Türk Dünyasının Komünizmle İmtihanı 6. Bölüm: “Kürtler”

Geleneksel kostümleri ve Jambiya hançeri ile Soylu bir Kürt Adam, 1880. (Wikimedia commons)

Kürtler ve Tarihleri

Önceki bölümlerde Uygur Türkleri, Ahıska Türkleri gibi Türk topluluklarının Komünizm altında yaşadıkları dramları ele aldık, fakat burada özelikle Türkiye’de Türklerden sonra en yoğun olarak yaşayan etnik bir grup olan Kürtleri ele alacağız.

Kürtlerin kendi yazılı tarihleri yoktur ve bu yüzden elde edilen bilgilerin birçoğunu farklı milletlerin onlar hakkında yazıldıklarından biliyoruz. Kürtler hakkında bilinen ilk yazı, eski Yunancada Batlamyus Atlasında, M.S 2 Yüzyılda Gordionoros (Kürt Dağları) olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kürtler Hint-Avrupalı bir topluluktur ve konuştukları birçok lehçe mevcuttur. Bunlar Kurmançi, Sorani, Gorani, Lurca ve Zazaki’yi kapsamaktadır. Kimi dil bilimcilere göre, Zazaca Kürtçe değildir ve ayrı kategorize edilir. Bazı dil bilimcilere göre, Kürtçenin Gorani Lehçesine yakın olduğu vurgulanmaktadır. Bilenen bir gerçek ise, Kürtçe ile Farsça’nın tam ortasında olan bir dil olmasıdır.

Kürtçe ve lehçeleri yüzbinlerce kelimeden oluşmaktadır ve çok zengin bir dildir. Kürtçe dili, Proto-Hint- Avrupa dilidir  ve çok eskiye dayanmaktadır. Kürtçenin Fransızca, Rusça gibi Avrupa dileri ile birçok ortak kelimeleri bulunmaktadır ve bu durum köken olarak eski ve tek bir dil-Ailesine mensup olduklarından kaynaklanmaktadır.

Araştırmacı yazar Müfit Yüksel, Kürtlerin kültürel ve etnik olarak Kafkas bir halk olduğunu ve bu halkın sonradan İran kavimleri ile karışımından meydana geldiğini söylemiştir. Kendisi özellikle Çeçen kaynaklarında, Kürtlerin ve Çeçen akrabalığından söz edildiğini vurgulamıştır. Yapılan genetik DNA araştırmaları; Kürt halkının Kuzey Yakın Doğu bölgesindeki bazı ortak atalardan gelen Azeri, Ermeni, Gürcü ve Yahudi halkları ile genetik yakınlığı olduğu saptanmıştır. (Kurdish Genetics: Abstracts and Summaries,Kevin Alan Brook)

Kürtlerin Atalarının Medler, Gutiler vs gibi şu anda yok olmuş toplulukların olduğunu varsayan birçok araştırmacı olmuştur ve bu konu hakkında makaleler yazılmıştır, biz burada bu konuyu ele almayacağız, çünkü bu konuda yeterince aydınlatıcı araştırmalar mevcut değildir.

Türkler ile Kürtlerin ortak Tarihi

26 Ağustos, 1071 Yılında Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan, Malazgirt Meydan Muharebesinde Bizans İmparatorluğunu yenmiştir. Burada 10.000 Kürt Mervani askerinin, Sultan Alparslan’ının ordusuna katıldıklarını kaynaklardan anlıyoruz ve Mervani Hanedanlığın bu yardımı Sultan Alparslan ve Türklerin Anadolu’ya girişini kolaylaştırdığını söylebiliriz. Kürtlerin ve Türklerin bu yaklaşması, iki milletin de Abbasi Halifesine bağlı olmalarından, yani iki milletin de Müslüman olmasından kaynaklanmıştır. Bu işbirliği, Kurtuluş savaşına kadar devam etmiştir ve Osmanlı Sultanları Kürtlere “Amcaoğlu” olarak hitap etiklerini biliyoruz. Bu beraberlik sayesinde Kürtler Doğu Anadolu’ya genişleyerek dağılmıştır ve Selçuklu ve Osmanlı Sultanları Doğu’da güvenecek bir müttefik bulmuştur kendilerine ve bu birliktelik iki halkın da lehine olmuştur.

Fakat, Kurtuluş Savaşından sonra, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, özelikle Avrupa’daki bazı İdeolojilerin ülkemize girmesinden sonra, “Kürt Sorunu” olarak adlandıran problem meydan gelmiştir. Burada, Diyarbakır Cezaevi deki İşkencelerden tutun, Kürtçe yasağına kadar giden birçok uygulamalar olmuştur ve birçok kişi ve hatta siyasetçi bunların yanlış olduğunu vurgulamıştır. Biz burada bu konuyu daha fazla irdelemek istemiyoruz, son zamanlarda özelikle şuanki hükümet birçok açılım ve kolaylıklar sağlamıştır ve şu anda Kürtçe konuşulabilmektedir ve Kürt vatandaşlara birçok kolaylık sağlanmış ve yanlış politikalardan dönülmüştür.

Kürtler ve Komünizm

Yukarıda söz ettiğimiz yanlış uygulamaların ve iç ve dış mihrakların desteği ile, Abdullah Öcalan önderliğinde Komünist bir Terör Örgütü olan PKK kurulmuştur. PKK ‘nın kuruluşu ülkemizde birçok şehit verilmesine sebebiyet vermiştir ve senelerdir ülke ekonominse zarar vermektedir. Sadece Türklere değil, en büyük zararını ise Kürt halkına vermektedir. Kürtler Selahaddin Eyyubi’nin torunlardır ve çok dindarlardır. Böyle bir milletin Ateizm kökenli komünizmi benimsemesi veya daha doğrusu zorla dayatılması asla doğru değildir.

Devletimiz PKK, PYD gibi örgütler ile savaş halindedir. Fakat Irak’daki Barzani Kürt Hükümeti ile daha yakın ilişkiler kurmaktadır. Buradan anlıyoruz ki, Komünist olmayan Barzani Hükümetini ve PKK, YPG gibi örgütleri aynı kefeye koymamalıyız. Burada PKK, YPG vs Barzani Kürt Hükümeti ile aralarının iyi olmadığını ve Lider Mesut Barzani’nin bu Terör Örgütünün kendilerine durmadan sorun çıkardığının ve onları reddettiğini defalarca söylemiştir.

PKK, YPG, PYD örgüttü Gerilla savaş takitiği kullanarak Türkiye, Iran, Suriye ve Irak da terör faaliyetlerinde bulunmakta. Bu örgüt, Kürtlerin hakkını savunduğunu iddia etmektedir ve kendisi Karl Marx ideolojisine bağlı bir Komünist örgüttür. Birçok genci kandırıp dağlara çıkartmakta ve orada Komünist ideolojisi doğrultusunda eğitmektedir, yani Ateizmi ve sınıflar çatışmasını vs öğretmektedir.

Daha önce komünizmi birçok bölümü ile ele almıştık. Mao Zedong, Stalin gibi diktatörleri çıkaran, 100 Milyon kişinin ölümüne sebebiyet veren Komünizmin, Kürt Halkının kurtuluşu olabileceği şüphelidir. Bugün; Kuzey Kore, Sosyalist Çin Hükümeti gibi dikta rejimlerinde görüyoruz ki, bu İdeolojik zulüm ve çatışmadan başka bir şey getirmemektedir.

Bugün; Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Halkı ile bir bütündür. Birçok Türk ve Kürt evliliği ile birbirinden ayrılmaz akrabalıklar ve ortaklıklar kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş felsefesi laik ve demokratik olarak düşünülmüştür ve her türlü etnik grubu kucaklamaktadır. Birbirine sımsıkı kenetlenmek, iki milletin de çıkarınadır ve 1000 yıllık ortak tarih de bunu bize göstermiştir.

Temennimiz, Kürtlerin geleneklerine, dinlerine ve örf ve adetlerine sahip çıkıp, bizlere ait olmayan ve bu coğrafyaya ait olmayan Komünist kültürden arınmalarıdır, çünkü görüldüğü üzere komünizm hiç bir halka veya halklara fayda sağlamamıştır ve sağlamayacaktır.

Komünizmi Anlamak

20. yüzyılın komünizm devrimleri esnasında, yaklaşık 100 milyon kişi ölmüştür. Bunlardan 20 milyonu Sovyetler Birliği, 65 milyonu Çin, 1 milyonu Vietnam, 2 milyonu Kuzey Kore, 2 milyonu Kamboçya, 1 milyonu Doğu Avrupa, 1,7 milyonu Afrika ve 1,5 milyonu Afganistan vatandaşından oluşmaktaydı.

Komünizmin ortaya çıkmasının en büyük nedenlerden biri, 1859 yılında yayınlanan “Türlerin Kökeni” kitabıydı. Evrim teorisinin tezleri, insanları ilahi kudret ve inançlarından kopartmaktaydı. Komünist Parti, Darwin teorisinin hayatta kalma mücadelesinden etkilenerek, bunun bir sınıf mücadelesi gerektirdiğini savundu ve “mücadele” kavramını benimseyerek ilerleyen dönemde Komünist Parti’yi yaymak ve gücünü sağlamlaştırmak için daima savaştan yana oldu. Ekonomik olarak herkesin eşit olması gerektiğini savundukları için de hızlı bir şekilde birçok takipçileri olmuştur.

Komünist hareketin kendisi aslında, 19. yüzyılın Avrupa işçi hareketinden gelmekteydi. Teorik altyapısı ise Karl Marx’ın: “Das Kapital” ve “Komünist Manifestosu” eserleriydi. 1917 yılında, Rus Komünist Partisi’nin kurulmasından sonra, sırayla birçok ülkede komünist devletler kuruldu. Onlar kanlı devrimler ve şiddetli iç çatışmalar sayesinde dünyamızda kendilerine yer edindiler.

Güzel olanı hedeflemek ve orta yolu bulmak insan doğasında vardır, fakat komünizm; sınıflar çatışmasını, inançsızlığı, nefret ve kini dayatmıştır. Bu ideoloji inancı, binlerce senelik kültürü ve gelenekleri yok etmiş ve bu da insanlığı bir felakete doğru itmiştir.

Marx’ın, “Din halkın afyonudur” sözü çok meşhurdur ve birçok Komünist tarafından benimsenmiştir. Komünizm dine, geleneklere ve ahlaki kurallara karşı durmuştur, bu yüzden onlara karşı olanlarla hiç acımadan mücadele eder.

İran Gorani Lehçesi Kürtçe şarkı, Sayran music YouTube kanalından.

Son olarak Kürtçe bir Şiiri siznle paylaşmak istiyoruz.

Savaştadır şimdi benim gibi şiir

ne zaman süzerseniz kavramları kandan

acılardan mısralar, matemlerden dörtlükler

o zaman okuyun bu şiirimi

o zaman aşk sızacak bu şiirimden…

Kurdî (Kürtçe)

şer de ye mîna min niha helbest jî

kengî parzinîn biwêj ji xwînê

ji êşê rêz, ji şînê çarîn

helbesta min hingî bixwîn

wê evîn jê binizile…

Şiir Yazar/Mehmet Atlı

Yazan: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye

*Bu makalede ifade edilen görüşler yazarın görüşleri olup Epoch Times’ın görüşlerini yansıtmayabilir.

İlgili makaleler:

Türk Dünyasının Komünizm ile İmtihanı; 1. Bölüm: “Ahıska Türkleri”

Türk Dünyasının Komünizm ile İmtihanı; 2. Bölüm: “Kore Savaşı”

Türk Dünyasının Komünizm ile İmtihanı 3. Bölüm: “Bulgaristan Türkleri”

Türk Dünyasının Komünizm Ile İmtihanı 4. Bölüm: Uygur Türkleri

Türk Dünyasının Komünizm İle İmtihanı 5. Bölüm: “Atatürk”

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.