Ekonomist: “Erdoğan’ın İhtirası Ters Tepti”
Ekonomist dergisi 30 Ağustos tarihinde “Erdoğan’ın Ters Tepen İhtirası” başlıklı bir yazı yayımladı. Yazıda, ulu insan olarak bahsettikleri Atatürk’ün ölümünden sonra Başbakan Erdoğan’ın, Türkiye’nin en etkileyici lideri konumuna geldiğini fakat eleştirmenlere göre hırsının, yeni demokratik bir yönetim sunma sözünün önüne geçtiği ve gittikçe daha da diktatör bir lider olmaya başladığı ifade edildi.
Yazıda, ılımlı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2002 yılında çoğunluğun desteği ve onlarca yıldır süren acemi iktidarın reddi ile iktidara gelmesinin ardından Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’yi durağanlıktan ve politik felçten kurtardığı ve bölgede bir ilham kaynağı haline geldiği belirtildi. Ayrıca generallerin kudretine son verdiği, kadın ve Kürtlerin haklarını geliştirdiği, modern yollar ve hastaneler inşa ettiği ve ezilenleri kuvvetlendirdiği ve gerçekleştirdiği reformların 2005 yılında Avrupa Birliği’nin tekrar müzakerelere başlamasına yol açtığı da yazıda Başbakan Erdoğan hakkında söylenenler arasındaydı.
Bu iyi gidişat sırasında Başbakan Erdoğan’ın kanser ile mücadele ettiğinin iddia edildiği, ayrıca güçlü Gülen grubu ile atışmalar yaşadığı, Kürt şiddetini ve Suriye’deki savaşı körüklediği ve bu zamanda giderek otoriterleştiği ve Abdullah Gül’ün görevinin 2014 yılında sona ermesiyle kendisinin başkan olarak seçilme hırsının mantığını bulandırdığı bu süreçteki gelişmeleri olarak değerlendirildi.
Yazı da ayrıca eleştirmenlerin, Başbakan Erdoğan’ın yeni demokratik bir anayasa oluşturmak ile ilgili sözünü bu hırsın gölgelediğini düşündükleri ifade edildi. Eleştirmenlerin ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın parti kuralları onu bir başbakan olarak sahneden indirince ülkeyi yönetebilmek için başkanlık güçlerini arttırmak istediğini ve yaptığı ayrıntılı planını Ak parti yoluyla gerçekleştirdiğini düşündükleri dile getirildi. Anayasa’yı yapmak için Meclis’teki üçte iki oranına sahip olmadığı için de yeni anayasanın referanduma ihtiyaç duyacağını ve çoğu anketin de AK partiye bu konuda çoğunluk verdiği ifade edildi.
“Hala, şansını değerlendirmiyor.” denilen yazıda, Kürtler üzerinde aşırı savaş yanlısı olduğu, PKK ile 28 yıldır süren kanlı isyanı bitirmek için gizli görüşmeler yaptığı, fakat bunun ardından güç kullanmaya yöneldiği ve binlerce Kürt eylemcisini tutukladığı ve bunun karşılığında da BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın “Türkler ile Kürler arasındaki bağlar giderek zayıflıyor.” sözleri anımsatıldı.
Medya patronlarının da devlet sözleşmelerini kaybetmekten korktukları için kritik gazetecilerini kovmak zorunda kaldıkları ve en azından 80 gazetecinin tutuklu olduğu ve birçoğunun da PKK üyesi olmakla suçlandığı ifade edildi. Hükümetin hoşgörüsüzlüğünün öğrencilere kadar uzandığı ve 2,824 öğrencinin hapiste olduğu ve dörtte birden fazlasının ücretsiz eğitim ve diğer “günahlardan” dolayı içerde olduğu yazıldı.
Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın rakiplerinin kendisini İslam köklerine dönmekle suçladığı ve daha dindar bir gençlik yaratmak istediği ve bunun için kürtajı yasaklamayı önerdiği ve imam hatip orta okullarını tekrar açtığı bildirildi. Ama bütün bunlara rağmen ordunun PKK üzerindeki etkisinin pek fazla olmadığı, Suriye konusunun çıkmaza girdiği ve artık şansını zorladığı belirtildi.