Teknoloji Mutsuzluk Mu Getiriyor?
Teknolojik aletler, her anlamda hayatımızın içine oldukça girmiş bulunuyor. Bazıları, çoğumuzun eli ayağı haline gelmiş durumda. En basitinden bundan 15 sene önce, cep telefonu sahibi olanlar parmakla gösterilirken, günümüzde ise cep telefonu kullanmayan yok. Aynı şekilde, ciddi maddi sıkıntı içinde bulunup da edinemeyen kesim hariç, bilgisayar bulunmayan ev de neredeyse kalmadı gibi.
Yeni doğan çocuklar bu teknolojik ortamın içine doğuyor ve tüm bunların bulunmadığı bir ortamı bilmiyorlar. Çok da eski bir zaman olmayan geçmiş günlerde yaptığımız gibi, mektuplaşmanın veya ev telefonları ile randevulaşarak buluşmanın bile ne demek olduğunu bilmiyorlar.
Tüm bu teknolojik gelişmeler hayatımızı gerçekten çok kolaylaştırdı, bunu kabul etmek gerek, kattığı güzel şeyler mutlaka var, fakat bazı şeyleri araç yerine amaç yapıyor olabilir miyiz? Gerçekte mutsuz ve yüzyüze insan iletişiminden kopuk bir insanlık olmaya doğru mu gidiyoruz? Teknolojinin bize sağladığı imkanları kullanırken, ipin ucunu kaçırıp dengemizi kaybediyor olabilir miyiz? Teknolojiye sahip olduğumuzu düşünürken, acaba teknoloji mi bize sahip oluyor? Bu şekilde bir ilerleyişle, insanı insan yapan değerlerimizi kaybedip, yeni doğan nesillerle birlikte, Android işletim sistemli bireylere mi döneceğiz?
İşin esprisi bir yana, maalesef sokaklarda, evlerinin bahçesinde arkadaşlarıyla oyun oynamayı tercih etmeyen çocuklar, boş zamanlarını geçirmek için teknolojik aletlerin hayalini kuruyorlar. Bu onları, mutsuzluğa, depresifliğe, ellerinin altında herşeye çabuk ulaşıp tüketmeleriyle tatminsizliğe sürüklüyor. Her yeni nesil, biraz daha teknolojiyle bütünleşik doğuyor, anne babalarıyla yüzyüze sohbet etmek yerine, odalarına kapanıp bilgisayarlarına yapışık halde çevreleriyle sanal bir iletişim kuruyorlar.
Teknolojinin hayatımıza bir çok kolaylık getirdiğini kimse inkar edemez demiştik, fakat en başta kendimizden başlayıp, teknolojiyi niçin kullandığımızı sorgulayabilir, teknolojiye ruhumuzu teslim etmeden, bağımlısı haline gelmeden, insani paylaşımlarımızı kaybetmemeye çalışarak, ilerideki toplumu oluşturacak olan zihnen ve bedenen daha sağlıklı çocuklar yetiştirmek için özen gösterebilirz.
Tüm bunlarla bağlantılı olarak, geçtiğimiz günlerde farklı bir bakış açısıyla yazılmış, güzel bir hikayeyle sizi baş başa bırakalım: ‘Amazon ormanlarındaki bir toplum bize neyi işaret ediyor?‘
Yoruma kapalı.