Ölüme Yakın Deneyimler: 30 Yıllık Araştırma – (2.Bölüm)
Paylaşılan Ölüm Deneyimleri
Ölüme Yakın Deneyimlerle (ÖYD) alakalı bir diğer fenomen ise, paylaşılan ölüm deneyimleri, yani ölüme yakın deneyim yaşayan kişinin, o sırada yanında olan kişinin de ÖYD’lere benzer karakteristikte bir deneyim yaşaması durumu.
Moody, paylaşılan ölüm deneyimleri konusunu ilk kez 1972’de kendi tıp profesöründen duymuş. Profesörün annesi bir kalp krizi geçirmiş ve profesör annesini hayata döndürmeye çalışıyormuş, tam o sırada, kendi vücudunu terk etme hissi yaşamış ve kendi bedeninin annesini kurtarmaya çalıştığını görmüş.
Annesi ölünce, onu bir ruh formunda görmüş, annesinin önceden tanıdığı, yine ruh formunda bazı insanlarla buluştuğunu, sonrasında ise, annesi ve bu insanların birlikte bir tünelin girdabına kapılıp gittiklerini görmüş.
30 yılı aşkın bir araştırma sürecinden sonra Moody, tahminleri ışığında, paylaşılan ölüm deneyimlerinin ÖYD’ler ile ortak deneyimler olduğunu görmüş. Yıllar içinde daha fazla vaka ile çalıştıkça, ÖYD’lerin paylaşılan ölüm deneyimleri ile çok benzer olduğunu keşfetmiş.
Moody, The Epoch Times’a yaptığı açıklamada, paylaşılan ölüm deneyimlerinde en sık karşılaşılan durumun, bu deneyimi yaşayanların, ölen kişinin transparan bir kopyası gibi olan ruhunu görmeleri, ya da oval veya küre şeklinde bir ışığın, ölen kişinin başından veya göğsünden fiziksel bedenini terk ettiğini görmeleri olduğunu söyledi.
Bazen de, ölen kişinin yanında bulunan kişi, ölen kişinin tüm hayatının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini görebiliyordu. Georgia’dan bir bayanın, kocasının ölüm anındayken, onun hayatının gözünün önünden geçtiği, tüm bunlar olurken kocasının ruhu ile konuştuğu ve ayrıca ruh formunda başka bir insanın belirerek, daha önce düşük yaparken kaybettiği kızları olarak kendisini tanıttığı belgelenmişti.
Moody, paylaşılan ölüm deneyimlerinin, zihin ve beynin birbirinden ayrı olduğunu gösteren açık bir kanıt olduğunu, çünkü bunu deneyimleyen kişilerin, o sırada beyin fonksiyonlarında bir zedelenme olmadığını söylüyor.
Moody konferansta yaptığı sunumda, “Yıllarca üzerinde çalıştığım ölüme yakın deneyiminlerin özelliklerinin, ölüme yaklaşan kişinin yanında bulunan kişilerde de aynen varolduğunu gördüm. Bu kişiler hasta veya yaralı değillerdi, beyinlerindeki oksijen akışında da herhangi bir sorun yoktu ve ölüme yaklaşan kişilerle tamamen aynı şekilde deneyimler yaşıyorlardı.” dedi.
Daha da güçlü bir kanıt olarak, The Epoch Times’la yaptığı röportajda Moody, Güney Afrika’da bir rahip ve rahibenin birlikte bir araba kazası yaşadıklarından ve arkasından ikisinin de kalp kirizi geçirmelerinin ardından ölüme yakın deneyim yaşadıklarından bahsetti. İkisi de hayata döndürüldükten sonra, birlikte bedenlerini terkederek bir ışığa doğru gittiklerini tamamen aynı şekilde anlatmışlardı.
Bu son 30 yıllık araştırmayla beraber Moody, “artık bir ‘gerçek’ var – ‘gerçeğin’ altını çizerek söylüyorum – ‘ölüm sonrası yaşam’ın akla yatkın olması ve idrak edilmesi adına somut bir adım atıldı.” dedi.
Benzer olarak Greyson da, “30 yıl öncesine göre, ölüme yakın deneyimler şu anda çok daha gelişmiş durumda.” dedi.
Bunu yanında Greyson, özellikle de daha önce sahip olmadığımız modern araç ve tekniklerle, hala bu konuda çok daha fazla yapılması gereken çalışma olduğunu, gelecekte de daha fazla tekniğin çıkacağını umduğunu belirtiyor.
“Er ya da geç, fiziğin veya psikolojinin sınırını aşan şeyler hakkında bilimsel terimlerle konuşabilecek bir yol bulacağız” – Bruce Greyson, M.D.
Greyson, sadece ÖYD’lerin yüzeyini kazıdıklarını söylüyor.
“Dini veya spritüel geçmişi olan bazı insanlar, bu deneyimlerin bize bir hediye olarak verildiğini veya doğaüstü bir nedenden kaynaklandığını söyleyeceklerdir, ve ben bunu bilimsel terimlerle henüz nasıl açıklayacağımı bilemiyorum, fakat bilim değişken, durağan değil, ve er ya da geç, fiziğin veya psikolojinin sınırını aşan şeyler hakkında bilimsel terimlerle konuşacak bir yol bulacağız, bunun için gereksinim duyduğumuz bilimsel konseptler olacaktır.” dedi.
“Gelecekte ÖYD deneyimlerinin, insanların hayatında ve kişilik gelişimlerinde ne gibi bir rol oynadığını, bunlardan inançlar, değerler ve davranışlar oluşturmayı ve bu deneyimlerden insanların nasıl faydalanabileceğini konuşabiliyor olmak bize en büyük katkıyı sağlayacaktır.” dedi.
Devam edecek..
Gelecek yazıda, ÖYD’lerin sonraki etkilerini keşfedeceğiz..
İlgili Haberler: