Salgına Çözüm: Meditasyon İle Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek Mümkün

Bir kadın Falun Gong meditasyonunu uygularken (Fotoğraf: Epoch Times)

Tarihten beri insanlar meditasyon egzersizleri yaptılar ve böylece manevi doğalarını geliştirdiler. Bu sayede birçok insan, sağlıklı bir vücut ve zihne sahip olur iken, yapılan araştırmalar ve çalışmalar, meditasyonun aynı zamanda bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu, böylece enfeksiyonlara karşı doğal koruma sağladığını da gösterdi.

İnsanlar binlerce yıldır, insan bedeni ve zihni arasındaki etkileşimi anlamaya çalışıyor. Aynı zamanda bunun sağlık üzerindeki olumlu etkileri de araştırılıyor. Sadece son 25 yılda, yoga, qigong veya Falun Gong kişisel gelişim uygulaması gibi uygulamalar üzerine, 2000’den fazla bilimsel makale yayınlandı. Çalışmalarla, insan vücudunda doğrudan değişiklikler meydana geldiği ve meditasyonun vücudu hastalıklardan ve virüslerden koruduğuna dair veriler elde edildi.

Düşüncelerin Gücü

Meditasyon, yoga veya duaların olumlu etkileri tarihte birçok kez belgelenmiştir. Bugün kendi düşüncelerimizin vücudumuzun sağlığı üzerinde büyük bir etkisi olduğunu biliyoruz. Bu doğrudan güçlü ve dengeli bir bağışıklık ve hormon sistemine yansır. Çalışmalar günde 20 ila 30 dakika ve günde iki kez tekrar edilen meditasyonun NO veya protasiklin gibi endojen vazodilatörlerin salınımının artmasına neden olduğunu göstermektedir. Bunlar güçlü anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Aksine, psikolojik stres ve korku, sempatik ve parasempatik sinir sistemi bozukluklarına yol açar. Sonuç olarak, endojen vazodilatörlerin salınımı dengesizdir. Bu, inflamasyon veya viral hastalıklara karşı artan duyarlılık gibi çeşitli şikayetlere yol açar. Özellikle Wuhan corona virüsü 2019-nCoV’un mevcut hızlı yayılımı gibi salgın dönemlerinde, bağışıklık sisteminin sakin kalması ve vücudu meditasyon yoluyla güçlendirmek özellikle önemlidir. 

SARS’da daha önce gözlemlenmiş olan bir başka fenomen 2019-nCoV’de tekrar etmiştir: Bu da, çocukların bu viral hastalıktan nadiren etkilendiği ve bilinen tüm durumlarda, bu hastalığın çocuklarda hafif bir seyir izlediği idi. 2002 yılında Çin’de meydana gelen SARS salgını sırasında, bu fenomen düşük psikolojik stres, çocukların olumlu düşünceleri ve ortaya çıkan güçlü bağışıklık sistemi ile ilişkilendirilmiştir.

Geliştirilmiş Hücre Fonksiyonları 

Klinik çalışmalar hücresel düzeyde meditasyonun etkilerini göstermiştir. Falun Gong uygulayan kişilerin kanlarında, nötrofil granülositlerinin konsantrasyonunun yüksek derecede olduğu gözlenmiştir. Nötrofil granülositleri insan bağışıklık sistemindeki en önemli beyaz kan hücreleridir. Falun Gong uygulayan grup için bu, bağışıklık sisteminin artmasına, hücre apoptozunda azalmaya ve dolayısıyla uygulama yapmayan deneklere kıyasla hücrelerin ömrünün uzamasına neden olmuştur.

22.000 numune ile yapılan bir başka çalışma, Falun Gong uygulayıcıları tarafından 300 genin düzenlenmesinin önemli ölçüde değiştiğini buldu. Test denekleri bir saat boyunca Falun Gong meditasyon egzersizini yaptıktan sonra, 1000’den fazla uygulayıcının geninde önemli bir değişiklik görülmüştür. Sadece sakince 1 saat oturan ve dinlenen, yani Falun Gong egzersizleri yapmayan diğer  grup da ise, kayda değer hiç bir değişiklik saptanmamıştır. 

Arttırılmış regülasyona sahip genler arasında IFN genleri için transkripsiyon faktörleri vardı. Bunlar, doğrudan bağışıklık tepkisine fayda  sağlayan sitokinlerin ve kemokinlerin oluşumundan sorumludur. Aynı zamanda CD4 ve CD25 T hücrelerinde de artış oldu. Yeni tip corona virüsü 2019-nCoV’un araştırılmasında, bir enfeksiyonun özellikle CD4 hücrelerine zarar verdiğini ve azalttığını gösterdi. Binlerce yıldır insanlar beden ve zihin geliştirme yollarının insanların sağlıklı olmasına ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olabileceğine inandılar. Bu kadim bilgiyi tekrardan hatırlamak, corona virüsü salgınının tavan yaptığı şu günlerde bize büyük fayda sağlayacaktır.

Yazar: Christina Spirk, The Epoch Times

Çeviren: Evren Durmaz, Epoch Times TR

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.