Depremzedelere Yardım Ulaşmasında Skandallar Yaşanıyor

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Van depremiyle ilgili halk ne kadar dayanışma konusunda teşekkürü hak ediyorsa oradaki yönetim, iktidar anlayışının da o kadar ”eleştiriyi hak ettiğini” savundu.

Aylardır yapılan en yoğun faaliyetin ”toplu cenaze törenleri” olduğunu belirten Demirtaş, ”Türkü ile Kürdü ile acıları dindirmeye ve bu acılar vesilesiyle ortaya çıkan toplumsal kırılmaları önlemeye çalışıyoruz” dedi.

”Türkiye’nin her yerinden kendi elleriyle hazırladıkları yardım kolilerini bir şekilde Van’a ulaştıran herkese buradan bir kere daha teşekkür etmek istiyorum” diyen Demirtaş, şunları söyledi:

”Böylesi anlarda insanlar ikiye ayrılır: İnsan olanlar ve olmayanlar. İnsan duygusu içerisinde, kardeşlik ruhuyla dayanışma gösteren herkese minnet duygularımızı iletmek istiyorum. Bu ülkede barış, kardeşlik adına her ne inşa edeceksek işte o dayanışma duygusunu üzerine inşa etme dışında bir seçeneğimiz yok. Türkiye her türlü ırkçılığa rağmen bu tutumunu korumalıdır. Aslolan insani duygudur.

Bir tarafta Türkiye toplumunun önemli bir kesiminin dayanışma duygusu, bir taraftan da belki depremin yarattığı etki kadar ağır bir travma yaratan ırkçı anlayış, faşizan duruş ve söylemlerdir. Çok şükür ki bunlar toplumun geneline hakim değil. Hele hele anlı şanlı bazı televizyon programcılarının ki ırkçılık mezunu, faşizmde doktora yapan bu naylon oyuncaklar diliyorum ki bir daha televizyon kanallarında, gazetelerde bu düşünceleri vesilesiyle yer bulamayacaklardır.”

Van’da en acil ihtiyacın barınma sorunu olduğunu belirten Demirtaş, halkın her zaman sınavını başarıyla verdiğini ancak enkazın altında ilk kalanın da devlet olduğunu ileri sürdü.

Kızılay’ın, devletin bu konularda ne kadar hazırlıksız olduğunun ortaya çıktığını savunan Demirtaş, Van’da, arama kurtarmada, yardımların ulaştırılmasında, dağıtılmasında, acil ihtiyaçların karşılanmasında büyük bir beceriksizlik ve yetersizliğin ortaya çıktığını öne sürdü.

”48 saat geçmiş olmasına rağmen devletin Van’ın mahallelerinin, köylerinin önemli bir kısımına ulaşamadığını” iddia eden Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Halk ne kadar dayanışma konusunda teşekkürü hak ediyorsa, oradaki yönetim, iktidar anlayışı da o kadar eleştiriyi hak ediyor.

Neden halen çadırlar kurulamadı bunu açıklayabilen yok. ‘Hava köprüsü kuracağız, kara köprüsü kuracağız…’ Uzaya mı gidiyorsunuz? Van’a gidilecek. Uçakla bir buçuk saat. Köy 20 kilometre aradan 20 saat geçmiş. Devlet saatte bir kilometre hızla gitse o köye yetişir.

Yardımların ulaşmasında skandallar yaşanıyor. Belediyemiz Valilikle işbirliği arayışına girmesine rağmen Van Valisi halen şu dakikaya kadar Van Belediye Başkanı’na telefonla dönmüş değil. Kent enkaz halinde kendisi halen ayrımcılık derdinde ve Van Valisi sıfatıyla sokaklarda dolaşabiliyor. Yardımın tek elde toplanması lazım ama Van Valisi hazretleri AKP’nin il başkanı gibi davranarak belediye başkanını halen aramıyor ama Belediyeye gelen bütün yardımlara el koyma kararı alıyor. Böyle bir ayrımcı zihniyeti bir valide asla kabul etmiyoruz. Eğer Van’ın yarısının valisiysen istifa et. Hükümet başka vali atasın. Hükümet böyle bir dönemde bile ayrımcılık yapan valiyi koruyor. Biz kendisine tavsiye ediyoruz; Van halkına toplu işkence yapmayı bırak. Deprem vurmuştu bir de sen vurma. Terk et, istifa et, AKP’ye geç, bir şey yap ama ‘ben Van valisiyim’ deme. Görevini layıkıyla yapamıyorsun.”

Demirtaş, yardımlarda adaletsizlik yaşandığını ve buna tepki gösteren Vanlılara polisin müdahale ettiğini öne sürdü.

Dünyanın 150 ülkesinin destek talebinde bulunduğunu ancak ”hükümetin burnunun havada olduğunu” savunan Demirtaş, ”Bıraksan belki bir ülke tek günde oraya çadır kuracak, ona da izin vermiyorsun. Kurtarma ekipleri havaalanından geri çevriliyor. Ne yapılmaya çalışılıyor? Hükümetin amacı ne çözebilmiş değiliz” diye konuştu.

Demirtaş, Türkiye’nin deprem konusunda hazırlıklı olmadığını, bu konuda parlamentonun üstüne düşeni yapması gerektiğini dile getirdi.

”Deprem vergilerinin” bütçe açığının kapatılmasında kullanıldığını iddia eden Demirtaş, ”Şimdi de bir çadırın hesabını yapıyorsunuz” dedi.

Demirtaş, grup toplantısının ardından Van’da basın mensuplarına yönelik saldırılara ilişkin bir soru üzerine ise şunları kaydetti:

”Böylesi dönemlerde medyaya önemli görevler düşüyor. Hem deprem bölgesinde eksikliklerin doğru yansıtılması açısından hem de halkın bozulan moral, motivasyonun bir nebze de olsa giderilmesi açısından çok önemli. Medya bu konudaki rolünü doğru oynarsa çok büyük katkı sunar. Oradaki insanlarımız da acılılar, duygusallar ama basın mensuplarına dönük bir tepki olmamalı. Basın mensuplarına fiziki saldırıya dönüşen şeyler yaşanmamalı. Buradan Van halkından ricada bulunuyorum. Basın alanında çalışan insanlar sonuçta basın emekçileri. Nasıl yayın yapılacağına onlar da karar vermiyorlar. Bir kaç basın mensubu veya televizyoncunun yaptığı ırkçılığı bütün medyaya mal etmemek lazım.”

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.