Mersin Kendine Sahip Çıkamadı

Mersin’in Mezitli ilçesindeki Polis Evi’ne yönelik terör saldırısı kapsamında tutuklanan Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Bedrettin Gündeş bugün mahkeme karşısına çıktı.

Çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklu olarak yargılanmasına karar verilen Gündeş,  Tarsus cezaevine gönderildi.

Gündeş’in ifadesi karakolda alındıktan sonra savcılığa sevk edildi ve burada da kendisine isnat edilen suçlar hakkında ifadesi alındıktan sonra mahkemeye sevk edildi.

Mahkeme Gündeş hakkındaki iddiaları, avukatlarının “Yeterli deliller yok.” demesine karşın, haklı buldu ve Gündeş’in tutuklu yargılanmasına karar verdi.

Avukatı Bilgin Yeşilboğaz’ın ifadesine göre Gündeş, canlı bomba olduğu iddia edilen Zozan Tolan kod adlı Dilşah Ercan ile ilişkilendirilmeye çalışıldı. Ancak mahkeme sırasında Gündeş’e bu konuda hiçbir soru sorulmadı.

Yine Yeşilboğaz’ın ifadesine göre sorulan soruların tamamı 2014 yılı öncesi yerel seçimleri ile ilgiliydi. 9 – 10 yıl önceki seçim sürecindeki çalışmalardaki resimler ve bazı toplantılardaki kişiler soruldu. Dolayısıyla Gündeş’in bunların hepsini tanıması mümkün değil. İnsanlar katıldığı her toplantıdaki herkesi tanıma imkanına sahip değil.

Ayrıca eğer yan yana çektirdiği fotoğraflar yüzünden insanlar suçlu bulunacaksa, bu tüm Türkiye’de ciddi sıkıntılar yaratır.

Yani ilişkilendirilmeye çalışıldığı bombalı saldırı ile ilgili güncele ilişkin hiçbir soru yoktu.

Gündeş’in Mersin macerası ise Akdeniz Belediyesi’nde başlamıştır. Mersin’in büyük bir çoğunluğu gibi Mersin’e, görev sebebiyle de olsa, göç etmiştir.

Görevi başladığı günden itibaren tüm kesimlerle çalışmış ve Mersin’de yaşadığı yıllar boyunca ağırbaşlı ve rasyonel yaklaşımı ile herkesin sevgisini ve saygısını kazanmıştır.

Şiddeti kökten ret eder.  İnsana karşı dürüstlüğü, saygıyı ve hoşgörüyü temel değerleri olarak benimser. ‘İnsan Kendi Olamadı’ kitabında da insan olamamayı bu temelde eleştirir.

Konuşmalarında referans olarak Şeyh Bedrettin,  Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Konfüçyüs ve Buda gibi bilgeleri referans verir.

Muşlu bir Kürt’tür ama aynı zamanda Türk’tür, Roman’dır, Laz’dır, Çerkez’dir, Levanten’dir, Müslüman’dır, Alevi’dir, Hristiyan’dır, Musevi’dir ve Budist’tir. Bir kadındır, bir engellidir ve bir dezavantajlıdır. Çünkü kendisini hepsinin yerine koyar.

Hepsinin sorunlarının kendi sorunları gibi analiz eder. Empati yeteneği çok gelişmiştir. Zaten sırf bu yüzden sosyoloji okumuş ve bir sosyolog olmuştur.

Aslında Bedrettin Gündeş, Mersin’in ta kendisidir. Bir hoşgörü kenti olan Mersin’in bir insan bedeninde vücut bulmuş halidir Bedrettin Gündeş.

Kızı İngiltere’de yüksek mimardır, çocukları Serhat ve Jan Robin yüksek eğitimli iki dil bilen ve olayları dünya konjonktüründe değerlendiren gençlerdir. Eşi Ümran Gündeş son derece hanımefendi bir kadındır ve bütün Mersin kendisini bilir.

Son yazdığı Çağdaş ve Ekolojik Belediyecilik kitabı ile geleceğin belediyeciliğinin temellerini atmaktadır. Kişisel gelişim uzmanlığı vardır.

Ve bu insan terörle iltisaklı öyle mi?

Ben hiçbir Mersinli’nin buna inanmayacağını biliyorum. Ama acı olan şu ki; Mersin kendine sahip çıkamadı.

Herkes, Bedrettin Gündeş’in masum olduğunu bildiği halde terörle ilişkilendirilmekten korktuğu için sessiz kaldı. 

Ben Adliye Sarayına gidip mahkeme salonun önüne geldiğimde orada Mersin’in pek çok önemli yüzünü göreceğimi zannediyordum.  

Çocukları Serhat ve Jan Robin ve birkaç dostundan başka kimse yoktu.

Bedrettin Gündeş Mersin’in vücut bulmuş halidir.

Mersin, Mersin’i kendi ruhunda ve bedeninde temsil eden insana sahip çıkamamıştır.

Mersin kendine sahip çıkamamıştır.  

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.