COVID-19 Salgını Sırasında Geleneksel Çin Tıbbı ile Bağışıklık Sisteminin Güçlendirilmesi

Fotoğraf : pixabay

Wuhan korona virüsü, haber döngüsüne sahip olduğundan ve doktorlar COVID-19 için bir tedavi bulmak için yarıştıkça; Geleneksel Çin Tıbbının (GÇT) hastalığı önlemeye yardım etmede oynayabileceği rol araştırmaya değer olabilir.


ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında şu anda “COVID-19 için onaylanmış teşhis, aşı veya tedavi bulunmadığını” söyledi. Virüse maruz kalmaktan kaçınmak, hastalığı önlemenin en etkili yolu.


Devlet kurumlarının COVID-19’u önlemeye yönelik tavsiyelerini takip etmenin yanı sıra, Geleneksel Çin Tıbbı bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve hastalığa karşı daha iyi savunmaya yardımcı olabilir.


Çin tıbbı, 1971’de New York Times köşe yazarı James B. Reston’ın Çin’de akupunktur deneyimi hakkında yazdığı yazının ardından; ABD’de dikkatleri üzerine çekti. O zamandan beri, GÇT yaklaşık 50 okul uygulaması ve 18.000 lisanslı birey öğretimi ile ülke çapında genişledi .


GÇT, akupunktur hizmetleri sunan birçok hastane ile, Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok kullanılan tamamlayıcı ilaçlardan biri haline gelmiştir.


Southern Illinois Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Bütünleştirici Tıp ve bitkiler Mutfak Tıbbı (Şifalı Bitki ve Besinlerden Oluşmuş Mutfak) Direktörü Dr. Clasina Leslie Smith, The Epoch Times‘a, tıp camiasında Geleneksel Çin Tıbbının kabul edilmesindeki bu değişimin ‘arkasındaki araştırma oldu’ dedi. ‘Yalnızca geçen yıl, akupunktur ve bütünleştirici tekniklerle ilgili 40.000 kadar makale yayınlandı.’


Aynı zamanda Çin tıbbı da uygulayan Smith, ‘Literatür değiştikçe, insanlar akupunkturcuların gerçekte ne yaptıklarını ve neler yapabileceklerini gördükçe, insanlar bütünleştirici bir yöntemi görmeye güveniyorlar’ dedi.

Çin Tıbbı Tarihi


Çin tıbbı, Çin’de 2.000 yıldan fazla bir süredir solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde ön saflarda yer almaktadır. Vücuda denge getirmek ve sağlığı yeniden sağlamak için akupunktur, Çin bitkisel ilaçları ve diyet tedavisi gibi tedavi yöntemlerini kullanır.


John K. Chen, Ph.D., Pharm.D., OMD, L.Ac., The Epoch Times‘a, ‘Geleneksel Çin tıbbı statik değildir, daha ziyade, canlı olan ve en azından son 2000 yılda gelişmeye devam eden bir şeydir’ , dedi. ‘Çin tıbbı, kişiye dışarıdan içeriye doğru bakar, böylece tüm vücudun nasıl çalıştığını, vücudun çevre ile birlikte nasıl var olduğunu ve hastalığın bu şekilde nasıl ortaya çıkabileceğini görür.’

GÇT, chi, ya da hayat enerjisi kavramına dayanmaktadır. Bu, ağrı, stres, kısırlık ve depresyon gibi çeşitli hastalıkları tedavi edebilir.


Bugün Hala GÇT toplumda incelenen ve en iyi bilinen klinik metinlerden biri, “Ateşli ve Çeşitli Hastalıklar Üzerine İnceleme”, Doğu Han Hanedanlığı döneminde (M.S. 25-220) yazılmış olan ve bulaşıcı bir hastalığın evrelerini tartışan ilk tıbbi literatürdür. Bu inceleme, her durum için özel iyileştirici tedaviler ve bitkisel reçeteler içerir.


Metinden alınan bitkisel formül reçeteleri, ikinci yüzyılda olduğu gibi bugün de hala geçerli ve yaygın olarak kullanılmaktadır.
Chen, ‘Hasta için kullanılabilecek pek çok bitki var ve bu gerçekte hastalığın hangi aşamasında olduklarına bağlı’ dedi. “İlk aşama, genel olarak önleme aşaması dediğimiz şeydir. Bu hastalar sağlıklıdır, ancak enfekte olmuş olabilecek insanlarla temas halindedirler. Bu aşamada en önemli şey, bağışıklık sisteminin güçlü, vücutlarının sağlıklı kalmasıdır. ‘
Batı bitki bilimi ve tıbbının aksine, Çin otlarının tekillik içinde kullanılma olasılığı daha düşüktür, ancak daha çok formüllerde etkinliklerini artırmak ve varsa olası yan etkileri ortadan kaldırmak için kullanılır. Formüller, daha iyi bir etki ve daha hızlı sonuç için özel olarak hastanın durumuna göre uyarlanır.


Solunum yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan Çin otlarından bazıları araştırılmış ve anti-bakteriyel ve anti-viral özelliklere sahip olduğu bulunmuştur.
Soğuk algınlığı ve gribe neden olan virüslerin batı tıbbında tedavisi zordur. Bugün itibariyle her ikisinin de tedavisi yok.


Bağışıklık Sisteminin Önemi

Fotoğraf : pixabay

Şubat ayında yayınlanan Dünya Sağlık Örgütü-Çin Ortak Misyonu tarafından hazırlanan bir rapor, çocukların ve gençlerin Wuhan korona virüsünden etkilenme olasılığının daha düşük olduğunu ortaya koydu. Enfekte olan yüzde 2,4 hafif semptomlar gösterdi.

Bu 18 yaş ve altı yaş grubundaki düşük enfeksiyon oranı, daha güçlü bir bağışıklık sistemini ve daha iyi bir genel sağlığı yansıtabilir.


Chen, ‘Bunun nedeni, daha genç hastaların genel olarak sağlıklı olmaları, bağışıklık sistemlerinin çok aktif olması, bu nedenle virüs onlara bulaştığında, bağışıklık sistemleri virüsü tanıyabiliyor ve spesifik olarak virüsü etkisiz hale getirmek ve ortadan kaldırmak için antikorlar üretebiliyor.’


Bağışıklık sistemi, vücudumuzdaki zararlı maddelerle veya vücudumuz içinde meydana gelen zararlı değişikliklerle mücadele ederek bizi hastalıklara karşı korur.


Bu, iki alt sistemden oluşur; doğuştan gelen ve adaptif bağışıklık sistemi. Bağışıklık tepkisi uyarıldığında iki alt sistem birlikte çalışırlar.
Doğuştan gelen (veya spesifik olmayan) bağışıklık sisteminin ana görevi, vücuda giren patojenlerle ve diğer zararlı maddelerle savaşmaktır. Hastalığa neden olan virüslere, bakterilere veya diğer mikroorganizmalara karşı genel bir savunma sağlar.


Adaptif (veya spesifik) bağışıklık sistemi, daha önce temas ettiği spesifik patojenlerle savaşmak için antikorlar üretmekten sorumludur.

Minnesota Üniversitesi Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Bölümü Tıp Profesörü Dr. Alexander Khoruts, The Epoch Times’a gönderdiği bir e-postada, “Bağışıklık sistemi aktivitesinin çoğu, çevreyle arayüzlerde yoğunlaşmış durumda ve bağırsak en büyük arayüz.” dedi.


Çoğumuz hasta olana kadar bağışıklık sisteminin nasıl işlediğine dikkat etmiyoruz. Grip veya diğer bulaşıcı solunum yolu hastalığı söz konusu olduğunda bakteriyel bir enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotikler bir tedavi olarak asla kullanılmamalıdır.

Antibiyotikler, grip veya soğuk algınlığı gibi viral bir enfeksiyon için işe yaramaz. Uzun süreli kullanıldıklarında bakterilerin dirençli olmasına ve bağışıklık sistemini zayıflatmasına neden olduğu bulunmuştur. Khoruts, ‘Antibiyotiklerin (normal bağırsak bakterilerini öldürerek) çeşitli patojenlerin istilasına karşı direnci zayıflattığı iyi biliniyor’ dedi.


Zayıflamış bir bağışıklık sistemi sağlığımızı tehlikeye atar ve vücudumuzun doğal savunmasının mikroplarla mücadele görevini yapmasına izin vermez.


Chen, ‘Batı tıbbında, bir kişinin zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu düşündüklerinde, sadece t-hücrelerine ve b-hücrelerine bakarlar’ dedi. ‘Öte yandan Çin tıbbı, bu kişinin neden zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu bulmaya çalışır.’

Chen, ‘Sadece bağışıklık sistemini değil, aynı zamanda zayıf bağışıklık sistemine neden olan her şeyi tedavi etmeye çalışıyoruz’ dedi. Genel olarak konuşursak, ‘Çin tıbbı, her ikisini de inceleyip tedavi edebildiğinde, daha hızlı ve uzun vadeli etkiye sahip olacaksınız.’


Chen, CDC’nin temiz el hijyeni ve diğer tavsiyeleri ile birlikte bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olmak için, anksiyeteyi, stresi ve diğer rahatsızlıkları hafifletmeye yardımcı olmak için lisanslı bir akupunktur uzmanını ziyaret etmenizi önerir.

Yazan: Meiling Lee, Epoch Times

Çeviri: Tijen Aykut Çorbacı, Epoch Times Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.