Türkiye Yeni Bir Suriyeli Göç Dalgası İle Karşı Karşıya mı?

11 yıldır Suriye’de süren iç savaşın meydana getirdiği acı bir tablo ile karşı karşıyayız. Savaşın Suriye’de meydana getirdiği yıkım bir yana, Uluslararası kaynaklar Suriye içerisinde savaş yüzünden yerinden edilmiş insanların sayısının 6.9 milyon olduğunu ifade ediyor. Bunun yanında 5.6 milyon civarında insanın da komşu ülkelerde olduğu ve bu insanların 4 milyonunun da Türkiye’de olduğu belirtiliyor.

Bu 6.9 milyon kişinin yaklaşık 5.5 milyonu Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırının hemen ötesinde bulunuyor. Resmi kaynaklar bu nüfusun 3.8 milyonunun İdlib, 1.5 milyonun da Afrin bölgesinde olduğunu söylüyor.

Bu insanlara ulaşacak olan uluslararası yardımı BM koordine ediyor. Şu anda bu insanlara uluslararası yardımın Türkiye’den ulaştığı tek yer Reyhanlı’da bulunan BM aktarma merkezi. Bu yardımlar Cilvegözü sınır kapısından geçerek bu bölgelere ulaşıyor.

2021 yılında BM tarafından bölgeye 9.567 tır gönderildi ve bu yardımın yaklaşık %92’si bu bölgedeki insanların yiyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için gönderildi. Türkiye’nin gönderdiği yardımları taşıyan tır sayısı ile 2021 yılında 11.000 civarındaydı.

2022 yılının Nisan ayında kadar ise BM tarafından gönderilen tır sayısı 2.467 ve yine bunun yaklaşık %92’si yiyecek ve barınma. 2022’nin ilk altı ayında Türkiye’den Suriye’ye giden tır sayısını yetkililer 4.500 civarında olarak telaffuz ediyor.

Suriye’nin kuzeyinde bulunan bu 5.5 milyon insan yapılan bu yardımlara muhtaç. Bu yardımlar olmadan bu bölgede yaşamaları ve kalmaları imkânsız.

Suriye’deki yerinden edilmiş bu insanlara yapılan insani yardımlar BM Güvenlik Konseyi’nde 2012 yılından beri verilen biri dizi kararın sonucu olan ve 2021 yılında yeniden karara bağlanan 2585 no’lu karar doğrultusunda yapılıyor.

Bu karar önümüzdeki 10 Temmuz tarihinde New York’da yapılacak olan BM Güvenlik Zirvesi’nde tekrar görüşülecek. Bu sene, tüm taraflarda bu kararın tekrar yenilenemeyebileceği ile ilgili bir kaygı var.  Bu kaygının sebebi ise Rusya.  

Rusya’nın Batı ile içerisinde olduğu anlaşmazlıklar yüzünden bu kararı veto edebileceği düşünülüyor. Rusya bu kararı veto ederse, bu durum yardımların durması anlamına geliyor.

İnsani yardımlarla ilgili diğer önemli bir konu ise İngiltere gibi ülkelerin insani yardım bütçelerinde azaltmaya gitmesi. Mevcut ekonomik krizler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Covid-19 mevcut maliyetleri büyük oranda arttırdı. Bu yüzden İngiltere gibi ülkeler insani yardım konusunda ayırdıkları bütçeleri önemli oranda azaltmaya gidiyorlar.

Avrupa Birliği İnsani Yardım Direktörlüğü bütçenin istenilen düzeyde tutulması için ciddi çaba sarf ediyor. Seçeneklerden biri de bu bütçeye körfez ülkelerinin ciddi katkılar sunması.

Son olarak, artan maliyetler elbette yapılan yardımları da etkiliyor. Yardımlar artan maliyetler yüzünden günbegün azalıyor.

Eğer, Rusya bu kararı veto ederse bu Suriye’nin kuzeyinde barınan 5,5 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye doğru göçe zorlayabilir ve bu durumda çok ciddi yeni bir göç dalgası başlayabilir. Yardımların azalması durumunda ise yine Türkiye’ye doğru parça parça göç hareketleri başlayabilir. Her iki durumda Türkiye’deki gerginliği son derece arttırabilir.

İki hafta önce Avrupa Birliği İnsani Yardım Direktörü Andreas Papaconsantinou Ankara’da STK temsilcileri ve Suriyeli mülteciler ile bir araya geldi. Geri dönmek konusunda bu kişilere ne düşündüklerini sorduğunda aldığı cevap güvenli olmadığı sürece Suriye’ye kesinlikle geri dönmeyecekleri oldu.

AB’nin  9-10 Mayıs’ta düzenlediği Suriye ve Bölge’nin Geleceğinin Desteklenmesi – 6. Brüksel Toplantısında  AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Türkiye’ye 2024 yılına kadar 3 milyar Euro daha yardım yapılacağını açıkladı.

Bu yardım elbette ki Türkiye’deki mevcut sorunların çözümü için bile yeterli görünmüyor. Bir de 10 Temmuz’da BM Güvenli Konseyinden bu kararın uzatılması konusunda veto oyu çıkarsa durum daha da kötüye gidecek. 

Belki de yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya kalacağız…

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.