Merve Kara Çini Sanatı Atölyesi
“Kabiliyet bir kıvılcımdır”
Yıllar önce bir reklam spotu vardı. Çok meşhurdu: ‘sanatın ve sanatçının yanında’ diye. Bir benzerini de biz yapmak istiyoruz. Elimizden geldiğince sanatın ve sanatçının yanında bulunmaya özen gösteriyoruz. Çünkü biliyoruz ki sanat iyileştirir, güzelleştirir.
Bugünkü konuğumuz Merve Kara, geleneksel bir sanat dalıyla iştigal ediyor, çini sanatıyla.
Yaşam ve doğa sonsuzdur. Bizlere her an, her gün yeni şeyler öğretir. Sanatı geliştiren en önemli etkenler üretkenlik, farkındalık ve eleştiriye tahammül göstermektir. Merve Kara oldukça bilgilendirme heveslisi ve sorulara açık bir sanatçı. Özgüven sahibi. Ne yaptığını bilen bir insan. Bunda tabii aldığı eğitimlerin, bitirdiği okulların, Kültür ve Turizm Bakanlığı Çini Sanatçısı ve Somut Olmayan Kültürel Miras Temsilcisi oluşunun da katkısı vardır diye düşünüyorum.
Merve Hanım, UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dahil edilen Çini Sanatı’nın Mersin’de, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylı tek temsilcisidir.
Kara, parlak ve başarılı bir eğitim hayatı geçirdi. Dumlupınar Üniversitesi Çini İşlemeciliği Bölümü (2006) mezunu. Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Çini Ana Sanat Dalı mezunu ve hâlen de Mersin Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümüne devam etmektedir.
Merve Kara küçük yaşlarda çini sanatına ilgi duydu. Topkapı Sarayı’nda duvarları süsleyen ve onu etkileyen duvar çinilerini gördüğünde, ilkokul öğrencisi idi. Bu sanata ilgisini canlı tuttu. Bile isteye üniversitede çini işlemeciliği bölümünü seçti.
Kamuda istihdam edilme imkânı olmadığını bilerek. O, hep akademik kariyer yapmak ya da kendi atölyesini açmak isteği ile doluydu.
Atölye açma arzusunu Mersin’de gerçekleştirdi. Kendi ismini taşıyan atölyesinde öğrencilerine özel eğitim veriyor. Haftanın beş günü tasarım, çizim, boyama, fırınlama dersleri işleniyor. Ağırlıkla çizim, tasarım, boyama dersleri ilgi görüyor. İsteyenler sırlama, fırınlama derslerini de görüyorlar elbette.
Objeler İznik ve Kütahya’dan ham olarak geliyor. Genellikle öğrenciler karo, tabak gibi düz objelerin yanında dekoratif objeleri çinilemeyi tercih ediyorlar. Hobi seviyesinde bir aylık kurslar yeterli olmakla beraber, isteyenler daha ileri seviyelerde dersler alabiliyor.
Çini sanatı Geleneksel Türk Sanatları arasında büyük öneme sahiptir. Hem dini hem de sivil mimaride yoğun kullanılmıştır. Dekoratif eşya olarak da çanak, çömlek, sürahi, vazo, kase, tabak gibi ürünlerde işlenmiştir.
Mersinliler Çini Sanatını tanımıyor, bilmiyorlar. Merve Kara, kendisini bu sanatı tanıtmakla görevli hissediyor. Kültürel Miras temsilcisi olarak, bu onun görev alanına da girmektedir. Sanatı korumak ve yaşatmak ayrıca bilinçli insanın bireysel sorumluluğundadır.
Peki sanatı yaygınlaştırma ve bilinirliği arttırma konusunda neler yapılabilir? Kara, ‘Geleneksel Türk Sanatları alanında ücretsiz sergiler çoğaltılabilir, kültür festivalleri sayısı arttırılabilir, yerel yönetimler destekli projeler yapılabilir’ gibi öneriler sunmaktadır.
Tabii çini sanatı yüksek miktarlı bir sanat alanıdır. İşçilik, zaman, emek yoğun bir uğraştır. Çini sanatı için üretilen malzemeler özel üretimdir.
Merve Kara hayatını sanatına adamış bir insan. Mesleğini severek icra ediyor. Sanatını yerelden başlayarak ulusal ve uluslararası seviyede tanıtmak, korumak ve yaymak istiyor. Öğrenciler yetişsin diye çaba gösteriyor.
Kara, Mersin’den ayrılmak istemiyor. Burada sanatına yön veriyor. Bizlere ve kurumlara da ona destek olmak düşüyor.