Telefonla Psikolojik Bakım, Depresyon Düzeylerini Azaltıyor
Araştırmacılar, yalnızlığı ölçmek ve onunla mücadele etmek için bugüne kadar yapılmış en büyük çalışmayı gerçekleştirdi. Çalışma, COVID-19 salgını sırasında başladı. Çalışma bulgularına göre telefonla psikolojik bakım, depresyon düzeylerini önemli ölçüde azalttı.
Araştırmacılar, telefonla psikolojik bakım ile yaşlı yetişkinlerde depresyon belirtilerinin iyileşmesi arasında bir bağlantı keşfettiler. Aslında yeni çalışma, telefonla yapılan haftalık sağlık kontrollerinin, antidepresan ilaçlardan bile daha faydalı olabileceğini öne sürüyor.
Araştırma, İngiltere’deki York Üniversitesi, Hull York Tıp Fakültesi ve Tees, Esk and Wear Valleys NHS Foundation Trust’ta yürütüldü. Tamamlanmasının ardından The Lancet (Sağlıklı Uzun Ömür) dergisinde yayınlandı. Araştırma, telefonla psikolojik bakım alan yaşlı yetişkinler arasında depresyon düzeylerinin önemli ölçüde azaldığını buldu. Bakım süreci, sekiz hafta boyunca özel eğitimli koçlardan haftalık telefon görüşmeleri şeklinde gerçekleştirildi. Bu telefon görüşmeleri sırasında koçlar yaşlı yetişkinleri sosyal bağlantıları sürdürmeye ve aktif kalmaya teşvik etti.
Çalışma Bulguları Açıklandı
Çalışma, COVID-19 salgını sırasında başladı. Ayrıca, yalnızlığı ölçmek ve onunla mücadele etmek için şimdiye kadar gerçekleştirilen en büyük çalışma oldu. Birleşik Krallık’ta uzun süredir sağlık sorunu olan 65 yaş üstü yüzlerce kişiden çalışmaya katılmaları istendi. Aynı zamanda COVID-19’a yakalanma risklerinin yüksek olması nedeniyle araştırma sürecinde evde kalmaları istendi. Bu nedenle katılımcıların yalnızlık ve depresyon geliştirme konusunda risk altında oldukları biliniyordu.
Science Daily’e göre, araştırmaya katılanların duygusal yalnızlık düzeyleri üç aylık bir süre içinde yüzde 21 oranında düştü. Faydalar, telefon görüşmeleri kesildikten sonra bile devam etti. Ayrıca bu da, uzun vadeli bir etkiyi işaret ediyor.
Dr. Carl Nassar, psikoterapist ve lisanslı profesyonel danışmandır. The Epoch Times’a gönderdiği bir e-postada araştırma hakkında açıklamalarda bulundu. “Bu çalışmada COVID-19 tarafından yaşamdan uzaklaştırılan ve daha önce keyif aldıkları ilişkilere geri dönmeyi başaramayan kişileri ele aldık. Çalışmanın gösterdiği şey, telefonla haftalık iletişime geçme, hayata katılımlarını teşvik etme ve destekleme gibi basit bir eylemin işe yaradığıdır. Onların izole yaşamlarıyla birlikte gelen depresyonu azaltmada uzun bir yol kat ettik” dedi.
Araştırmanın belki de en ilginç yanı, telefonla psikolojik bakım ile antidepresan ilaçların etkinliğinin karşılaştırılmasıydı. Science Daily, araştırma hakkında bir yazı yayınladı. Yazıda, araştırma sonucunda “depresyon düzeylerinin önemli ölçüde azaldığının” ortaya çıktığı belirtildi. Üstelik sağlanan faydaların “antidepresanlarda görülenlerden daha fazla olduğunu” da eklendi.
Yaşlı Yetişkinlerde Yalnızlık Neden Endişe Verici?
Yaklaşık dört yaşlı yetişkinden biri sosyal ortamdan izole yaşıyor. Ayrıca, yetişkinlerin neredeyse dörtte biri sürekli olarak kendisini yalnız hissediyor. Sosyal izolasyon ve yalnızlık, bir kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını, yaşam kalitesini ve yaşam beklentisini ciddi şekilde etkileyebilir. Araştırmacılara göre, sosyal izolasyon ve yalnızlığa bağlı ölümlerin oranı, sigara, obezite ve hareketsiz yaşam tarzlarıyla karşılaştırılabilir derecede.
Sorun o kadar vahim olarak görülüyor ki, Dünya Sağlık Örgütü yakın zamanda ‘yalnızlığı’ küresel bir sağlık sorunu olarak gördüğünü duyurdu. Örgüt, sosyal izolasyon ve yalnızlığın dünya çapında bir sağlık önceliği olarak tanınması gerektiğini savunuyor. Kaliforniya’nın San Mateo İlçesi yakın zamanda yalnızlığı bir “halk sağlığı acil durumu” ilan etti.
Dr. Carl Nassar, e-postada “Covid 19 tarafından sessizleştirilen ve daha önce keyif aldıkları ilişkisel yaşama geri dönemeyen insanlar, depresyona sürükleniyor” diye yazdı. “Çalışma, bu kişilerin izolasyonlarını ve onunla birlikte gelen depresyonlarını azaltmanın bir yolunu ortaya çıkardı. Onları haftalık olarak telefonla meşgul etmek, yaşama katılımlarını teşvik etmek ve desteklemek işe yarıyor.”
Yalnızlığa ve Depresyona Neler Sebep Olur?
Yaşlı yetişkinlerin yalnızlık ve depresyon geliştirme riski daha yüksektir. Çünkü aile veya arkadaş kaybına, kronik hastalığa veya işitme/görme kaybına uğrama olasılıkları daha yüksektir. Bu risklerle yalnız yaşama gibi faktörler bir araya gelerek depresyona neden olur.
Dr. Nassar “Emekli olduğumuzda iş dünyasını ve onun bize sağladığı küçük sosyal ağları geride bırakırız. İşte o zaman kendimizi bu dünyada sıklıkla yalnız, yaşlanırken ve sürüklenirken buluruz. Yaşlandıkça fiziksel hareket kabiliyetimiz yavaş yavaş azalır. Kolayca yolculuk etme ve dış dünyayla etkileşime girme yeteneğimiz kalmaz. Sonunda kendimizi giderek daha fazla kilit altında hissetmeye başlarız” diye açıklıyor.
Sosyal izolasyon ve yalnızlığın aynı şeyler olmadığını belirtmek gerek. Örneğin yaklaşık 14 milyon Amerikalı yalnız yaşıyor ancak birçoğu sosyal izolasyon veya yalnızlık hissetmiyor. Bununla birlikte, pek çok insan, aile ve arkadaşları tarafından güçlü bir şekilde desteklenmelerine rağmen yalnızlık duygusuyla karşı karşıya kalıyor. Yaşlı yetişkinlerin kendilerini sosyal olarak izole hissetmemelerini sağlamanın birçok yolu var. Bunların belki de en etkilisi, bağ kurmaları ve öz değer duygusunu teşvik eden faaliyetlere aktif olarak katılmalarıdır.
Sosyal İzolasyon ve Yalnızlıkla Mücadele
Aktif kalmak ve anlamlı, üretken faaliyetlere katılmak, sosyal izolasyon ve yalnızlıkla mücadelenin temelidir. Yaşlı yetişkinlerin bunu başarabilmesinin birçok farklı yolu var:
- Hobilerle meşgul olmak
- Gönüllü faaliyetlere katılmak
- Sosyal temelli gruplara girmek
- Aile ve arkadaşlarla iletişimde kalmak için teknolojiyi kullanmak.
Topluluklara katılmak, yaşlı yetişkinler arasında sosyal izolasyonun azaltılmasında ve ruh sağlığının iyileştirilmesinde hayati bir rol oynuyor. Lisanslı bir psikolog olan Dr. Deborah Gilman, The Epoch Times’a bir e-posta gönderdi. Ayrıca sosyal izolasyon ve yalnızlıkla mücadele için yapılabilecek girişimlerden bahsetti. “Bunlar arasında toplum merkezleri, yaşlı kulüpleri, gönüllü programlar ve ilgi alanlarına uygun eğlenceler yer alabilir. Yaşlı yetişkinleri topluluklara ve önemsedikleri amaçlara katkıda bulunmaya teşvik etmek, aidiyet duygusunu geliştirebilir. Ayrıca toplum üzerinde olumlu bir etki de yaratabilir” diye yazdı.
Gilman ayrıca zihni harekete geçiren ve yaratıcılığı teşvik eden hobilerin ve etkinliklerin önemini vurguladı. Bunlar arasında bulmaca, oyun, okuma, müzik, sanat ve el işi gibi etkinlikler var.
“Entelektüel açıdan teşvik edici faaliyetlere katılmak sosyal katılımı ve tatmin duygusunu da teşvik edebilir. Yaratıcı faaliyetlere katılmak, kendini ifade etme ve duygusal iyileşme için tedavi edici bir çıkış noktası sağlayabilir. Yaşlı yetişkinleri yaratıcı ilgi alanlarını ve hobilerini keşfetmeye teşvik etmek, amaç, başarı ve neşe duygusunu geliştirebilir.”
Fiziksel aktivite aynı zamanda depresyon ve yalnızlıkla mücadelede de yararlı bir yöntemdir. Gilman’ın açıkladığı gibi, “Yaşlı yetişkinlere yürüyüş, yüzme, bahçe işleri veya tai chi gibi keyif aldıkları fiziksel aktivitelere katılmanın yollarını sunmak, depresyon belirtilerini azaltmaya, ruh halini iyileştirmeye ve genel sağlık ve canlılığı geliştirmeye yardımcı olabilir.”
Son olarak, aile ve arkadaşlarla iletişim halinde olmak, yaşlı yetişkinlerin sevildiğini ve desteklendiğini hissetmesini sağlayabilir. Tabii ki eğer mesafe bir faktörse, teknoloji aradaki uçurumun kapatılmasına yardımcı olabilir. Gilman, “Arkadaşlar, komşular ve akranlarla besleyici ilişkiler geliştirmek, aidiyet ve destek duygusu sağlıyor” diye ekledi.
Yazan: Ayla Roberts, The Epoch Times
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.