‘Yeni Kanıtlar’ Nuh’un Gemisinin Ağrı Dağında Gömülü Olduğunu Mu İspatlıyor?
Çok eskiden beri Nuh’un Gemisi’ni araştıranlar, onun varlığının kesin kanıtını bir türlü ele geçiremediler.
İncil’de, geminin suda 150 gün kaldıktan sonra Türkiye’deki “Ağrı Dağları”nda karaya ulaştığı yazar.
Hong Kong merkezli bir Protestan Hristiyan topluluk olan NAMI’ye bağlı bir grup araştırmacı, 2010 yılında Türkiye’de Ağrı Dağında antik geminin izlerini bulduklarını bildirdi.
Ancak iddiaları, daha geniş bir bilimsel topluluk tarafından itiraz ile karşılandı.
Daily Mail’de yayınlanan bir habere göre, California’lı bir Nuh’un Gemisi araştırmacısı, geminin taşıdığı yükle birlikte Ağrı Dağında karaya oturduğuna dair kanıt bulunduğuna inanıyor.
Geoscience Araştırma Enstitüsü’nden Profesör Raul Esperante, İncil’de adı geçen bu geminin bulunduğu yerin kanıtlarını araştıran ve Ağrı Türkiye’de düzenlenen üç günlük “Uluslararası Ağrı Dağı ve Ağrı’daki Nuh’un Gemisi Sempozyumu”na dünyanın her yerinden katılarak konuşma yapan 108 bilim adamından biriydi.
Express’e verdiği röportajda, “Amacım geçmişteki bu doğal felaketle ilgili ipuçları bulmak için dağın çevresindeki alanları gezmek” dedi.
Geoscience Araştırma Enstitüsü, Yedinci Gün Adventist Kilisesi tarafından desteklenmektedir.
Organizasyonun iddialarının birçoğu, bilim dünyası tarafından aynı şekilde dirençle karşılanmıştır.
Nuh’un Kayıp Gemisinin Arayışında
Epoch Times’ın raporuna göre, Nisan 2010’da NAMI arkeologları, İncil’de adı geçen ve Nuh’un Gemisi olarak bilinen antik eser olma şansının “yüzde 99.9” olduğuna inandıkları bir gemi bulduklarını bildirdiler.
Doğu Anadolu’yu araştıran 15 araştırmacıdan oluşan bir ekip, deniz seviyesinden 3,950 metre yüksekte Ağrı Dağı’nda gemiyi bulduklarını iddia etti. World Net Daily gazetesinin haberinde, ekip üyelerinden biri olan belgesel film yapımcısı Wing-cheung Yeung, “Bu yüzde 100 Nuh’un Gemisidir diyemeyiz, ancak yüzde 99.9 öyle olduğunu düşünüyoruz” diye belirtiyor.
Nuh’un gemisinin kalıntılarından, iç kısmı çeşitli kompartımanlarla donatılmış gibi görünüyor. Grup bunların hayvanlara yuva olarak kullanılmış olabileceğini söylerken, şüpheciler kolaylıkla, silah ya da yiyecek taşımakta da kullanılabileceklerini söylediler.
NAMI çalışanı Man-fai Yuen “Arama ekibi ile birlikte, dağda buldukları ahşap, yüksek bir yapıya girdik. Yapı farklı alanlara bölünmüştü. Girdiğimiz ahşap yapının tarihi hikayelerde anlatılan aynı yapı ve yerli halk tarafından belirtilen aynı antik gemi olduğuna inanıyoruz” dedi.
Ekip, ahşap malzeme üzerinde karbon tarihleme testleri yaptıklarını ve yaşının 4,800 yıl olduğunu iddia etti. Eğer doğruysa, bu yaklaşık olarak geminin yüzdürüldüğü söylenen zamandır.
NAMI ekibi iddialarını yayınladığı sırada bağımsız kuruluşlar tarafından herhangi bir test yapılmamıştı.
Esperante, NAMI ekibinin bulgularının doğruluğundan emindir. Daily Mail onun, iddiaları daha deneysel kanıtlarla desteklemek için “daha titiz, ciddi bilimsel çalışmalar” yapılmasını önerdiğini yazdı.
Esperante ayrıca proje hakkında bölgedeki bilim adamlarıyla birlikte çalışmak istemektedir.
“Teknik kaynaklara sahibiz ve yerel uzmanlarla birlikte çalışabiliriz” dedi. “Bilim çevreleri bir kere Ağrı Dağı’nda Nuh’un Gemisi’nin varlığından haberdar olduktan sonra, bu bilgiyi halka açık hale getirebiliriz.”
Ancak Oxford Üniversitesi’nden Nicholas Purcell, geminin Ağrı Dağı’nda olduğu iddiasına şüphe ile yaklaşıyor.
Daily Mail’e göre, Purcell, “İ.Ö. 2.800’de sel suları Avrasya’yı 3,700 metre derinlikte kapladıysa, yüzlerce yıl yaşındaki Mısır ve Mezopotamya’nın karmaşık toplulukları, bundan nasıl etkilenmedi?” diye soruyor.
Nuh’un Gemisi efsanesi, Yaratılış Kitabı’nın (Tekvin, Tevrat’ın ilk kitabı) altıncı bölümünde anlatılmaktadır.
Hikayede Tanrı’nın Nuh’a, yaşadığı bölgedeki her bir hayvandan bir erkek ve bir dişi taşıyacak bir gemi inşa etmesi için emir verdiğini anlatılıyor.
Gemiyi inşa ederek Nuh, hayvanları ve ahlaki açıdan çökmüş toplumdan uzaklaşmaları için çağırdığı küçük bir grup insanı büyük tufandan kurtardı.
Daily Mail’in yayınına göre, İstanbul Üniversitesi’nden Dr. Oktay Belli, “Nuh’un Gemisi ve tufan, bir efsane değil, tüm kutsal kitaplarda bahsedilen gerçek bir olaydır” dedi.
Ve tufan, tarihi bir olay olarak kabul edilirken, çoğu arkeolog ve akademisyen Nuh’un Gemisi hikayesinin abartısız açıklamasına inanmazlar.
İngiliz arkeolog Mike Pitt, 2010’daki ilk NAMI ekibinin bulgularından sonra İncil araştırmacılarının henüz inandırıcı bir delil üretmediğini söyledi.
Daily Mail’deki yazısında Pitt, “4,800 yıl önce büyük bir gemiyi, bir dağın yamacından 4 km yukarıya kaldıracak büyüklükte bir tufan olmuş olsaydı, dünya üzerinde bu tufanı destekleyen jeolojik kanıtlar olurdu diye düşünüyorum” dedi.
Pitt’e göre basitçe, bu kanıtlar yoktur.
Aralarında Esperante de olan bazıları, hemen ekleyebilir: “Henüz!”.
Yeni bilim sınırlarını keşfetmeye devam etmek için websitemizi ve Facebook’daki Epoch Times Türkiye sayfasını ziyaret edin!
Epoch Times, mevcut bilgilerimize meydan okuyan olaylar ve teoriler ile ilgili araştırmaları ve söylentileri araştırıyor. Biz, hayal gücümüzü canlandıracak ve yeni olanaklar yaratacak fikirleri araştırıyoruz. Facebook sayfamızdan, bazen tartışmalı da olabilen konular hakkında düşüncelerinizi bizimle paylaşın.
Haberi yazan: Tom Ozimek, Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.