Koşulsuz İyiliğin Simgesi Rahibe Teresa
26 Ağustos 1910 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde bulunan Üsküp’te doğdu. Arnavut bir Katolik olan Rahibe Teresa’nın tam adı “Agnes Gonca Boyacı”dır.
Hayırsever Misyonerler Cemaati’nin kurucusu olup, bu faaliyetlerinden ötürü 1979 yılında Nobel barış Ödülü kendisine verildi.
18 yaşında rahibe olmaya karar verdi ve Hindistan‘daki misyonerlik çalışmalarıyla tanınan Loretto Hemşireleri‘ne katıldı. Teresa adını bu dönemde aldı. Kalküta’da St. Mary’s Lisesi’nde coğrafya ve temel Hıristiyanlık bilgisi dersleri verdi. 1944’te aynı liseye müdür olarak atandı. Kısa bir süre sonra vereme yakalanan Rahibe Teresa, öğretmenliğe devam edemedi ve yoksul ailelerin çocuklarına ders vermeye başladı.
Aynı zamanda temel tıp eğitimi aldı ve hastaların evlerine giderek tedavilerine yardımcı oldu. 1949’da eski öğrencilerinden bazıları ona katıldı. Grup, yerel hastanelerin reddettiği ve sokaklarda ölüme terk edilen erkek, kadın, çocuk, pek çok insanla karşılaştı. Bunun üzerine, bir oda kiralayarak, yoksulluk içinde ölmek üzere olan bu çaresiz insanlara yardım etmeye başladı.
1950 yılında Vatikan’ın izniyle Hayırsever Misyonerler Cemaati’ni kurdu. Rahibe Teresa’nın 12 kişiyle kurduğu bu cemaat dünyanın 450 noktasında 4.000 rahibenin görev aldığı bir topluluk haline geldi.
1952’de Kalküta Belediyesi’nin verdiği arazide ilk Ölü Evi açıldı. Daha sonra, Kalküta’dan New York’a, her yerde, ölmek üzere olanlar ve terk edilmişler için sağlık evleri açtı. AIDS kurbanlarına yönelik hastaneler kuran öncülerden biri oldu. 45 yılı aşkın bir süre, dünya çapında, yoksullara, ölmek üzere olanlara ve terk edilmişlere yardım etti.
Rahibe Teresa, dünya barışına katkılarından dolayı büyük övgü topladı. Çalışmalarıyla pek çok ödül aldı. Bunlar arasında, Papa XXIII. John Barış Ödülü ve 1979 Nobel Barış Ödülü de bulunuyor. Rahibe Teresa, bu ödülü alırken geleneksel tören anlayışına aykırı bir tutum izleyerek ziyafet verilmesini istemedi ve 6.000 dolarlık fonun Kalkütalı yoksullara bağışlanmasını talep etti. Bu para, yüzlerce insanın bir yıl boyunca karnını doyurmaya yetecekti.
Rahibe Teresa, dünyevi ödüllerin, ancak bu dünyadaki muhtaçlara yardım edilmesini sağlıyorsa önem taşıdığını söylerdi.
1980’den itibaren, dünyanın her yanında, uyuşturucu bağımlıları, fahişeler ve hırpalanmış kadınlara yönelik sağlık evlerinin, yoksul çocuklara yönelik yetimhanelerin ve okulların sayısı artmaya başladı. Rahibe Teresa, 1985 yılında New York’ta AIDS kurbanlarına özel ilk hastaneyi kurdu. Daha sonra, San Francisco ve Atlanta’da sağlık evleri açıldı. Rahibe Teresa, ABD’nin en önemli sivil ödülü olan Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi.
Rahibe Teresa, 1991’de ilk kez kendi anavatanı Arnavutluk’a (şimdi Sırbistan olarak biliniyor) geri döndü ve Tiran’da bir sağlık evi açtı. Bu yıla gelinceye kadar Hindistan’da 168 sağlık evi açılmıştı.
Rahibe Teresa, Etiyopya’daki açlara, Çernobil’deki radyasyon kurbanlarına ve Ermenistan’daki depremzedelere yardım etmek için sürekli seyahat etti. Yardım arzusu ve faaliyetleri sınır tanımıyordu. 1996 Kasım’ında, onursal ABD vatandaşı oldu.
Topluluğun faaliyetleri çeşit ve sayı bakımından çoğalıyor ve çalışmalar sürekli artıyordu. Sağlık evleri açılıyor; bazıları da politik, sosyal ya da güvenliğe ilişkin gerekçelerle kapanıyordu. Topluluk, son derece yoğun ve faaldi. Rahibe Teresa, dünyanın her yanında insanlara yardım ediyor, çocukları kurtarıyor, hemşirelere öğüt veriyor, organizasyon ve konuşmalar yapıyordu. Kimi zaman “sıradan”, kimi zaman da seçkin kalabalıklara konuşma yapması için aldığı tekliflerin sayısı her geçen gün artıyordu.
Mesajının hep aynı ve bir iki tümceyle anlatılabilir olmasına ve çoğu zaman doğal olarak epey “geleneksel” bir bakış açısıyla konuşmasına rağmen, dikkatle dinleniyordu. İlerlemiş yaşına rağmen, dünyanın dört bir yanında yoksullara yardım edebilmek için kaynak araştırmaya devam ediyor ve elindeki olanakların tümünü kullanarak onlara yardım ediyordu. Her kıtada, Rusya’da bile, Teresa’nın hemşireleri, İsa aşkına kimsesizlere yardım ediyorlardı. 1992 seçimlerinde görevini devretmeye hazırlanırken yeniden seçildi. 1996’da sağlığı ciddi biçimde bozulmaya başladı. Sevgiden ve çalışmaktan yorulan kalbi yüzünden devam edemeyeceğini söyledi.
Rahibe Teresa, 5 Eylül 1997’de, akşam 9:30’da, Kalküta’daki sağlık evinde Cennet’e uğurlandı. Yüzünde tamamen tükenmiş; kendini tüm kalbiyle, özgürce ve koşulsuz olarak yoksullara adamış bir insanın ifadesi vardı.
“Dün, geçmişte kaldı. Yarın, henüz gelmedi. Yalnızca bugünümüz var.
Haydi başlayalım.”
“Yoksulları sevmenin mutluluğunu her daim hisset ve bunu tanıştığın herkesle paylaş. Unutma, sevgi dolu olmak, Barış dolu olmak demektir. Tanrı seni korusun.”
Kaynak: