hill, Çin Komünist Partisi (ÇKP)’nin vicdan ve Falun Gong mahkumlarına neden zulmetmek istediğini Philippa Thomas’a anlattı. ÇKP, devletin kontrolü dışındaki herhangi birisini ve herhangi bir azınlık grubunu bir tehdit olarak görmektedir.
Falun Gong uygulayıcılarının sayısı 1999 yılında 100 milyon insana ulaştığında, ÇKP onları büyük bir tehdit olarak gördü. Önce Komünist Parti tarafından iftira edildiler ve ardından büyük çapta gözaltına alındılar.
Birleşmiş Milletler İşkence Özel Raportörü, barışa ve inanca bağlı Falun Gong uygulayıcılarının gözaltı merkezlerinde işkence gördüklerini belirtti.
Bay Hill, Kanada Asya Dışişleri eski Bakanı David Kilgour; Kanadalı insan hakları avukatı David Matas; ve ABD’den üst düzey bir gazeteci olan Ethan Gutmann’ın bağımsız araştırma raporuna atıfta bulundu. BBC’nin “Kime İnanacaksınız?” programında görüştüler. İzleyicilere ÇKP’nin vicdan mahkumlarına para için değil, zalimce soykırım yapmak için zulmettiklerini hatırlattılar.
Bay Matas, “Çin’de ölüm cezası sayısı azalmakta, ancak organ nakli hacmi artmaktadır. Vicdan mahkumları dışında, açıkça açıklanmış başka herhangi bir kaynağın bulunmadığı bir hacim var. Çin’de yüz binlerce vicdan mahkumunun devasa bir keyfi gözaltında tutulması var.” dedi.
“Bekleme süresi kısa. İnsanlar istedikleri zaman geliyorlar ve hemen organları alıyorlar, bu da birinin organları için öldürüldüğü anlamına geliyor.” diye devam etti.
David Kilgour, “Eğer devletin bir düşmanı olarak kabul edilirseniz, o zaman hayatınız değersiz olur. İşte sorun bu. Tibetliler, Uygurlar ve bazı ev Hıristiyanları, özellikle de Falun Gong için birçok rapor var.” dedi.
Ethan Gutmann, “Bu, devletin düşmanlarını (nasıl) yok ettiğiyle ilgili. Para bunun gerçekleşmesi için bir teşvik.” dedi.
Bay Hill araştırmasını şöyle özetledi: “Bizler, ÇKP’nin hala Falun Gong uygulayıcıları ve diğer vicdan mahkumlarından organ hasadı gerçekleştirdiğinden şüphelenmeyi durdurmayacağız. ÇKP yetkililerinin iddia ettiği organ bağışçıları ile gerçek organ nakilleri rakamlarının arasındaki fark büyük. (2015 yılında ÇKP, ölüm cezası sonucu tedarik edilen organları kullanmayı durdurduğunu iddia etti. Mevcut organ nakilleri, ağırlıklı olarak yoğun bakım ünitelerinde ölen hastalardan alınan organlara dayanmaktadır.) Şeffaflık eksikliği nedeniyle, Çin’in transplantasyon turizm pazarında organların kaynağı bir sır olarak kalıyor. Bu nedenle, ÇKP’nin hala Falun Gong uygulayıcıları ve diğer vicdan mahkumlarından organ toplama gerçekleştirdiğinden şüphe etmeyi durdurmayacağız.”
Falun Gong Nedir ve ÇKP Niçin Zulüm Uyguluyor?
Hill, Falun Gong’u ÇKP tarafından yasaklanan “Meditasyona dayalı manevi bir hareket” olarak nitelendirdi.
“Kime İnanırsınız?” bölümü, ilk olarak 15 Ekim’de yayınlandı ve BBC Radyo dinleyicileri tarafından yaygın bir şekilde dinlendi. İlk programda Falun Gong tanıtıldı: “1999 yılında, Çin’de Falun Gong uygulamasına katılan insanlar kendilerini zan altında buldular.
“Hareket, geleneksel Çin qigong’unun ve meditasyonun bir formu ile başladı ve Çin toplumunda oldukça popüler oldu. Tüm Çin’i kontrol eden Çin devlet sisteminin dışında faaliyet gösteren büyük bir gruba bakarak, basitçe asla politik bir baskının hedefi olmadıklarını söylemek kolaydır.
“Bu yavaş hareket çalışmasından geçen insanların devlet için büyük bir tehdit oluşturduğuna inanmak ise, zordur. Ancak grup takipçilerinin büyüklüğü hükümeti endişelendiriyor. Falun Gong yüz milyon üyeye sahiptir.
Katılanların çoğu toplandı ve birkaç yıl ya da inançlarından vazgeçene kadar hapsedildiler, yeniden eğitim kamplarına kondular. Ve alkol ve uyuşturucu içermeyen yaşam tarzları ile Falun Gong takipçileri, organlarıyla devlet-onaylı ticaret için kolay seçim olduklarını iddia ediyorlar. Onlar ve Hıristiyanlar ve Uygurlar dahil olmak üzere diğer dini gruplar, organları alındığı için öldürülüyorlar.”
Organ Toplamada Yer Alan Doktorlar ÇKP’nin Beyin Yıkama ve Zulmünü Açığa Vurdular
8 Ekim 2018’de BBC Global programında, Sincan’daki eski bir doktor olan Enver Tohti, 1995 yılında idam edilen bir mahkumun organlarını nasıl çıkardığını anlattı. Bay Hill ona bir doktor olarak bunu nasıl yapabildiğini sorduğunda, Tohti o zaman Çin’deki herkesin beyninin yıkandığını ve yaptıkları her şeyin ülke için olduğunu düşündüklerini söyledi.
Bay Hill’in ve Enver Tohti’nin BBC Global röportajından bir alıntı:
Hill: “Neden kestiniz?”
Enver Tohti: “Çünkü adamın karaciğerini ve iki böbreğini almam söylendi.”
Hill: “Emirlere karşı gelebilir misiniz?”
Enver Tohti: “Hayır. Çin’de yaşayan herkes devlet için çalışır. Yani emirlere itaat etmelisiniz. Aksi halde, toplumdan dışlanır, devletin düşmanı olarak muamele görür ve ÇKP’nin acımasızlığına maruz kalırsınız.”
1990’lı yıllarda Çin’de bir tıp fakültesi öğrencisi olan bir adam dikkat çekti: “Biz organların infaz edilen mahkumlardan olduğunu biliyoruz. Bu açık bir sır. Herkes biliyor. Fakat aynı zamanda organların, resmi olarak infaz edilen ama aslında ölü olmayan mahkumlardan toplandığını da sıklıkla duyduk.
Şöyle devam etti: “Şimdi de bu gibi çeşitli vakalar yayınlanıyor. Doktorlar organların yüksek kalitede olmasını isterler. Onlar polisten kafasından vurmamalarını, sağ göğüsten vurmalarını istiyordu. Böylece kalp hala atıyordu. Organlar kanla infüze ediliyordu. Ve organlar canlı bir vücuttan çıkarılıyordu.”
“Nasıl duydunuz? Kimden?” diye sordu Hill.
“Öğretmenlerden, öğrencilerden ve bazı doktorlardan. Onların hepsi biliyor.”
“Hiç bunun yanlış olduğunu düşündünüz mü?” diye sordu Hill.
O zamanlar Çin’de, komünist eğitimin koşulları altında, biz öğrenciler arasında özel olarak bunu konuştuk. Rahatsız hissettik ama buna tahammül edebilirdik. Suçluların herhangi bir şekilde öleceğini düşündük. Doktorlar daha kaliteli organlara sahipler.”
Çin’in Organ Nakli Endüstrisi Hala Çok Aktif
Bay Hill’in araştırmasıyla ilgili program sırasında, Koreliler için organ nakli sağlayan Tianjin’deki bir hastaneye giden Güney Koreli bir televizyon istasyonu muhabirine başvuruldu.
Muhabir hastane personeliyle konuştu. Bir hemşire muhabire, önceki gün pankreas, üç böbrek ve dört karaciğer nakli yapıldığını söyledi. Koreli hasta alıcılar üç aylık turist vizesiyle Çin’e seyahat etmişlerdi.
Muhabir birinin bir hastaya “Biz ne kayıtlı ne de bekleme listesinde değiliz. Paran olduğu sürece hayatta kalabilirsin.” dediğini duyabiliyordu.
Bay Hill, karaciğer nakli hakkında sormak için Guangzhou’daki bir hastaneyi aradı. Fiyatın 100.000 dolar olduğu ve hastalığına ilişkin bilgi sağlaması ve daha sonra kendisiyle iletişim kurulmayı beklemesi gerektiği söylendi.
Bay Hill daha sonra, canlı organ hasadı yaptığı iddia edilen Çin’deki eski Sağlık Bakanı olarak görev yapan Huang Jiefu ile röportaj yaptı. Doğrudan Huang’a şöyle sordu: “Çin’deki bir hastaneye telefon ettiğimde, bana nasıl hızlı bir şekilde karaciğer teklif edildi? Bu nasıl mümkün oldu?” Huang Jiefu cevap vermedi ve gitti.
Kaynak: Minghui.org
Çeviren: N.Kaya
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.