Organ Toplama: Korkunç İstismar Devam Ediyor
Çeviri: G. Hakan Koçman
Ben ve eşim ilk defa organ toplama ( hayati organların yaşayan kurbanlardan izinleri olmadan alınması ve bu kişilerin hayatlarını bu süreçte kaybetmeleri ) ile arkadaşımız Daivd Kilgour’u Ottawa’da ziyaret ederken 2006 yazında karşılaştık. Kilgour, arkadaşları ile birlikte, Çin Komünist Partisi yetkilileri tarafında Falun Gong uygulayıcılarına karşı yapıldığı açık bu suiistimal ile ilgili delil topluyordu.
Eşimle birlikte ilk başta bu konuya şüphe ile baktık ve başlangıçta bize “zarar vermeme” konusunda tıbbi etik yeminlerini bir kenara bırakan yetenekli cerrahlar tarafından uygulanan standart bir tıbbi prosedürden daha çok bilim kurgu korku hikayelerini andıran bu suiistimal raporu ile dehşete düştük.
David Kilgour’a raporun üçüncü kez gözden geçirilmesi konusunda yardım ederken bu korkunç olayın olduğu konusunda ikna olduk. Bu olay, sorumluluğu ret edemeyecek olan Çinli liderler tarafından organize edilmiş ve yürütülmüştü.
Konun mantığı ortadaydı ve şaşmazdı: Ortada mahkumların infaz edilmesinden elde edilen veya beyin ölümü gerçekleşmiş olan kişilerin yakınları tarafından bağışlanandan çok daha fazla organ nakil vardı.
Konun mantığı ortadaydı ve şaşmazdı: Ortada mahkumların infaz edilmesinden elde edilen veya beyin ölümü gerçekleşmiş olan kişilerin yakınları tarafından bağışlanandan çok daha fazla organ nakil vardı.
Bu korkunç istismarın kanıtı dolaylı idi; direk kanıt yoktu. Tek yolu bir Falun Gong uygulayıcısının hayata geri dönüp organların alındığı yerdeki boşlukları göstermesi gibi bir şeydi.
Kilgour ve arkadaşları adaletin sağlanması konusunda çok değerli bir iş yaparak organ toplama işine ve Çin Komünist Partisi yetkilerinin suça iştirakine küresel dikkati çekmeye çalıştı. Bu istismar A.B.D. Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık insan hakları raporunda incelenmesi gereken bir problem olarak hala geçmektedir.
Pekin’deki yetkililer bile böyle bir şeyin olduğunu ve öldürülen Falun Gong uygulayıcılarının bu organlar için en yakın kaynaklar olduğunu kesin bir dille yalanlayamıyorlar.
Elbette ki, bunu ret ettiler.
Ama konu ile ilgili küresel ilgi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan utanç üst düzey Çinli yetkilileri harekete geçirdi.
Bu yetkililer yabancılara organ naklini yasakladı ve yayınladıkları bir raporla infaz edilen mahkumların organlarının kullanılması yasaklandı. Bu konuda reformları şart koşan belgeler havalarda uçuştu.
Dahası, Pekinli yetkililer, Honk Kong’da Temmuz ayında yapılan uluslararası organ nakli konferansının ardından, Çin’deki organ nakli sisteminin uluslararası alanda kabul gördüğünü iddia ettiler.
Tarafsız gözlemciler bu iddiayı açık bir şekilde ret ettiler ve Çin’deki yıllık organ nakli sayılarının Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerinin ilan ettiklerinden (60,000–100,000’e karşı 10,000). Çok daha fazla olduğunu ileri sürdürdüler. Bununla da kalmayıp, Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileri tarafından ifade edilen gerçek dışı beyanların, Pekin’in tarihi kayıtlara geçmiş kurumsal yalancılığı göz önünde bulundurulunca bir baz olarak alınamayacağını ifade ettiler.
Daha da önemlisi, Çin’in organ nakli sisteminde araştırmaya ve/veya Pekin’in iddialarını kanıtlayacak bir şeffaflık bulunmuyor.
Yine de, hayati konu yalın bir şekilde ortada duruyor: bu istismarı nasıl sona erdirebiliriz. Binlerce Falun Gong uygulayıcısı, Uygur Türkü, Tibetli ve kimliğini saklayan Hristiyan organları için öldürüldü. Boyutlarını düşününce bu bir Soykırım değil ama 21. yüzyıl dış ilişkilerini düşündüğümüzde kesinlikle kabul edilemez bir istismar ve artık sona ermeli.
Şu anda potansiyel en etkili yaklaşım – önceki girişimlerin başarısızlığına rağmen- üst düzey Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileri ile sıkı özel görüşmeler olarak görülüyor. Bu konularla ilgili ülkeler başka konularda koordineli ve tekrarlanan girişimlerde bulundular. Çin yukarıdan aşağıya bir toplum olduğu için, değişim merkezi hükümetin emri ile meydana geliyor; özel girişimlerle değil. Kamunun “adlandırıp ayıplaması” daha çok savunulamayacak olan için şiddetli savunucular ve direk ret edişler ortaya çıkarıyor.
Başkan Xi Jinping yozlaşma ve rüşveti bitirmeyi kişisel bir konu haline getirdi. Orhan-parası için öldürmek Xi Jinping için ısmarlama bir başlık.
Bu konunun tamamen ortadan kaldırılması için organ ihtiyacını giderecek uluslararası bir Pazar kurgulanabilir. Böyle bir pazarda, olası donörler (ya da yaşamını kaybetmekte olan bir kişinin yakınları) bağışlanan organın özellikleri ve muhtemel fiyatı ile birlikte bir listeye yazılabilir. Gönüllüler dürüst alıcı/satıcı ilişkilerini sağlamak için uğraş verirler.
Nihai olarak cevap klonlanmış, biyolojik olarak büyütülmüş organlar olabilir fakat bunun işlerlik kazanması 50 yıllık bir süreç iken organ nakilleri günümüzün geçici çözümleridir.
David T. Jones A.B.D. Dışişleri Bakanlığı yurt dışı hizmetlerinden kıdemli memur olarak emekliye ayrılmış ve A.B.D. – Kanada ilişkileri ve genel dış ilişkiler konusunda yüzlerce kitap, makale, köşe yazısı ve gözlem yapmış bir kişidir.
30 yıllık kariyeri boyunca, politik-askeri konular üzerine yoğunlaşmış ve iki Genelkurmay Başkanı’na danışman olarak hizmet vermiştir. Kitapları arasında “Alternatif Kuzey Amerika: Kanada ve A.B.D Birbirinden Ne Öğrenebilir?” yer almaktadır.
Bu makalede ifade dilen fikirler yazara aittir ve Epoch Times’ın görüşlerini yansıttığı söylenemez.