Otizmli Sanatçı Bir İnsan Saçının İçinde Shakespeare’in Mikroskobik Büstünü Yaratarak Dünyanın En Büyük Oyun Yazarına Saygılarını Sunuyor
23 Nisan William Shakespeare’in doğum ve ölüm yıldönümüdür
Dünyanın önde gelen mikro heykeltıraşı son ilgi çekici eserini ortaya çıkardı: William Shakespeare’in minicik bir büstü.
Otizmli İngiliz sanatçı Willard Wigan MBE, “Arvon’un Ozanı: Görmek ya da Görmemek” adlı inanılmaz derecede hassas heykelini yaratmak için fırça olarak küçük bir sakal parçası ve ince bir uca kadar sivriltilmiş bir kirpik kullandı.
İngiliz oyun yazarının dehasına bir övgü olarak onun dünyanın en küçük büstünü yapmaya niyetlenen sanatçı, Shakespeare’in evinin duvarlarından alçı, taş ve kum tanelerinden oluşan bir karışım topladı.
Tamamlanması on altı haftadan fazla süren bu sanat eseri, bir kirpiğin ikiye bölünmesiyle elde edilen cımbızlar kullanılarak içi boşaltılmış bir insan saçının içinde sergileniyor. Bir perspektife oturtmak gerekirse, mikroskobik heykelin tamamı bir gazetede basılan nokta işaretinden daha küçüktür.
Sanatçı “daha fazla kontrast” için siyah yerine bir parça kirli sakal kullanmış ve edebiyat devini “benzerliğini anlaşılması güç bir hassasiyetle hayata geçirmiştir.”
Çalışmalarının İngiltere Kraliçesi ve efsanevi müzisyen Elton John gibi aydınlar tarafından toplandığı bildirilen Bay Wigan, William Shakespeare’in doğum yeri olan Stratford-upon-Avon’a yaptığı bir ziyaret sırasında proje için ilham aldı.
Bay Wigan basın açıklamasında “Shakespeare’in dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarı olduğuna inanıyorum ve onu elimden gelen en iyi şekilde onurlandırmak istedim” dedi.
Renk elde etmek için heykeltıraş sadece “minik mikro boya noktaları” eklemekle sınırlıydı. Parçacıklar bir araya toplanma eğiliminde olduğundan, Bay Wigan’ın yeni bilenmiş kirpik uygulama tekniğini kullanmadan önce pigmentleri ezmek için onları cam bir yüzey üzerinde titizlikle ovması gerekiyordu.
Bir mikro-sanatçı olarak uzun yıllara dayanan deneyim ve becerilerini test eden uzun haftalar süren yoğun odaklanma, konsantrasyon ve hareketsizlikten sonra, Dr. Wigan’ın son şaheseri nihayet hazırdı.
Bay Wigan, her bir minicik, kırılgan parçayı titizlikle oymak ve boyamak için uzun saatler harcamadan önce meditasyon yaparak zaman geçiriyor. Bu süreç onun kalp atış hızını yavaşlatmasına, el titremelerini, hava akımlarını ve dikkat dağınıklığını azaltmasına yardımcı oluyor. 2023 yılında The Epoch Times’a verdiği bir röportajda şöyle demiştir:
“Nefes alışınızı yavaşlatmalısınız. Kalp atışının merkez noktası arasında çalışmalısınız – bu, balonu patlatmadan içine iğne sokmaya çalışmak gibi bir şey. Bu çalışmayı yapmak oldukça zahmetli çünkü bunu yapmaktan zevk almıyorsunuz. Sadece bitirdiğinizde ve diğer insanlar bunu gördüğünde haz duyuyorsunuz. İnsanlar üzerinde dinamik bir etkisi var çünkü bu kadar küçük olduklarına inanamıyorlar.”
60’lı yaşlarının ortasında olan Bay Wigan, Birmingham’da büyürken büyük zorluklar yaşamış. Sevgi dolu, çalışkan Jamaikalı bir aileye mensuptu, ancak okul öğretmenleri otizm ve disleksisini fark edemedi ve 50 yaşına kadar doğru düzgün teşhis konulamadı. Sonuç olarak, genç çocuk hayal gücüne çekildi ve annesinin yardımıyla doğuştan gelen sanatsal yeteneğini keşfetmeye başladı.
Epoch Times’a konuşan Bay Wigan, “Otizm bir ölüm cezası değildir,” dedi. “Otizmli çocuklarınız varsa onları cesaretlendirin çünkü birine yaptığı işte iyi olduğunu söylediğinizde bu ona ilham verir.”
Sanatçı, 14 deveden oluşan bir alay, Son Akşam Yemeği, Üç Kral, bir Robin Hood, yavrusunu izleyen bir kaplan, Kraliçe 2. Elizabeth ve diğerleri de dahil olmak üzere iğnelerin gözlerinin içinde moleküler düzeyde her türlü heykeli yaratmıştır.
Seçtiği eserlerden bazılarına aşağıdan göz atabilirsiniz:
Haber: Anna Mason, The Epoch Times
Çeviri: Tijen.A.Ç., The Epoch Times, Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.