Han Yu; Klasik Nesir Hareketi’nin Atası
Epoch Times, David Wu
Han Yu (M.S.768-824), orta-Tang Hanedanlığı döneminin ünlü şair ve deneme yazarıdır. Onun siyaset ve edebiyat üzerinde önemli bir etkisi vardı ve Çin tarihinde “Klasik Nesir hareketi” olarak bilinen nesir reformasyonuna öncülük ederek, yazarları popüler kendini beğenmişlikten uzaklaşmaya ve klasik Çin nesirinin (düz yazı) içeriği ve netliği üzerine yeniden daha fazla odaklanmaya yönlendirdi.
Han Yu, bilgili, samimi, dost canlısı ve tutkulu bir adamdı ve edebiyat camiasında geniş destek kazandı. Onun azimli çabaları sayesinde, edebiyattaki gösterişli tarz yerini yavaş yavaş klasik nesire bırakmıştır.
Ancak, Han’ın samimi kişiliği güçlü harem ağaları ve saray yetkilileri ile gerginliğe neden oldu; dolayısıyla imparatorluk sarayındaki kariyeri oldukça çalkantılıydı.
O zaman hem Budizm hem de Taoizm oldukça popülerdi ve imparator Buda’nın falanksı (Sakyamuni’nin parmak kemiği) için büyük masraflar karşılığı imparatorluk sarayında düzenli ibadet törenleri düzenleyerek ülkenin barış ve refah ile kutsanacağına inanıyordu. Han, imparatora falanks ibadetinin lüks maliyetini eleştiren bir mektup yazdı. Mektup, İmparatoru öfkelendirdi ve Han’ın derhal uzak ve ıssız bir bölgeye sürülerek rütbesi düşürüldü.
Ayrılmasının üzerinde bıraktığı fırtınayı gören yeğenine bıraktığı şiir bir klasik oldu. Şiirin anlamı aşağıda açıklanmaktadır:
Bu sabah imparatora düşüncemi sunmak için imparatorluk sarayına gittim.
Şimdi ise gün batmadan önce, başkentten binlerce mil uzakta ıssız bir yere sürgün edildiğimi duyuyorum.
Hanedanlığımız iyiliği için imparatora dürüst fikrimi sunmak için öne çıktığım için hayatım risk altında.
Kar fırtınası atımın ilerlemesini durdururken, bulutlar dağlardaki yolumu gizliyor.
Yeğenim bütün yolu elveda demek için geldi, eğer nehrin pis havasından ölürsem, en azından o, kemiklerimi evime geri getirebilir.
Han Yu, hayatında “adalet için çığlığı” savundu ve eserlerinde sosyal adaletsizliği kaydeden yazarları açıkça destekledi. Onun bakış açısından, yazarların ahlak ve duygusu tamamen eserlerinde yansımalı ve böylece yazarlar kişisel deneyimler kazanmalıdır. Diğer bir deyişle, iyi bir makale yazarın iyi ahlakını yansıtır. Bu yüzden, “makalelerin ruhu, yazarlarıdır” denir.